. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>


Röportajlar
“Kitaplar hep firaridir”

 

Yeni romanını yazmak için ailesiyle İngiltere’ye giden Elif Şafak; bu romandan önce okurla buluşan deneme kitabı “Firarperest”le ilgili sorularımızı yanıtladı.

 

08 Aralık 2010

 

GÜLDEN ÖKTEM

 

“Firarperest” nasıl ortaya çıktı?

Her şey bir yolculukla başladı. İngiltere’ye gelirken zihnimin bir köşesinde kitabın ismi şekillendi: “Firarperest”. Bu yazılar benim için buradan oraya uzanan bir köprü. Benim işim yazmak. Ben bir hayal dünyasında yaşıyorum çoğu zaman. Ama bir yazarın aynı zamanda iyi bir okur olması gerektiğine inanıyorum. Hem kitap okumak hem hayatı okumak anlamında. “Firarperest” hayatı nasıl okuduğumu gösteriyor.

 

Neden adı “Firarperest” oldu ya da şöyle sorayım; firar eden kim?

Firarperest sözü illa bir insana gönderme yapmıyor. Bence kitaplar bir anlamda hep firaridir zaten. Romanlar öyledir. Yazının yapısı öyle. Hayatın sıkıcılığında, tekdüzeliğinde dehlizler kazar yazı. Bir roman okurken o dehlizlerden kaçar ruhumuz. Bambaşka yollar çizer kendine. Özgür olur. Edebiyatın kendisi firarperesttir zaten. 

 

Gazete yazısı yazmakla kitap yazmak arasında uçurumlar var mı; yoksa çok mu yakınlar?

Gazete yazısı yazmak ile roman yazmak birbirinden çok farklı; ama severek yapılırsa birbirlerine katacakları şeyler var. Romancı genelde yalnızdır, içine kapanıktır, ben merkezcidir. Benim bir yanım öyle yabani ki ben bile yaklaşamıyorum. Gazete yazısı yazmak içinse tam tersine dışa açık bir enerji lazım. Toplumu okumak, günceli takip etmek, halktan ve hayattan kopmamak lazım. Gazete yazısı her gün yazamam; ama haftada iki yazı benim için ideal bir denge. Bu bir pencere benim için.

 

Kitaba hangi yazıları seçeceğinize nasıl karar verdiniz?

Seçim yapmak çok zor oldu. Çünkü seneler içinde yazılmış yüzlerce yazı var. İster istemez pek çoğunu dışarıda bıraktım. Hem eskiyi anlayan hem günceli kavrayan yazılar seçtik. Romandan ziyade fikir yazıları okumayı seven erkek okurlara da, okuduğu romanların yazarını daha iyi anlamak isteyen kadın okurlara da yakından hitap edecek.

 

İlk kez bir kitabınızın kapağında kendi fotoğrafınızı kullanıyorsunuz. Bu nasıl oldu?

Doğru, bunu ilk kez yaptım.  “Hadi fotoğrafımı kullanalım” deyip de bir görsel arayışına girmedik. Tam tersine. Bu fotoğrafın havasını o kadar çok sevdim ki, o beni yönlendirdi. Mehmet Turgut’un bir çalışması. 

 

“Firarperest”, “Anarşist Aşklar”la başlıyor ve “Edep” konusuyla bitiyor. Nasıl okuyalım biz bu tercihinizi?

Doğru bir tespit. “Anarşist Aşklar” benim sivri ve entelektüel yanım, “Edep” benim yumuşak ve duygusal yanım. İkisi de benim. İkisi de önemsediğim damarlar. Birey olabilmek, birey kalabilmek, hep kendini yenilemek, değişmek, değişime açık olmak; demokrasiden, çoğulculuktan, insan haklarından, kadın haklarından yana olmak. Öteki damar ise ahlakta duru, içte edepli olmayı öğütlüyor. Başkalarının aleyhine ileri geri yazmamak, dedikodu yapmamak, kalemini kılıç gibi kullanmamak, nefsine dikkat etmek. Çünkü nefis işi zor mesele. Ve bir şey söyleyeyim: Daha meşhur oldukça daha zorlaşıyor.

 

“Yeni romanım 1960’ların, ‘70’lerin Londrası’nda geçiyor”

 

Yeni kitap yazmak için bir süredir İngiltere’desiniz. Nasıl geçiyor orada günler?

Hem keyifli ve renkli, hem hasret dolu. İstanbul’u, memleketi bol bol özlüyorum, elimden geldiğince gidip geliyorum. Öte yandan İngiltere’nin yağmuru kasveti, gri gökyüzü, benim için ideal roman yazma havası. Kendi içime kapanabiliyorum.

 

Yeni kitap ne zaman?

Romanın akışı gösterecek.

 

İngiltere’nin yeni kitaba kattığı şeyler ne oldu?

Romanın önemli bir kısmı Londra’da geçiyor. Bunu henüz söylememiştim. 1960’ların, 1970’lerin Londrası’na gideceğiz. Bir ailenin hikayesini anlatıyorum. Yazdığım her bölümü araştırıyorum. Esas mesele şu ki ben yollarda olmayı seviyorum. Ruhen ve zihnen göçebeyim. 

 

Twitter’da “Sevdiklerimizi kırmayı anlatmak istiyorum. Aşkla kırdıklarımızı...” dediniz. Bu kez dünyevi bir aşk mı okuyacağız?

“AŞK”tan çok farklı bir roman bu. Ama gene içinde maneviyat var. Dokunaklı, okuyanın tek başına kalıp düşünmek isteyeceği bir hikâye...

 

Milliyet Kitap

 

 

İzlenme : 4256
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us