. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Batılıların gözündeki imajımız

“Lütfen Batılı gazetecilere röportaj verirken daha dikkatli olun. Zaten bize karşı önyargılılar; bari bir de aydınlarımız karalamasın memleketimizi Batılılara...” diye yazmış Almanya’dan bir okur. “Olumlu şeyler anlatın onlara!”

 

Batılıların gözündeki imajımız milletçe en derin, en kapanmaz yaramız. Kusurlarımızdan değil, kusurlarımızın dışarıdan görünmesinden rahatsız oluyoruz. “Kol kırılır yen içinde kalır” diye öğretildi bizlere. Kol kırılsa dahi yen içinde kalsın istiyoruz. Bu sebeptendir ki Batı ile ilişkilerimizde sık sık durup makyajımızı tazeleme gereği duyuyoruz. Olur da o makyajı bozan birileri çıkarsa, derhal “hain” olarak damgalıyor, şüphe ediyoruz vatanperverliğinden. “Yurdunu seven onu eleştirmez” diye bir önkabul var adeta. “Memleketini robot gibi ezbere savunmalısın, katiyen eleştirmemelisin” diye bir dayatma var karşımızda.

 

Yurtdışına çıkan her fert, “ayaklı ulus” halinde dolaşma ihtimaliyle yüzleşmek durumunda. Mesele özünde bir “temsil” meselesi. Aslolan kişiliğiniz yahut bireyselliğiniz değil, hangi kolektiviteye ait olduğunuz, yani temsil etmekle yükümlü tutulduğunuz milliyet. Aslolan illâ ki “aidiyet”. Alışkanlıklarınız, gündelik yaşam kodlarınız, yeme-içme zevkleriniz.. en sıradan şey dahi birdenbire bir milletin etiketine dönüşebilir başkalarının gözünde. Diyelim ki siz bol baharatlı seviyorsunuz yemeğinizi, sizi gözlemleyenlerin gözünde bir de bakmışsınız ki “Türkler bol baharatlı yer” genellemesine dönüşüvermiş kişisel zevkiniz. Örnekler nahoşlaştıkça, veballeri de büyür zihninizde. Belki her milletten yabancı maruz kalır bu genellemelere ama bunlardan çok azında bizdeki kadar kronik bir hal almışa benzer “temsil-i millet” fikri.

 

Yurtdışında yaşayan Türkler şaşmaz, aksamaz bir biçimde “imajımızı düzeltmek” için çırpınan elçilere dönüşmüşler. Komşuluk ilişkileri, arkadaşlıklar, gündelik yaşamda karşılaşılan herkese nasıl davranılacağı... Yabancı olmak demek her şeyden evvel bir “imaj” meselesi bizim nazarımızda. Dışarıdan nasıl göründüğümüzü kollamak refleks halini almış artık bünyemizde. Türklük, sürekli kendine dışarıdan bakmak, görüntüye çekidüzen vermek demek. Oysa çekidüzen düzeltmekle bir değil. Temsil-i millet arzusu, eleştirel bakış açısından da, kendini dönüştürebilmekten de fersah fersah uzak. Niyet ne denli iyi olursa olsun son tahlilde varılan sadece bir makyaj, Türkiye’nin uluslararası arenadaki kırışıklıklarını kapatabilmek için bireysel görüntümüzü allayıp pullayıp fıçı fıçı boyaya batırmak.

 

Ne yazık ki, demokrasi, yani hakiki bir demokrasi yüzeylerle değil yapılarla bağlantılı. Yüzeyi istediğiniz kadar pudralayın süsleyin, altı çürük ya da temelsiz olduktan sonra neye yarar. İşimiz yapılarla olmalı, yüzeylerle değil. Zihniyetlerle olmalı derdimiz, imajlarla değil. İşin ilginç yanı, bir kurtulabilsek şu “imajımız” derdinden, bir asılabilsek pupa yelken AB süreci ile ivme kazanan demokratikleşme ve reformlar sürecine, siyasi sistemin sadece içeriği değil, görüntüsü de düzelecek kendiliğinden.

 

07.05.2006

 

İzlenme : 3043
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us