. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Nefretin dili

Nicedir test ettiğim bir hipotez var: Yurtdışında yaşayan Türkler, Türkiye’de yaşayanlardan çok daha tepkisel ve muhafazakâr ve eleştiriye kapalılar. Türkiye hızla değişiyor; ama yurtdışındaki Türkler aynı hızla değişmiyor.

Hatta ekseriya donduruyorlar kendilerini ve kimliklerini. Bilhassa Amerika’dakiler. “Ermeni meselesi” ile ilgili fikirlerimden ve yazılarımdan dolayı katlanarak artan sayıda okur mektubu aldım, alıyorum. Tamamen katılan da çok, kısmen katılan da, hiç katılmayıp eleştiren de. Hepsi de gayet medenice, özgürce. Ama ne hikmetse Amerika’daki Türkler ya tamamen yandaş ve övgü dolu mektuplar yolluyorlar ya da tamamen karşıt ve hakaret dolu mektuplar. Adeta ortası yok. Nihayet bugün okur mektuplarından bahsetmeye karar verdim. İsimlerini vermeden kimi mektuplardan parçalar yayınlamak istiyorum. Öncelikle “küflenmiş husumetin ve dinmeyen nefretin dili” diye adlandırdığım seçkiden birkaç örnek yayınlayacağım. Bir sonraki hafta da “Yeşeren Uzlaşmanın Dili” diye isimlendirdiğim türden örnekler yayınlayacağım. Bu iki dil arasındaki üslup, içerik, amaç ve hitabet farkını sergilemek istiyorum.

Küflenmiş nefretin dilini konuşanlar en çok “vatanı satmak”, “Türk değil aslında Ermeni genleri taşımak (onlar daha kaba bir şekilde ifade ediyorlar bunu)” vb. ile suçluyorlar. Eleştiriyorsan ‘biz’den değilsin. Aşağıda bunlardan örnekler:

Milleti satmak: “Size aferin ne güzel satıyorsun milletini diyenler yarın size de sırtını dönerler unutmayın. Bir zamanlar işlerine gelen yönde yürüdükleri için Taliban, Beyaz Saray’da ağırlanmış ve başkan ile görüşmüştü. Sonra başlarına bombalar yağdırıldı. Çünkü işleri bitmişti, kullanım tarihi sona ermişti. Amerika’da yaşadığınız için belki başınıza bir şey yağmaz; ama ömür boyu memleket satılmaz. Yazmamın sebebi bir sürü Türk’ün vicdanını sızlattınız değdi mi diye sormak içindir.”

Devlete nankörlük etmek: “İleride benim evladımın da sizin gibi bir gaflete düşebileceği endişesindeyim. Lütfen unutmayınız ki, yüce devletimiz kısıtlı imkânlarına rağmen diplomatlarımıza ve ailelerine son derece seçkin ortamlarda nezih şartlar sağlamakta, her türlü ihtiyacını tedarik etmekte ve kendilerinden de mensubu oldukları devleti, bayrağı en iyi şekilde temsil etmelerini beklemektedir. Bu ülkenin size sağladığı özel imkanlar ve diplomat annenizin parasıyla başarılı bir şekilde sürdürdüğünüz tahsil hayatı bugün size iyi bir gelecek sağlamış görünmektedir. Söyler misiniz lütfen kaç insana nasiptir Strasbourg’da doğup ortaokulu Madrid’de okumak? ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olup, yine aynı yerde doktora verebilmek?”

İyi ki diplomat olmamışsınız: Eğitim hayatınızın profili anne mesleğini seçebileceğinize işaret ederken, yazarlığa soyunmuş olmanızı pek yadırgamıyorum. Hatta Türkiye’nin yumuşak karnı ve her zaman dış güçlerce kaşınmaya muktedir konuları, entelektüel birikiminizle ele alış biçiminizi göz önünde tutacak olursak, diplomat olmamanız ülke açısından oldukça hayırlı olmuştur diyorum.

İhanet ve dalalet içinde olmak: Bu ülke, öyle kolay kolay harcanacak bir ülke değil. Tarihler boyunca var olacak kadar köklü ve kudretli... Tarihiyle filan da sizin sandığınız gibi bir sorunu yok... Sorunu olanlar uğraşıyor zaten... Yapmayın Elif Hanım, gençliğinizi, entelektüel birikiminizi, enerjinizi (bir convert dahi olsanız) bu tür şeylere harcamayın... Bizleri üzmeyin, Anadolu Ana’yı üzmeyin...

Ermeni genleri taşımak: “Lafı dolaştırmadan ben Ermeni’yim deseniz bizi de sinir etmeseniz.” “Herhalde Ermeni olmalısınız. Değilseniz hâlâ umut var, safınızı belirleyin.” “Annen diplomat olmuş; ama seni adam edememiş.. vatan sevgisini yerleştirememiş yüreğine.. sen de “onlar” gibi satılmış biri olmuşsun... Ermeni’den daha fazla gayret gösteriyorsunuz... Kim bilir siz de bir Ermeni kanı taşıyorsunuz.. yoksa yapmazsınız böyle saçmalıklar...”

Hıristiyan kanına sıcak bakmakla suçlayanlar: Sizin kanınız Türk kanı olsa da yüreğiniz Hıristiyan kanına ısınmış. Türkler hiçbir zaman Ermenileri incitmemiştir, tam tersine Ermeniler Türklere hainlik etmiştir, siz tarihi yanlış okuyorsunuz, bir Türk olarak Ermenilere destek verdiğiniz için size yazıklar olsun!

Dedelerimize hakaret etmekle suçlayanlar: 3 sene önce kaybettiğim dedemin anneannemi köyde tek başına bırakıp 8 ay boyunca hiç köye inmeden dağlarda Ermeni çeteleriyle savaştığını bilseydiniz, dedelerimizi gene Ermeni katili diye suçlar mıydınız? (Çünkü sözde soykırımı kabul etmek dedelerimizi katil olmakla suçlamanın eşanlamlısıdır.) “Dedeme nasıl katil dersiniz?” Küflenmiş nefretin dili böyle.

Haftaya: Uzlaşmanın dili! 

 

30.10.2005

 

İzlenme : 3163
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us