. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>


Röportajlar
"Aşk bir milat, kompleks birşey"

 

 

 

Elif Şafak, HABERTÜRK te yayınlanan Haftasonu Sohbetleri nde Filiz Akın ın sorularını yanıtladı.

21.12.2008

 

 

 

Filiz Akın la Haftasonu Sohbetleri nde bu haftanın konuğu Elif Şafak oldu. İşte o keyifli muhabbetin önemli noktaları...

Kadere inanır mısınız?


İnançlı bir insanım. Kaderci değilim

Eşimle konuşuyorduk. İlk keşfeden benim, söyle dedi.. Bizim onu keşfetmemiz Fransız arkadaşlarımız vardı. O bana Bit Palas okuyun demişti. Biz sizi oradan fark ettik. Strasbourg da doğdunuz. Oradan alıp büyütelim Elif Şafak ı.

1971 yılında doğdum ben. O dönem anladığım kadarıyla babamın eğitimiyle Strasbourg da doğmuşum. Sonrasında ayrılıyorlar. Çekirdek aile ortamında büyümedim. Annemle birlikte Türkiye ye gidiyoruz. Sonra anneannemin bana baktığı bir dönem vardı. 10 yaşımdayken annemle birlikte yurtdışına gittik. Ergenlik dönemim Madrid de geçti. Dul bir anne tarafından büyütülmenin kalemimde muhakkak ki bende yeri var. Kalemimde izi var.


Anne baba ayrılığını ben de çok kötü yaşadım. İstemedim ama oğluma da yaşattım. Bu süreçte sorguluyorsunuz. Babam vardı ama tamamen koptu bizden. Benim için baba varlığı olmayan birşey.

Aslında büyük bir boşluk. İçine negatif ya da pozitif birşey koyamıyorum. Bir dönem daha hissizdim, daha kızgındım. Sorgu dönemlerinden geçtim. Öfke de dindi. Yokluğu kabullendim. Ben de değiştim. Boşluğun kendisinde değişiklik olmadıç

Biz daha koşulsuz sevgi aramıyor muyuz?

Kesinlikle öyle. Bir evlilik iyi gitmiyorsa, insanlar birbirini hırpalkamaya başladıysa çocukları da zedeler. Boşanmaya kötü bakan bir insan değilim o bakımdan. Boşanma sonrasında ayrılan insanların kendi çocuklarıyla olan ilişkilerinin farklı olması lazım. Çocuğu da birey olarak görmek lazım.


Yazarlık ipuçları okumayla mı başladı?

Biraz yalnızlıkla ilişkili birşey. Çok yalnız bir çocukluk geçirdim. Geçmişime baktığımda farklı ülkelerde bulunmadan ötürü kültğrel bişr farklılaşma oldu. Çok okudum. Devamlı kitaplarlaydım. Günlükler hikayelere dönüştü, hikayeler romanları getirdi. Bu yazar olmayı istediğim için değil.

Gençler yazar olmayı nasıl yapabilirler?

Bence okuyarak. Biz toplumca bir an evvel şair ve yazar olmak istiyoruz. Her iyi yazarın iyi bir okur olduğunu düşünüyorum

Her hikaye ayrı bir dil gerektirir demişsiniz. İlk öykünüz, ödül aldınız onunla değil mi?

Romandan önce bir öykü kitabım var. Onu yazmak bana çok şey öretti. Çok esinti var. Pinhan, tarihsel boyutu olan bir roman. Bir dervişin içsel hikayesi. Çok hissederek yazdım. Sonra da devam etti o yolculuk.

Sonra İstanbul a geliyor Derviş.
Ben de İstanbul u yazarken onu daha dişi karakter olarak algılıyorum. dİLE çok önem veriyorum.

Daha önce çalışıyorsunuz, tez gibi. Daha kalıcı gibi kılıyor sanıyorum sizi...

Dilin çok önemli olduğuna inanıyorum.ç Bu bir araç değil. Dille var oluyoruz, hissediyoruz. Başından beri önemlidir. Osmanlıcaya büyük bir ilgim var. Mevcut kelimelerin yaşamasından yanayım. Yazar yazarken akışa göre birini seçeceğiz belki. Daraltmaktan değil de çopğaltmaktan yanayım.

Mahrem adında bir romanız var. Peki Mahrem nedir?


Her kitabın ismi kitabın içinden çıkan kelimelerle oluşuyor. Benim için Mahrem özel bir kitap. Görmek üzerine kurulu herşey. Kadından rahatsızlık duyuyorlar. Farklı olan şeylere bakıyoruz, gözlerimizle rahatsız ediyoruz. Mahrem için bazı eleştirmenler "Şizofrenik bir roman" dediler. Modernleşme hikayemiz, batılılaşma hikayemiz var orada. Bu hikayeleri görmek ve göz bağlıyor.

Bir de kadın bedeni...


Evet en çok kadınların görüntüsünden bahsediyoruz. Kadın da kendine baktığında kendini eleştiriyor.

İnsanlar görüntüye önem veriyor, iç güzellik daha önemlidir diyorlar ama ben buna pek inanmıyorum


Bana uzun vadede birşey öğrenmek iyi geldi. Kendimizle nasıl barışık olduğumuz bedenimizi ve görüntümüzü nasıl taşıdığımızı belirliyor. Dış görünüşten ziyade içinizde kurduğunuz bütünlük önemli.

Çocukluğunuzda içinize kapanık ama çok uslu gibi görünen içinde fırtınalar kopan biri miydiniz?

Çok gözlemlermişim. Sessiz bir çocukmuşum. Aklıma düşen ilk anılar da bu yönde. Hareketli yaramaz bir çocuk olmadım. Daha çok düşünmekle geçti. Gözlem yapmaktan karşınızdaki insanların ne bileyim düğmesinin kopuk olduğunu fark etmek değil. Bizim işimiz bağlantıları yakalamak. Bu bana tasavvufun da öğrettiği birşey.

