. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Gerilim hikayelerinin sakin ustaları

 

Romanlar ve romancılar bir toplumun ruh haline yakından ayna tutar. Rus edebiyatı Rus toplumunun, İngiliz edebiyatı İngiliz toplumunun karakteristik özelliklerini yansıtır. Ama işte bazen de edebiyat, içinden çıktığı kültüre ayna tutmaz. Kendi başına apayrı bir yansıma, suda bir başka sûret yaratıverir.

Öyleyse bir ülkede yazılan romanlar ya da çekilen filmler o ülkenin dokusunu mu yansıtır? Yoksa bambaşka bir gerçeklik mi kurar uzayda bir yerde, uçsuz bucaksız bir hayal aleminde? Mesela aşk romanları ya da aşk filmleri, kadın erkek ilişkilerinin en rahat yaşandığı yerlerde mi yapılır daha çok? Yoksa en zor yaşandığı yerlerde mi?

Soruyu tersinden soralım: Bir yazar ya da yönetmen yaşadığı ve bildiği şeyleri mi anlatır? Yoksa hiç bilmediklerini mi?

Peki ya gerilim romanlarının en çok yazıldığı ülke hangisidir dersiniz?

Afganistan mı? Irak mı? Ya da İran mı? Çin mi? Kore mi?

Bünyesinde köklü çelişkiler barındıran Rusya mı? Meksika mı? Güney Amerika ülkeleri mi?

Gerilim, korku ve cinayet edebiyatı, acaba dünya üzerinde çatışmaların ya da gerginliklerin en yoğun olduğu yerlerde mi yazılır? Yoksa....

Son senelerde tüm dünyada bir furyadır esmekte. Peşpeşe gerilim romanları basılıyor. Bu tür kitapları kaleme alan yazarların önemli bir kısmı Amerika´dan ve Japonya´dan çıkıyor. Nedenleri hakkında düşünmeye değer. Ama işte bir bölge daha var ki, buradan bu kadar çok cinayet romanı çıkması hayli şaşırtıcı: İskandinav ülkeleri!

İskandinav ülkeleri, dünya üzerinde mutluluk, konfor ve refah ölçümlerinde hep ilk sıralarda çıkar. Daha geçtiğimiz sene tamamlanan Dünya Barış Endeks´i (Global Peace Index) Danimarka´yı yeryüzündeki en barışçıl ikinci ülke, Norveç´i de gene aynı kategoride üçüncü ülke ilan etti. Listenin hemen altında tabii ki İsveç vardı. Böylece İskandinav ülkeleri "dünyadaki en barış ve huzur dolu yerler" olma sıfatını bu sene de elden bırakmadı. Hayatın medeni, sistemin demokratik, insanların nazik olduğu yerler bunlar. En azından, yeryüzündeki başka yerlerle kıyaslandığında. Keza Cambridge Üniversitesi´nin yaptığı bir başka ilginç araştırmaya göre, İskandinav ülkeleri vatandaşların devletle en barışık ve hayatlarından en memnun olduğu ülkeler sayılıyor. 1´den 10´a kadar bir cetvel üzerinde, Danimarkalılar´ın ortalama mutluluk oranları 8.3, Finlandiyalılar´ın ise 8.1.

Peki öyleyse bu ülkelerde bu kadar çok sayıda cinayet romanı yazılmasını nasıl açıklayacağız? Ne oluyor da bu kadar sakin, barışçıl, demokratik topraklardan böyle gerilim, entrika, kan ve şiddet dolu kitaplar çıkıyor? Ve niye?

Bu konuda üç farklı teorim var.

1. Rahat Batar Teorisi:

Hayatın kolay, sakin ve dingin olduğu yerlerde insanlar bir süre sonra sıkılmaya başlar. Düşünsenize, ne trafik derdi, ne geçim sıkıntısı, ne çarpık bürokrasi, ne fırsat eşitsizliği.... Sokakta yabancılar birbirine gülümsüyor, arabalar birbirine yol veriyor; her gün bir öncekinin benzeri bitimsiz bir kolaylık ve rahatlık içinde akıyor. Gündelik yaşamın ritmini tekdüze bulan yazarlar ise hayal alemlerinde gezinmeye, uçuk kaçık kurgular yapmaya daha yatkın oluyor. Bu teoriye göre bir yerde hayat ne kadar renksiz ve bilmecesiz ise oranın sanatı da tam tersine o kadar renkli, gerilimli olabiliyor.

2. Komşunun Tavuğu Komşuya Kaz Görünür Teorisi:

Her türlü nimetin ve fırsatın altın bir tepsi içinde önünüze konduğunu düşünün. Bir süre sonra tepsinin içindekiler gözünüzde vasatlaşır. Aklınız tepside olmayan şeylerde kalır. Yani komşularınızın bahçesindeki tavuklarda. Ortalama bir İskandinav vatandaşı doğuştan bir takım temel hak ve özgürlüklerle donanmakta. Sağlık sigortasından işsizlik yardımına, kaliteli bir eğitimden iş imkânlarına... Tepside bunları hazır vaziyette bulan yazarlar ve sanatçılar ise gözlerini kapayıp komşularının tepsilerinde olan hikâyelere öykünürler. Böylece İskandinav bir yazar gibi değil, Rus ya da Çinli bir yazar gibi yazmaya başlarlar. Ortaya o toplumla ilgisi olmayan ama aslında o toplumdan beslenen tuhafbir sanat ve edebiyat türü çıkar.

3. Güneş Girmeyen Eve Cinayet Romanı Girer Teorisi:

İskandinav ülkeleri her ne kadar müreffeh, barışçıl ve sakin yerler olsalar da, havanın devamlı kapanık, gökyüzünün kurşuni ve kasvetli olduğu topraklardır aynı zamanda. Hava şartlarının ise, malum, insanlar üzerinde doğrudan etkisi var (Bütün bunları 600 sene evvel yazan Tunuslu sosyolog ve siyaset bilimci Ibn Haldun´un ruhu şad olsun!). Hava kasvetengiz, geceler bu kadar uzun ve esrarengiz olunca, yazarlar da romantik romanlar değil, gerilim romanları yazıyor.

Bazen düşünmeden edemiyorum. Bugün İskandinav ülkelerinde son derece başarılı gerilim romanları yazan genç kuşak yazarları bir aylığına İstanbul´a getirsek... Bu koskoca gayya kuyusunda, patırtı ve hengâme çıkınında; 12 milyon tıp tıp atan yürek ve üst üste dizli yapılar arasında; dolmuş-taksi-otobüs-köprü trafiği derken harala gürele her gün bir telaş ve koşturmaca içinde bir ay yaşasalar.... Sonra döndüklerinde nasıl romanlar kaleme alırlar acaba? Hayatlarında daimi bir gerilim olsa bir daha gerilim kurgusu yapabilirler mi?

 

16.08.2009

 

İzlenme : 3233
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us