. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Bir genç kızın intiharı

 

SABAHIN erken saatleri. Trafik henüz yoğun. İstanbul´da bir gün daha başlıyor, milyonlarca yürek, milyonlarca hasret. O kadar derin yarası var ki herkesin, o kadar çok sızı göğüs kafesimizde. Buna rağmen şefkatle, anlayışla davranamıyoruz birbirimize. Bir hırçınlık, bir kızgınlık var üzerimizde. Halbuki kırgın olduğumuz her kim varsa o da en az bizim kadar yaralı... Bunu bir anlayabilsek keşke.

Saat 10.30. Yer Haliç Köprüsü. Bir yakadan bir yakaya akan araba ve kamyonet zincirinde bir yavaşlama oluyor nedense. Önlerde bir koşuşturma. Yüzlerde çaresizlik. "Atladı" diyor birileri bağırarak. Heyecandan kelimeler karışıyor. Anlaşılmıyor ne dedikleri. Sonra yeniden o meşum sözler duyuluyor: "Atladı abi, atladı!"

Bir genç kız. Yüreği körpe, adımları narin. Ömrü uzundu belki, uzun ve renkli, halbuki kader çizgisi yarım. Üzerinde öğrenci kıyafeti. Lisedeydi. Henüz 17 yaşında. Öyle bir yaş ki zor, hem de ne zor. Ne çocuksun, ne kadın. Ne küçük diye severler, ne büyük diye dinlerler. Yalnızlığın en yoğun hissedildiği yıllar bunlar. Halbuki herkes yalnız aslında. Onu bilmezsin. Bir tek senin başına gelmiş zannedersin. Halbuki herkesin kalbi sırça. Onu da bilmezsin. Bir tek seninki bu kadar acır zannedersin. Ne bu dünyanın içinde, ne ötesindesin.

Bağcılar´da bir lisenin öğrencisiydi. Anne babasının gelir durumu yüksek değildi. Polisin verdiği bilgilere göre web sitesinde bıraktığı son mesajda intiharın işaretlerini vermişti: "Gün gelir gidersin elbet, zaten alıştı gönlüm uzaktan sevmeye. Sen de git şimdi ardına bile bakmadan. Eğer dönersen bil ki ben orda olmam ÇÜNKÜ yoruldum artık..."

Üst üste okuyorum bu mesajı. Belki bir romancı merakıyla okuyorum, belki sadece insan olmanın sorumluluğuyla. Aklımın kancaları takılıyor bu kelimelere. Düşünmeden edemiyorum, nasıl olur da yorulur 17 yaşında bir insan. Henüz baharında ömrünün. Düşleri terütaze. Enerji deposu olmalı o şimdi, moral, ilham ve yaratıcılık deposu olmalı. Mesajındaki başka hiçbir söz bu kadar üzmüyor beni. Beslediği kırık aşk bir bu kadar şaşırtmıyor. 15 yaşında bir insanın "yoruldum artık..." demesinde insanı derin kasvetlere düşüren bir şeyler var.

Pek çok Avrupa ülkesinin aksine Türkiye nüfusunun büyük bir kısmı gençlerden oluşuyor. 14-18 yaş arası kesime yönelik çalışmaların artmasına acil ihtiyacımız var. Onların sorunlarını dinleyen, yaratıcılıklarını geliştiren ve en önemlisi her birine "birey" olarak davranan bir yaklaşımı ne kadar geniş bir tabana yayarsak, toplum olarak bundan o kadar yarar görürüz. Halbuki özel olarak bu yaş kesimine yönelik faaliyet gösteren gönüllü kuruluşlar ne yazık ki çok az.

Bu kuruluşların öde gelenlerinden biri Genç Hayat Vakfı. İstanbul´un 5 ayrı ilçesinde büyük bir özveriyle çalışan vakıf, 11 ila 18 yaş arasındaki gençlerimizin daha mutlu ve olgun yetişkinler olabilmelerini, sivil toplum ve sosyal sorumluluk bilincinin geliştirilmesini amaçlamakta. Vakfın etkinliklerinden biri olan "Sokağımdan Tarih Yazıyorum", hem Avrupa Kültür Başkenti Ajansı hem de Habertürk tarafından desteklenen son derece yaratıcı bir proje. Ortaokul ve lise öğrencileri, yaşadıkları şehrin hayatına aktif olarak katılmakta, kendi bireysel seslerini duyurmakta, saha araştırmaları ve izlenimlerini birbirleriyle paylaşabilmekteler. Buluğ çağındaki gençlere yönelik buna benzer çalışmaların artması, daha fazla gencimize kendilerini ifade etme alanı açacak. Şayet biz yetişkinler birbirimizi didiklemekten ve ötelemekten fırsat ve zaman bulabilirsek gençler için yapmamız gereken çok iş var önümüzde.

Haliç Köprüsü´nden 17 yaşında bir genç kız atladı. Görgü tanıklarının dediğine göre saat tam 10.30´du. Ben bu yazıyı kaleme alırken balıkadamlar suların dibinde cesedini aramaktaydı.

İsmi Cennet´ti. Dilerim ebedi mekânı da öyle olur.

 

18 Mart 2010

 

İzlenme : 4091
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us