Sinan Çetin le bir projeniz varmış?

Son yazdığım, henüz piyasaya çıkmayan romanın film haklarını ele alıp böyle uluslararası bir prodüksiyon yapmak istediler.

Avrupa da daha iyi biliniyor Mevlana

Hala Amerika da en çok okunan şairlerden biri. İslam dünyasnın Seakspearsi olarak. Şems o kadar bilinmiyr. Benim kitapta o dönemin Konyası na bakmak değildi. 1240 lı yıllarda insanlar nasıl yaşıyordu? Bunlara baktım. Bunun yanı sıra bugün yaşayan insanlara ne veriyor mevlana biraz bu konunun üzerine gitmek istedim.

Televizyon dizisi Halil ve Menekşe için bir hikaye yazmışsınız...


Ben yapı olarak sanat türlerinin kesiştiği yerde olmayı seviyorum. Romanı yazarken sadece onunla yaşıyorum. Roman bittikten sonra bir an önce ondan uzaklaşmaya çalışıyorum. Kendinizi tanrı zannediyorsunuz yazarken. Karakterleri yaratıyorsunuz, öldürüyorsunuz. Eğer o halden çıkmazsanız yazarlık çok bencilleştiren birşey. Sanatın başka alanından sinemadan ve müzikten yazarken de beslenirim. Bu alanlar beni besliyor. Annelikle beraber yeni anlatım arayışlarına girdim. İnsanın zamanla arasındaki ilişki değişiyor anne olunca. Bu beni Halil ile Menekşe ye götürdü.

Ben roman okurlaırnın bir özgürlüğü olduğunu düşünüyorum. Karakterleri tasvir etmeyi çok sevmiyorum. Biz karakterlere suret verdik karikatürlerle. Bu kitap özel bir tercihti. Bu kitap depresyondan bahsediyor ama depresif değil. Ben de yazarken kendimle çok dalga geçtim. Kendi halleriniz bir süre sonra komik gelmeye başlıyor. Kadın yazarların hayatları çok farklı. Kimi anne olmuş, kimi evlatlık edinmiş. Farklı elementlerimiz olduğunu düşünüyorum. Tüğm farklılıklarımıza rağmen benzer şeyler kafamızı kurcalıyor. Bugün hala okurlardan biz bu kitabı okuduk bizi iyileştirdi diyor.

Genç anne adaylarına ne tavsiye edersiniz?


Hüznün de bir mevsimi olduğunu düşünüyorum. Bırakalım aksın, o da yaşansın. Bastırmak olmuyor. Doğumdan sonra anneler değişiyor. O da bir mevsimdir, gelir geçerr

Bebeklerine yetişememekten korkmamaları gerekiyor değil mi?


Benim için en zoru o oldu. Kendi başıma birşeyleri yapmaya alışmışım. Yardım istemeyi öğrenmek benim için zorlandığım noktalardan biri olmuş. Depresyon, miadını doldurduktan sonra farklı oluyor. Aşk benim için sadece bedensel birşey değil. Kainatın özünün aşk olduğunu düşünüyorum

Eyüp Bey le nasıl tanıştınız?

İstanbul da. Kolay bir ilişkimiz olmadı. Bir yandan çok sevdik birbirimizi çok hırpaladık. Sonra ayrıldık. Hasretin bize çok öğrettiğini düşünüyorum. Sonrasında çok farklı insanlar olduk.

Aşkı ilk başlara alırsak. Adem le Havva olarak düşünelim. Aşk temelinde olan içgüdülerimizden üreme duygusunun,i hormonlarımızın oyunu mu?

Aşk bence daha kompleks birşey. Aşkın bir efsunu var. Aşktan bu yana derlermiş eskiler. Aşk bir milat. İnsanın kendiyle kurduğu ilişki de bundan çok uzak birşey değil. Aşkla bakamilmek, kendine, dünyaya.. Bunlar bana önemli geliyor. Aşkın dinamik ve dönüştürücü olduğunu düşünüyorum. Aşk değiştirir.

Günümüzde teknolojinin bu kadar ilerlediği toplumda değişik mi yaşanıyor?


Bizim yaşadığımız dünyada aşkın tanımı değişti. Ölümü algılama biçimimiz de değişti. Belki daha tahamülsüzleştik. Sabır, beklemek, özen göstermek azaldı. Ben pesimist biri değilim. Aşk bir zamanlar nasıl yaşanıyordu, daha meraklı olmak, eski güzellikleri unutmadan bugüne taşımak önemli oldu benim için

En çok hangi romanınız sattı? Baba ve Piç mi?

O olabilir, Bit Palas oldu Siyah Süt oldu

En çok hangi kitabınız sizi etkiledi?


Beni daha çok yazmadığım kitaplarım etkiliyor. Bütün romanlarım farklı. Kendini tekrar eden bir yazar değilim. Her kitabı yazdığımda farklılaştığımı görüyorum. Beni heyecanlandıran yazmadığım kitap.

Son kitabın adı belli mi?

Henüz kesinleşmedi. Ben aslında hem İngilizce hem Türkçe istedim. İlk İngilizce yazdım. Çok iyi bir tercümanla çalışıyorum. Şu an kitabı yeniden yaratıyorum. 1,5 ayı bulacak çıkması

Çocuklarınızla nasıl yaşıyorsunuz? Ben bir büyükanne olarak kendimi onlarla kaybediyorum.

Ben de öyle. Çünkü insan bambaşka bir üslup yakalıyor. 

 

 

HaberTürk

 

 

İzlenme : 4938
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us