. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Erdal İnönü’nün ardından

 

Erdal İnönü’yü yitirdik. Tüm gazetelerde aynı hava hakimdi: Saygılı bir veda. Ondan bahsederken baktım insanların yüzünden durgun, dalgın bir tebessüm. Keza benim de.

Geride korku ya da öfke veya çatışma değil, her kesime nüfuz eden bir uzlaşma kültürü ve saygınlık bırakmış ismi, ne güzel. “Türk siyaseti zarafetini yitirdi,” diye yazdı basın. Doğru. Sadece zarafet değil, objektif bilimsel yaklaşım, yapıcı diyalog ve “hırstan arınmış siyaset”in de simgesiydi Erdal İnönü. Tıpkı dün olduğu gibi bugün de en çok ihtiyaç duyduğumuz bileşenlerin.

Eski bir ODTÜ’lü olarak ben Erdal İnönü ismini siyasetçi olarak değil, rektör olarak duydum önce. Onun rektörlük yaptığı döneme yetişemedim gerçi ama benim üniversite yıllarımda dahi sönmemişti isminin etrafındaki hale. Hâlâ ismi sık sık zikredilir, “Erdal Beyin zamanında” işlerin nasıl olduğu anlatılırdı. “İster solcu olsun ister sağcı, öğrencilerini kollayan rektör” diye bahsedilirdi ondan. Öğrencilerle kavgaya tutuşmayan, gençliği anlamaya çalışan. Bir efsaneydi ismi, hocalar kadar öğrenciler arasında. 12 Mart gibi bol çalkantılı bir dönemde, ODTÜ gibi sembol bir yerin rektörlüğünü yapmak herhalde uzun vadede iki seçenek bırakır insanın önünde: ya çok umutsuz ve hüzünlü olmak, küsmek bu topluma, makro hadiselere, insanlığa..... ya da her şeye rağmen umutlu, neşeli, yapıcı kalmak ve inanmak demokrasinin zaferine. Ortası yok. Erdal Bey hep ikinci yolun insanıydı.

1980’lerin başında verdiği önemli bir demeçte, “Bugün Türkiye’deki üniversitelerde bilimsel özerklik yoktur,” demişti Erdal İnönü. “Anayasa’nın kabul etmediği idarî özerklikten söz etmiyoruz. Anayasa’nın istediği bilimsel özerklik yoktur. ….Türk üniversitelerinde özerkliğin gerçekleştirilmesi için çalışmaya devam edeceğiz...” Bu onun için hayati önem taşıyan bir konuydu. Bilim tarihi dersleri verdi. Yıllar sonra hatıralarını üç cilt halinde kitaplaştırdığında, ilerleme, aydınlanma ve bilimsel özerkliğin sadece yazılarının başat unsurları değil, hayatının da temel ilkeleri olduğunu ortaya koydu. Akademideki değerlerini siyasete de taşımaya çalıştı. Küçük hesaplar peşinde koşmayan, ilkelerini hayata geçirmekte ısrarcı, sakin, dingin ve belki de en önemlisi “dinlemeyi bilen” bir insan portresi çizdi. O kadar az ki her yerde hep döne döne aynı ezbere lafları anlatmak yerine karşıdakini dinlemeye özen gösteren, insanı anlamaya çaba harcayan politikacı siyasi tarihimizde.

Geçmişte siyaset hayatı boyunca Erdal İnönü’nün aldığı her kararı onaylamamış olabilirsiniz. Fikren kendinizi farklı noktalarda görebilirsiniz. Ama siyasi yelpazenin neresinde olursanız olun, sanmam ki ona saygı duymakta, ismini buruk bir tebessüm ve saygıyla zikretmekte zorluk çekesiniz.

Onun gibi bir bilim ve siyaset adamı Batı ülkelerinde yaşamış olsaydı, şimdiye değin hakkında çok sayıda biyografi ve inceleme yayınlanmış, filmler çekilmiş olurdu. Bundan sonra Erdal İnönü hakkında daha çok sayıda ve daha kapsamlı kitaplar bekliyoruz. Bunlar sadece örnek bir siyasetçinin yaşam mücadelesine ışık tutmakla kalmayacak, aynı zamanda kendi yakın tarihimizin siyasi ve toplumsal dönemeçlerini de yeni bir gözle ve kimbilir belki de huzurlu, dingin bir tebessümle değerlendirmemize katkıda bulunacaktır.

 

04.11.2007

 

 

İzlenme : 2782
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us