. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
´Siyasetçi eşi´ olmak... Ya da olmamak

 

TÜRKİYE´de siyaset, erkeklerin alanı. Hem yerel hem ulusal boyutta. Meclis´teki kadın milletvekili oranının azlığı kabul edilebilir bir hal değil. Dünyanın geri kalanıyla karşılaştırıldığımızda o kadar alt sıralarda yer alıyoruz ki, insanın içi acıyor.
Üstelik Meclis´imizdeki kadın oranının ne kadar düşük olduğunu gören ve bu durumun bir türlü düzelmediğini tespit eden Batılı gazeteciler zannediyorlar ki Türkiye´de hayatın her alanında bu böyle. Sanıyorlar ki Türkiye´de kadının adı YOK. Bu zannı kırmak zor.
Ne zaman Batılı bir gazeteciyle söyleşi yapsam, "Evet, siyasette azlar ama..." diye lafa başlayıp, kadınlarımızın medyada, tıpta, hukukta, akademide, reklamcılıkta ne kadar görünür ve aktif olduklarını anlatıyorum. Ama hiçbir şey, "Evet ama siyasetinizde kadınlar YOK!" algısını kırmıyor. Biz bu durumu düzeltmedikçe....
Bakanlarımız erkek, vekillerimiz erkek, parti başkanlarımız erkek, yardımcıları erkek, danışmanlar erkek, ilçe teşkilatları, yönetim kurulları toptan erkek, valilerimiz, kaymakamlarımız, belediye başkanlarımız... Uzadıkça uzuyor liste. Aralarda var olmayı, ayakta kalmayı başarmış tek tük kadına rastlıyorsunuz, bu doğru. Ama o kadar azlar ki...
Trafikte tek tük kadın şoför görmek gibi bir şey. En ufak bir hata yapsalar hemen müstehzi bir tebessümle karşılaşıyor yahut cinslerinin zayıflığına dair laflar, önyargılar işitiyorlar. Bu arada dünya aldı başını yürüyor. Hollanda, İsveç, Danimarka, Avusturya, İngiltere, İspanya, Rusya, Brezilya... Kadınların siyasette büyük farklılıklar yarattıklarına tanık oluyor.
Siyaset söz konusu oldu mu kadınlardan fikir ya da eylem üretmelerini değil, sadece "destekçi" olmalarını bekliyoruz. Hep bir adım geride, gölgede. Keza "siyasetçi eşleri"nden de aynı şey bekleniyor: Geri planda kalmaları, güncel politikadan uzak durmaları, asla ve kata fikir belirtmemeleri, hatta mümkünse görünmez olmaları arzu ediliyor. Ara sıra hayır işleri yapmaları, sosyal projelerde yer almaları yeterli. Bu sınırlı "vitrin" rolün dışında ne bir etkileri, ne bir fikirleri yahut beyanları olsun isteniyor.
Hayrünnisa Gül´ün ilkokullarda türbanla ilgili açıklamaları basında geniş yankı buldu, malum. Ama nedense ağız birliği etmişçesine sadece meselenin "türban" kısmına takıldık kaldık gene. Halbuki burada çok daha önemli bir çıkış var. Hayrünnisa Hanım açıklamalarıyla sadece türban konusunda cesur ve bence gayet yerinde bir adım atmakla kalmadı. Aynı zamanda "Siyasetçi eşleri suskun, pasif ve hep geri planda olmalı" beklentisinin de dışına çıktı. Bir birey olarak. Fikirleri, hassasiyetleri, kendine has duruşuyla.
Söylediklerine katılırsınız katılmazsınız o ayrı mesele, ama first lady´yi "eşinin hanımı" olarak değil, "birey" olarak algılıyoruz ki, bu başlı başına önem taşımakta.
Üstelik biz toplumca, uzun seneler boyu başını örten kadınların "bireyleşememiş" insanlar olduklarına inanmışken. Onların ya babaları ya kocaları tarafından başlarını örtmeye zorlandıklarına, dolayısıyla kendilerine has bir duruşları olamayacağına kanaat getirmişken.
Hayrünnisa Hanım´ın özgün açıklamaları, türban konusunun ötesine uzanan bir önem taşımakta; siyasi kültürümüzde yer etmiş basmakalıp algıları sarsmakta.
Gerek muhalefette olsun gerek iktidarda, diğer "siyasetçi eşleri" acaba bunu görüyorlar mı?

 

11 Kasım 2010

 

İzlenme : 2385
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us