. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Mobil edebiyat

Dünyanın bir ucunda nicedir sessiz sedasız ilerleyen bir gelişme var: Mobil edebiyat. Bilhassa Japonya bu konuda almış başını gidiyor.

Her gün yüzlerce roman ya da öykü kitabı cep telefonlarından okunabilecek şekilde mobil edebiyat dünyasına aktarılıyor. Sisteme üye olan müşteriler tıpkı bilgisayarlarına şarkı yükler gibi cep telefonlarına kitap yükleyebiliyorlar. Sonra da bunları metroda, otobüste, arabada yolculuk ederken ya da canları ne zaman isterse açıp “tarıyorlar”. Okumanın yerini taramak almış durumda. Sayfaların yerini ise ekranlar. Kitaplar, günde (ya da ayda) bir kere tok karnına alıp yutulacak kapsüller gibi tasavvur ediliyor, ne kadar hızlı ne kadar zahmetsiz boğazınızdan geçerlerse o kadar iyi.

Bu konuda iki apayrı görüş mevcut. Bir tarafta, asırlar var ki kitap dediğin ciltli, sayfalı, kağıt temellidir ve böyle de kalmalı diyen ‘statükocu kitapseverler’ var. Bunlar gerçek bir kitap kurdunun kitapların ne kokusundan ne dokusundan vazgeçeceklerini iddia ediyorlar ve mobil edebiyattan günahları kadar hazzetmiyorlar. Öbür yanda, kitabı illa da kağıt temelli bir nesne olarak görmeyi reddedip, çağa ayak uydurmak adına bilgisayarlara, cep telefonlarına ya da ekranlara aktaran ‘çağdaş kitapseverler’ var. Bana gelince, her ne kadar bir kitabı elimde tutmanın, odaya çekilip saatlerce sayfalarla baş başa kalmanın keyfini ekrandan metin ‘taramaya’ tercih etsem de bu tartışmada ateşli bir taraftar hissetmiyorum kendimi. Beni bu kağıt-ekran ikileminden daha çok ilgilendiren bir nokta var: Hız merakı.

Amerika’ya ilk gittiğim sene, süpermarketlerde satılan ve öncelikle kadın müşterileri hedefleyen boyalı, popüler dergilerden bol bol toplamıştım. Daha sonra Araf adlı romanımda kullandım bu dergilerde gördüklerimi. Bunlardan birinde 8 yaşında 380 kitap okuduğu iddia edilen bir çocuğun hikayesi vardı: Çocuk kahraman yatağına oturmuş, sağı solu kitap blokları, önünde açık bir kitap daha, kameraya poz veriyordu gururla. Ailesi de böbürlenerek kitapları eve artık el arabasıyla taşıyacaklarını, zira kızlarının okuma hızına başka türlü yetişemediklerini belirtiyordu. Yazı her ne kadar ilk bakışta okumayı özendiriyor gibi görünse de aslında tüketimdi orada özendirilen. Tüketim ve hız.

Seneler sonra bugün o kız çocuğu okuduklarından ne kadarını hatırlıyor çok merak ediyorum. Amacın bir kitabın derinlerine inmek, katmanlarına nüfuz etmek değil, mümkün olan en kısa zamanda en çok kitabı devirmek olduğu bu hızlandırılmış okuma kültürü göründüğü kadar masum mu? Filmleri, kitapları, anları, ilişkileri ve hayatı birer nesne gibi görüp kullanıp kullanıp atmakta tüketim fetişizmi. Düşündüğün ya da hissettiğin kadar değil, tüketebildiğin kadar varsın artık. Edebiyat da bundan fazlasıyla nasibini almış durumda.

Türkiye’ye gelince, bizler bu konuda sarkacın öbür ucundayız neredeyse. Kitaplar çok azımızın hayatında kaçınılmaz bir yer tuttuğundan, zaten bu kadar az okuduğumuzdan, Batı ya da Japon toplumlarını yavaş yavaş saran mobil edebiyat akımı henüz bizden uzak. Ama belli olmaz. Edebiyatı, sanatı, kültürü takip etmekte gayet isteksiz ve ağırkanlı olsak da en son teknolojiyi takip etmekte alabildiğine girişkeniz ne de olsa. Sırf “asrın son icadı” diye mobil edebiyatı benimseyebiliriz her an milletçe.

 

06.06.2006

 

İzlenme : 3004
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us