. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Ön yargıları aşmak

 

Bu yazı kaleme alınırken uluslararası haber ajansları Geert Wilders ın Heathrow Havaalanı ndan geri çevrildiği haberini tüm dünyaya geçmekteydi. Basit bir hadise değil bu. İçinde yaşadığımız dünyada sıklıkla yaptığımız ve "inanç", "ifade özgürlüğü", "medeniyetler çatışması", "zenofobi-yabancı düşmanlığı", "beraber yaşamanın yolları" gibi önemli kavramlarla örülen siyasî ve toplumsal tartışmaların tam ortasına düşüveren çarpıcı bir gelişme. Olaya biraz daha yakından bakalım.

Geert Wilders, Hollanda Parlamentosu nun bir üyesi. Aynı zamanda bir siyasî partinin başkanı. Ve Londra da bulunma sebebi İngiliz Parlamentosu ndan bazı üyeler tarafından davet edilmiş olmasıydı. Peki ne oldu da böylesi "üst düzey" görünen biri havaalanında polisler tarafından durdurulup, ilk uçağa konularak aynen geri gönderildi? Sebep Geert Wilders ın fikirleri ve sözleri ve uygulamaları. Wilders, aşırı sağ, ırkçı, dışlayıcı bir siyasî çizgiye sahip. İslamiyet e karşı son derece önyargılı ve kallavi genellemelerle konuşuyor. Londra ya gelme sebebi de zaten Kur an hakkında yaptığı bir filmi göstermekti. Bu filmde Kur an-ı Kerim den "faşist kitap" olarak bahsettiği söyleniyor. Ve adeta şiddetin İslamiyet e içkin olduğunu iddia ediyor. Wilders, bu görüşlerinden dolayı çok ciddi tepkiler aldı ve alıyor. Ama bir yandan da açık ve gizli hayranları, taraftarları var.

İngiliz hükümetinin mevcut siyasetinin mimarlarından Milliband, konuyla ilgili hemen bir açıklama yaptı BBC de. Hükümet olarak ifade ve düşünce özgürlüğüne sonuna kadar saygılı olduklarını ama bir büyük semavi din hakkında böyle ileri geri konuşan bir insanın fikir değil nefret ve ırkçılık yaydığını, tüm Müslümanları itham altında bıraktığını ve buna izin vermeyeceklerini söyledi. Aynı zamanda Wilders ın İngiltere de bulunma sebebinin filmini göstermek olduğunu ve bu yüzden gezisinin iptal edildiğini belirtti. Yani Londra ya turist olarak gelebilirdi Wilders ama filmini gösterip konuşma yapmaya değil. Geert Wilders, karara büyük tepki gösterdi. Oysa yola çıkmadan önce kendisine Londra ya gelmemesi söylenmişti. Zaten biliyordu geri çevrileceğini. Gene de kameralara konuşurken, "Demek demokrasinin beşiği İngiltere bir demokratı böyle karşılıyor?" gibi kinayeli laflar etti. Filmini Danimarka Parlamentosu nda gösterdiğini, İtalya da da göstermeyi deneyeceğini, İngilizlerin hareketine anlam veremediğini söyledi.

Öte yandan İngiliz hükümeti kendi Müslüman nüfusuna popülist bir jest yapmak için bu yola gitmedi, yasalarını uyguladı ve bu konuda titiz davrandı. Meselenin boyutlarını tam olarak anlayabilmek için bizde henüz tam olarak tartışılmayan, aslında Batı da bile yeni yeni ele alınan bir kavrama yakından bakmamız lâzım: "hate speech", yani "nefret söylemi". Bilhassa 11 Eylül sonrası kutuplaşan dünyada bu kavramı ciddiyetle düşünmek büyük önem kazandı. Gelişmiş demokrasilerde nefret söylemi yaymak giderek bir suç sayılıyor. Tek bir şahsı ya da şahısları, bilhassa bir dini ya da mezhebi, azınlığı veya çoğunluğu doğrudan hedef alarak ileri geri yazılar yazmak, konuşmalar yapmak, ithamlarda bulunmak ve bu kanalla toplumda nefret söylemi yaymak ve hedef göstermek kışkırtıcı bir hareket kabul ediliyor. Mesela Asya da yaşanan tsunami felaketi sonrasında Amerika da bir ulusal radyoda Uzakdoğulular hakkında ırkçı, alaycı ve küçümseyici laflar eden bir konuşmacı benzer şekilde görevinden olmuş ve büyük patırtı kopmuştu.

Nefret söyleminin içeriğinin tanımlanması kolay değil, zira bunun sınırları ifade özgürlüğünden ayrı tutuluyor. Öte yandan böylesine politize olmuş ve kutuplaşmış bir dünyada bu konuda uluslararası bir mutakabat sağlanmalı. Geert Wilders, bir din ve o dine inanan milyarlarca insan hakkında dehşetengiz suçlamalarda bulunuyor ve bunu yaparken, zaten 11 Eylül sonrası kutuplaşmış dünyada nefret söyleminin artmasına katkıda bulunuyor. Öte yandan ona ve onun gibi düşünenlere verilebilecek en iyi ve en emin cevap, benzer şekilde nefret ve karşıtlıklar yaratmak değil, ılımlı olmaktır. Aksi takdirde İslamfobisi Batı-karşıtlığını, Batı karşıtlığı İslam fobisini beslemeye devam eder ve insanlık bu kısır döngüden çıkamaz. Radikallik radikallikle çözülmez, dışlayıcılık dışlayıcılıkla aşılmaz. İslam dünyası kendi içinden çıkan ılımlı, kucaklayıcı, liberal, yaratıcı ve demokrat seslerle zaten aşacaktır bu tür önyargıları...

 

15 Şubat 2009

 

İzlenme : 3895
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us