. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Sanatın yası

Bilgisayar başında kıpırtısız bekliyorum. Elim bir türlü gitmiyor klavyeye. Oysa ne kadar netti zihnim bu yazıyı kurgularken.

Edgar Allen Poe ile ilgili son zamanlarda edebiyat dünyasında dönen tartışmalar hakkında yazmak amacıyla geçmiştim masanın başına.

1849 senesinde öldü Edgar Allen Poe. Ama ta o tarihten bu yana hakkında tartışmalar, iddialar eksik olmadı. Kimileri içkiden öldüğüne inanır Poe nun, kimileri salgın hastalıktan. Kimileri ise zehirlendiğini iddia eder. Televizyondaki polisiye dizileri aratmayan bir gerilim ve dinmeyen bir muamma vardır hayatı hakkında. Yazıları çok sevilen ama kişiliği o kadar sevilmeyen, yer yer ürkütücü bir yazardı vakt-i zamanında. Bıraktığı edebi miras da bunu yansıttı. Şimdi Mathhew Pearl, çok tartışılan son kitabında bu ünlü yazarın hayatına ve ölümüne yakından bakıyor. Ve onun sanıldığı gibi komplolar yüzünden değil, beyin tümörü sebebiyle ölmüş olabileceğini söyleyerek "efsane" ile "hakikat" arasındaki farklılıkları kurcalıyor. Ama gerçekten bilmek istiyor muyuz efsanenin ne denli aldatıcı olabileceğini? Yeğliyor muyuz hakikati efsaneye her zaman? Yazarlar ve şairler hakkındaki efsaneler çoğu zaman "hakikatler"den daha kalıcı, daha inandırıcı olmuyor mu?

***

Bunları yazmak amacıyla geçmiştim masanın başına. Yazının nasıl başlayıp, nasıl gelişeceğini biliyordum. Nasıl bitireceğimi de. Ama ne zaman ki bilgisayarı açtım, anlamsız geldi bu konular birden. 12 askerin şehit olduğu terör saldırısı haberiyle sarsıldı tüm Türkiye. Sarsıldık hepimiz. Askerlerin aralarında terhisi yaklaşanlar vardı. Hepsinin aileleri, sevenleri, yollarını gözleyenler vardı. Uluslararası haber ajansları için birer rakam ve resimden ibaretken, her birinin anlatılmamış, anlaşılmamış, yazılmamış hikâyeleri vardı. İçlerinde askerliği bitirir bitirmez evlenme hayalleri kuranlar olduğu gibi içten içe öleceğini anlayanlar, aileleriyle vedalaşanlar vardı. Tek tek bakıyorum isimlerine, yüzlerine. Geride bıraktıkları yetimlere.

Ve daha az evvel yazmayı kurguladığım edebiyat yazısı anlamsızlaşıyor, lime lime dağılıyor tahayyülümde. Böyle bir anda şiir konuşmak, sanat konuşmak, edebiyat konuşmak zorlaşıyor. Adeta bir lüks gibi geliyor insana. Kültür sanat sayfalarında yazan, edebiyat ve sanata ömrünü vakfetmeye çalışan bizleri ağır bir ikilem bekliyor böyle zor zamanlarda. Sanatın ve edebiyatın, sanatçının ve edebiyatçının sustuğu, acıdan donakaldığı bir kavşak burası.

Diyebilirsiniz ki sanat ve edebiyat tam da böyle dar zamanlarda insanların acılarını, öfkelerini, hüzünlerini aktarmaya ve insanlararası empatiyi artırmaya hizmet edebilir. Etmeli. Ölenlerden geriye nice hikâye, yaşanmamış söz kaldı. Bir gün belki bunlar kaleme alınabilir. Alınmalı.

Ama henüz çok sıcak. Şimdi sadece sessizlik ve yas ağır basıyor. Sanatın sustuğu yerdeyiz. Söyleyecek söz yok. Ağır bir suskunluk. Kesif bir karanlık. Acılı ailelere başsağlığı dilemekten, yanan yüreklere sabır, metanet ve selamet dilemekten başka elden bir şey gelmiyor.

23 Ekim 2007, Salı

İzlenme : 2746
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us