. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Bir konferansın sergüzeşti

23 Mayıs 2005’te Osmanlı Ermenileri Konferansı’na katılmak üzere Berlin’den İstanbul’a geldim.

Tesadüf bu ya, çata çata en yanlış taksi şoförüne çattım. Açmış radyoyu dinlemekte Cemil Çiçek’in nutkunu. ‘Bak şu hainlere’ dedi aynadan bana. ‘Durup dururken ne demeye deşiyorlar şimdi bu aydınlar bu meseleyi?’ Ben bavullarımla büzüldüm arka koltukta. Konuştuk biraz, cevapları önceden bildiğini zanneden her insan gibi iş konuşmaya gelince sular seller gibi konuşkan, ama dinlemeye gelince dinleme özürlü idi.

Aynı gün konferans sakıncalı ilan edildi, hepimiz hain. Henüz yapılmamış bir konferansın, henüz sunulmamış tebliğlerinin sakıncalı olduğuna karar verdi kimi otoriteler. Ardından, malum, devlet ve sivil toplum içindeki farklı seslerin sergilendiği bir curcuna yaşandı ve konferans ertelendi.

23 Eylül 2005’te yeniden konferansa katılmak üzere New York’tan İstanbul’a uçtum. Yorgun argın dakika bir havaalanına indim, bu sefer korka korka seçtim taksi şoförünü. Radyoyu açtık, gündemde özelleştirme haberleri. Aman konferansa dair bir değişiklik yok, bir sürpriz yok galiba derken hoppala! Aynı akşam konferans gene sürüncemeye girdi, idare mahkemesi kararıyla konferans hakkında inceleme yapılacağı gerekçesiyle yeniden döndük başa.

Oyun oynar gibi, şaka gibi bir şey mi Türkiye’de demokrasi, son dakikaya kadar bekleyip, konferansın başlamasına bir gün kalaya kadar bir şey demeyip ardından pat diye bir engel bulmak, insanları bezdirmek, yıldırmak, caydırmak ve onlara devletin karşısında aslında ne kadar küçük, ne kadar aciz, nasıl birer minik fare olduklarını hatırlatmak için mi tüm bunlar? Sen kimsin ki, üstüne vazife mi Türkiye’nin en hassas meselesini deşiyorsun?

Türkiye’nin en hassas meselesi Ermeni meselesi değildir. Ne 1915 tehciri ve yaşanan acıların toplumsal hafızadaki yansımaları. Ne de bugün süregiden soykırım tartışmaları. Türkiye’nin en hassas meselesi aslında mutlak devletçi zihniyet ve onun şakşakçılarıdır. Devleti sivil toplumun üstüne koyan yaklaşım. Merkezî devletin çıkarlarını tüm bireysel farkılıkları, karşıt okumaları ve sivil toplum oluşumlarını çiğneyip geçecek bir juggernaut (ezip geçen heyula makine) olarak algılamak bize mahsus.

 

25.09.2005

 

İzlenme : 2919
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us