. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Nefret etmeden

 

Herkesin senin gibi, benim gibi, bizim gibi olduğu bir dünya ne kadar sıkıcı olurdu kim bilir. Herkesin aynı dili konuştuğu, aynı şeyleri iddia ettiği ve tıpatıp benzer yaşadığı bir hayat ne kadar renksiz, nasıl da tekdüze gelirdi hepimize. Binlerce, milyonlarca, milyarlarca insanın aynadaki yüzeysel kopyalar gibi birbirine benzediği bir düzende ne sanat kalırdı, ne felsefe. Ne huzur olurdu, ne ilerleme. Sonsuz bir bıkkınlık içinde yaşardık; her şey mekanik, her gün bir öncekinin aynı. Ne beynimizi geliştirme gereği duyardık o zaman, ne ruhumuzu ne de vicdanımızı. Herkesin birbirinin aynı olduğu bir dünyada insanlığın yarısı sıkıntıdan intihar ederdi herhalde. Aynı yöntemle intihar ederdik. Uçurumdan atlayan koyunlar gibi sürüler halinde....

 

Bir roman yazmak için bile farklılıklar lazım. Romancı bir kitaba başlarken kağıt üzerinde birbirinden başka karakterler yaratır. Farklılıklar olsun ki hikâye aksın. Hele ki kainatın dönmesi için nice farklılıklar, nice çeşitlilikler lazım. Herkesin birbirine benzediği bir dünya sadece ve sadece yerinde sayar. Tek tip toplumlardan baskıcı sistemler çıkar.

 

Farklılık bir problem değil, zenginliktir. İnsan şu hayatta bir şeyler öğrenecekse şayet, kendine benzemeyen insandan öğrenir. Aynen bizim gibi konuşan, tıpatıp bizim gibi düşünen bir insandan ne öğreneceğiz ki? Ondan duyacağımız tek şey kendi sesimizin yankısı olacaktır, o kadar. Halbuki "öteki" yani bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi konuşmayan kişi, bize yepyeni kapılar açabilir. Keza biz de ona.

 

Öteki bir problem değildir.

Öteki "arızalı" değildir.

Öteki "hastalıklı" değildir.

Öteki güzeldir.

Öteki kardeşimdir.

Öteki ruhdaşımdır. Arkadaşımdır.

 

Öteki, senin gibi, benim gibi, bizim gibi Ademoğlu Havvakızıdır. Yaradan´dan ötürü sevdiğimdir.

 

Öyle seveceksin insanları, o kadar çok aşk ve muhabbet olacak ki yüreğinde ayrım yapmayacaksın, şu "´filanca" bu "falanca" diye. Kafanda bölmeyeceksin insanları öbek öbek, bölük bölük ayırmayacaksın. Herkese ve her canlıya bir bakacaksın. Türbanlıya da türbansıza da. Erkeğe de kadına da. Heteroseksüele de eşcinsele de. Batı´ya da Doğu´ya da. Cümle âleme eşit mesafede duracaksın ki, kocaman bir çember olsun şu kâinat etrafında, dönsün aşkla, nurla. Dönsün hayırla, güzellikle, muhabbetle.

***

Türkiye bu hafta, daha evvel eşi benzeri görülmemiş bir eyleme tanık oldu. Başkent Ankara´da, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Aliye Kavaf ile İtalya Fırsat Eşitliği Bakanı Carfagna´nın ortak basın toplantılarında bir grup eşcinsel protesto eyleminde bulundu. Pankartlarında tek bir söz yazılıydı. "Nefret etme. Özür dile."

 

Protestoya sebep, Bakan Kavaf´ın eşcinsellik hakkında daha evvel sarf ettiği sözler. Ben Aliye Hanım´ın iyi niyetli biri olduğuna, makamında olumlu ve kalıcı işler yapmak istediğine inanıyorum. İnsanız, zaman zaman hepimizin ağzından düşünmeden söylenmiş sözler çıkabiliyor. Hepimiz belli düşünce kalıplarıyla yetiştiriliyor ve bilerek ya da bilmeyerek bunları sözlerimizde yansıtıyoruz. Bu anlamda olayı kişiselleştirmekte bir fayda görmüyorum.

 

Öte yandan Aliye Hanım kadından ve aileden sorumlu devlet bakanı. Ataerkil kültürün bireyleri (sadece kadınları değil, erkekleri de) nasıl incitip ezdiğini en iyi anlaması beklenen insanlardan birisi, belki de birincisi. Kadınların ezildiği toplumlar aynı zamanda eşcinselliğin tabu olduğu ve eşcinsellerin horlandığı toplumlar. Kadın sorununa duyarlı olup da, eşcinsellerin sorunlarına duyarsız kalmak, tek kanatla uçmaya çalışmak gibi. Toplum ondan bu tür konularda daha hassas, daha eşitlikçi, daha demokrat davranmasını bekliyor. "Eşcinsellik hastalıktır, tedavi edilmelidir" sözlerini hepimiz üzüntüyle karşıladık. Bununla beraber, umut ediyorum ve inanıyorum ki, bu sözlerin yarattığı kırgınlığı gidermeye çalışacaktır.

 

Aslında özünde tek bir soruya bağlanıyor her şey: "Bizden farklı olana nasıl yaklaşıyoruz?"

 

Türbanlı bir kadın ile türbansız bir kadının arkadaş olabilmesinde bir güzellik var. İki taraf için de. Bir Kürt gencinin bir Türk genciyle, bir Alevi babanın bir Sünni babayla, bir sağ görüşlünün bir sol görüşlüyle, bir heteroseksüelin bir eşcinselle, bir dindar insanın bir agnostikle, bir Doğulunun bir Batılıyla, bir liberalin bir milliyetçiyle, bir benzemezin bir benzemezle, bir insanın bir başka insanla dost olabilmeleri niçin imkânsız olsun? Niye?

 

18 Nisan 2010

 

İzlenme : 3793
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us