. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Delilik

 

Sylvia Plath, The Bell Jar adlı romanında dönemin Amerikan toplumunda genel kabul gören, psikologlarca kanıksanmış “nörotik” tanımı üzerinde durur. “Aynı anda iki zıt yerde olmaya çalışmak, aynı anda iki zıt şeyi birden yapmaya çalışmak, aynı anda iki zıt insan olmayı arzulamak...” 1950-60’larda Amerika’da tıp öğrencilerinin okuduğu ders kitaplarından alınan bu tanım belli ki Plath’ın kafasını kurcalar.

Ne de olsa bu basmakalıp tanımdan hareket edince, aslında kendisi de nörotiklikten fazlasıyla nasibini almıştır. Aynı anda “hem şehirde” hem “şehir dışında” olmayı istemesini başka nasıl açıklamalı? İki zıt duygu arasında savrulan bir sarkaç daima... Plath hiçbir zaman açıktan açığa deliliğe methiyeler düzmez, akıl-dışına taşan o nörotik alanı göklere çıkarmaz; ama bir yazar için, bilhassa bir şair ya da romancı için o gölgeli alanın ne kadar başat olduğunu teslim eder. Korkutucu olan delilik değildir ona göre. Mesele “iki zıt arzuyu dengeleme” çabasıdır. Hem “anne” hem “yazar” olmak... Bu, erkek yazarların asla anlayamayacakları bir ikilemdir Plath’a göre. Keza anne olup da yazar olmayanlara da tanıdık gelmeyecektir belki. Ama edebiyatçı ve anne olanları bekleyen nörotik bir bölünme söz konusudur, dengelenemez yamanamaz kolay kolay kapanmaz bir ikilem.

Çünkü bir romanı yazarken, o senin son eserinmiş gibi kendini yiyip bitirerek, içten içe kemirerek yazarsın sadece yaratmak değildir edebiyat, aynı zamanda yıkmak ve parçalamak demektir, kırmak ve sökmek. Herkesten ve her şeyden evvel kişinin kendi kendisini hırpalaması, yıpratması, parçalaması. Yazarken yarın yokmuş gibi yazmalısın, bir kitap için kendini paralayarak.

Oysa anne olduğunda, senden yardım bekleyen bir can olduğunda kendini nasıl paralayacaksın? Nasıl çekip gideceksin, canın her gitmek istediğinde? Nasıl başına buyruk kalabileceksin? Yazarlık ne kadar doğanın ve yıkımın çağrısından beslenirse, anne-eş-ev kadını olmak da tam tersine o kadar yaratmak ve inşa etmek ve süreklilik üzerine kurulu. Öyleyse bu iki zıt duyguyu nasıl dengelemeli? Plath’ın cevabı karamsardır: Dengelenmez. Kadın yazara kalan bu nörotik bölünmeyle beraber yaşamaktır.

Bu köşeyi ve gerek kalemimin gerekse hayatımın aldığı seyri yakından takip edenler durup dururken neden Sylvia Plath’ın “nörotik” tanımını düşündüğümü anlamışlardır. Yeni bir kitap pişerken içinizde, uzaklaşma gereği duyarsınız her şeyden. Dayanılmaz bir hal alır yazının çağrısı. Onun dışındaki her şey fazlalık gibi gelir. Ayıracak zamanınız yoktur artık, bazen en yakın dostlarınıza bile. Tek arzunuz çekip gidebilmek, münzevi hatta tamamen asosyal olabilmek... Küsmek topluma ve herkese hatta hayatın kendisine, kendi içine çekilmek, bencilleşebilmek, ben-merkezci olabilmek... Alıp elinize bir bavul, takmadan gerisini, uzaklaşabilmek tüm toplumsal sorumluluklardan ve beklentilerden, yazının içine çekilmek tamamen...

İyi hoş da sizden ilgi bekleyen bir bebek varken nasıl bencilleşebilirsiniz? Yazı bencildir, bilhassa roman sanatı, başkalarını ikinci plana atmayı gerektirir. Oysa annelik tam da bir başkasını kendinizden daha çok düşünmenizi gerektirir. İkisi çatışır. Son tahlilde aklınızın bir kenarında Plath’ın nörotik tanımı kalakalır; kaparsınız bavulunuzu, itersiniz yatağın altına, vazgeçersiniz gitmekten, göçebe yanınızı kalmaya ikna edersiniz, üzerinizden çıkardığınız o toplumsal kıyafetleri yeniden donanırsınız. Kadın yazarları pençesine alan bu duygusal bölünmenin kolay kolay kapanmayacağını bile bile...

 

10.12.2006

 

İzlenme : 3809
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us