. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Amerikalı bir yazar ve Türk okurlar

 

TÜRKİYE´de son yıllarda gençler arasında en çok merak uyandıran kitaplardan biridir "Olasılıksız". Yazarı Adam Fawer. Kalemi ve yaratıcı zekâsıyla çağdaş edebiyatın en ilgi çekici isimlerinden biri olan Fawer, TÜYAP etkinlikleri bünyesinde İstanbul´daydı bu hafta. Bir kahve içmek için buluştuk; uzun, keyifli ve dost bir sohbet etme fırsatı bulduk. Ve ben yazısına, yaratıcılığına zaten saygı duyduğum bir insanın kişiliğine, mütevazılığına da saygı duyarak masadan kalktım.

Adam Fawer´ın bana yönelttiği bir soru zihnimde derin yer etti. "Türkiye´ye ilk gelişim. Gördüklerimden çok etkilendim" dedi. "Burada okurlar ne kadar sevgi dolu, nasıl da sevecen ve tutkulu... Başka hiçbir ülkede böyle bir şey gözlemlemedim. Genelde hep bir mesafe vardır okur ile yazar arasında. Amerika´da da imza günlerine, etkinliklere okurlar gelirler ama buradaki kadar sevgi görmedim hiçbir yerde. Merak ediyorum, Türk okuru hep böyle özel midir?"

"Öyledir" diyorum. "Türkiye´deki roman okuru başka ülkelerdekilere benzemez. Burada alabildiğine samimi, candan, kitaplarla, bilhassa romanlarla doğrudan bir bağ kuran çok özel bir okur var. Senelerdir bunu hep hissediyorum, hep gözlemliyorum."

"İnanılmaz bir şey" diyor Amerikalı yazar, "Hakikaten çok şaşırdım. Yalnız bir şey daha dikkatimi çekti. Sanki burada romanları daha ciddiye alıyorlar. Yani romanın hayal ürünü olduğunu hatırlatmak gerekiyor bazen. Kitabımda gizli şifreler arıyor bazı okurlar ya da hayatı açıklayacak esrarengiz formüller."

Ne diyebilirim ki? Haklı. Bizde zaman zaman romanın hayal ürünü olduğu unutuluyor. Ya çok seviyoruz yazarlarımızı, ya pek kızıyoruz onlara. Ortası olunmuyor sanki. Halbuki yazarda insan. Etten ve kemikten. Çelişkileriyle, hayal ve hevesleriyle, sevinç ve zaaflarıyla hepimiz gibi, hepimiz kadar... Masadan kalkarken camdan dışarı bakıp, puslu bir İstanbul manzarasına gülümsüyor Adam Fawer. "Bu şehirde yaşayabilirim, biliyor musun?" diyor. "Bir sanatçı burada yaşayabilir."

*

Kitap fuarlarında, kitap dünyasında inanılmaz bir canlanma var. Bu sene TÜYAP´ın en önemli özelliklerinden biri, uluslararası boyutunun genişlemesiydi. İstanbul´a gelen Batılı şair ve yazarlar, beklemedikleri kadar güzel bir şehir, ummadıkları kadar girişken, sorgulayan, dinamik bir okur kitlesi buluyorlar karşılarında. Etkileniyorlar. Etkilenmemek ne mümkün?

Türkiye´de son senelerde sanatın hemen her dalında hızlı bir değişim, gözle görülür bir yenilenme var. Müzik, sinema, fotoğraf, resim, mizah... Tüm bu alanlar hızla genişliyor, renkleniyor, çeşitleniyor. Çekilen filmler, ayrılan bütçeler, albüm yapabilen müzisyenlerin sayısı katlanarak artıyor. Belki de diyeceksiniz ki bu kadar çeşitlilik beraberinde bir bulanmayı da getiriyor. Niceliksel artış illa da niteliksel artış demek değil. Ben gene de daha fazla yaratıcı insanın kendini ifade etmek için daha fazla imkân bulmasını kıymetli bir gelişme olarak algılıyorum.

Sanatın tüm alanlarında bir dalgalanma var ama belki de en dikkat çekici büyüme, edebiyat sahasında. Roman, hikâye ve şiir dallarında. Edebiyat algımız genişliyor, edebiyatçı algımız değişiyor. Toplumun kıyısında duran bir edebiyat değil, bizzat içinde yaşayan; halka tepeden bakmak yerine kendini okurla eşitleyen ve birleyen; hayatın nabzını tıp tıp elinde tutan, hikâye anlatma sanatını seven ve sahiplenen, bir ayağı yerel bir ayağı evrensel bir edebiyat gelişiyor. Ve Türkiye bu anlamda o kadar özel bir yerde ki.

Şimdiye değin ne zaman Türk edebiyatının gelişmesinden bahsedilse hep yazarlara bakıldı. Halbuki sadece yazarlar değil gelişen ve çeşitlenen. Okur da değişiyor, okur da renkleniyor. Türk edebiyatı çok özel. Ama Türk okuru da çok özel. Ve bazen bu hakikati bir Amerikalı yazar, bizden daha iyi görüyor.

 

05.11.2009

 

İzlenme : 3806
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us