. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Kadınlık dersinden çakan kadınlar

“Evladım ne zaman durulmayı düşünüyorsun?” dedi anneannem telefonda, Londra’da kaldığım otelden aradığımda.

 

Pencereden dışarıya baktım kaçamak. Soğuk, yağmurlu bir Londra akşamı. Aşağıdan bir grup gencecik post-punk geçti bağıra çağıra; oğlanlardan bir tanesinin saçları pespembe, kızlardan birinin boynunda devasa bir yılan dövmesi. Ama bu bilgileri anneannemle paylaşmamayı daha uygun gördüm. “Aman anneannecim durulmaktan kime ne yarar gelmiş ki bana gelsin?” diye geçiştirmeye çalıştım. “Harekette bereket var.”

 

“Yavrum evladım, bereket dediğin yuva kurunca olur. Kadın dediğin ev kurar, yuva yapar, öyle senin gibi haldır huldur gezmez havaalanlarında.” oldu aldığım cevap. “Bu kaçıncı yolculuk böyle?”

 

“Ama bak sana İngiltere’den kokulu çaylar aldım, Earl Grey, bergamot kokulu, en sevdiğin tür.” diye rüşvetle kapatmayı denedim bu zor meseleyi.

 

“Çayı burada markette de buluruz, Allah’a şükür artık her şey var Türkiye’de, eskisi gibi değil ki artık! Sen gel de otur artık biraz evinde.” dedi anneannem alabildiğine sakin.

 

“Ama canımcım, haklısın da bak romanlarımdan biri daha İngiltere’de basıldı. Mahrem, İngilizceye çevrildi. Kitap turnesindeyim.”

 

“Ne yapıyosun yani?” diye şüpheyle sordu karşımdaki.

 

“Okumalar konuşmalar veriyorum, imza günleri oluyor, festivallere katılıyorum, radyoda konuşuyorum...”

 

“Bırak kitapların dolaşsın nereyi dolaşacaksa.” diye sözümü kesti anneannem, belli ki ikna olmamış bir halde. “Sen gel otur evinde yaz kitaplarını, biraz yaz, biraz pişir, böyle böyle öğrenirsin durulmayı...”

 

Her ne kadar yurtdışındaki turnelerimi gururla takip etse de, her ne kadar komşularıyla akrabalarıyla beni konuşmaktan mutlu olsa da, her ne kadar kitaplarımı, yazılarımı ve yazarlığımı gönülden desteklese de, içten içe bir kaygısı var anneannemin: Kadınlık dersinden sınıfta kaldığımı düşünüyor! Yemek yapmak: Sıfır! Dikiş dikmek: Sıfır! Yuva kurmak: Sıfır! Kadınlığın hem dersinden hem bütünlemelerinden fena halde çaktığıma inanıyor. Zira kadın dediğin evi çekip çevirir, mutfak kurar, ortalığı toplar, iki kap yemek pişirmeyi bilir, ev ekonomisinden anlar, en hesaplı alışveriş yerlerini saptar, buzdolabını dolu tutar, kocasını idare eder... Evlenince durulmalısın, yerleşmelisin bir yere. Evli barklı kadınlar göçebe olmaz. Otuzu geçmiş kadınlar göçebe olmaz! Türk kadınları göçebe olmaz! Geleneklerimiz buyurmuş: Otuzu geçmiş evli barklı Türk kadınları hele hiç göçebe olamaz!

 

Biraz yaz, biraz pişir... İki sayfa roman yaz, bir tencere dolma doldur, sonra üç sayfa daha yaz, ara verince ortalığı topla... Ah bir öğrenebilsem şu ideal kadın-yazar modelini. Şimdiye kadar ne vakit yazarlık dersinden geçsem, kadınlık dersinden çaktım galiba...

 

04.06.2006

 

İzlenme : 3493
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us