. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Değerlendirmeler
Düşünceye Atılan Bombalar



İsrail’in bombaladığı çocukların görüntüleri kalbimizin kanayan bir yarası gibi hep açık duruyor. Savaşın acımasız sahneleri ve öyküleri kan ve acı ile bize ulaşıyor. Türkiye yasalarında ve zihinlerde tam ve eksiksiz bir düşünce özgürlüğünü sağlayamıyor. Uzun yıllardır bu konuda yazdığım ve söylediklerimi düşününce etki gücünün neden az olduğunu anlamaya çalışıyorum.

Düşünce özgürlüğü yok diye İsrail’e gösterilen tepkinin aynısı neden meydanlarda yok? Neden insanlar kendilerini ağaçlara zincirleyerek, canhıraş feryatlar atmıyor?

Elif Şafak, ülkemizin yetiştirdiği özgün yazarlardan birisi. Ondan önce ve onunla birlikte birçok yazar ve düşünce mahkûm oldu. Yarın da mahkûm olmaya devam edecek mi? 1970’de yasak olan özgür düşünme, yazma ve yayma bugün aynı şiddette yasaksa bu “telin” edilmeye layık değil mi sizce? Yoksa sizlerden, bizlerden veya bizim takımdan değil o kadın, başına gelenleri hak ediyor diye konuşmaya devam edelim mi? Bunu çok derinden, acıyla yaşamış bir yazar olarak Elif Şafak’ı sonuna kadar destekliyorum.

Onun yaptığı, yapacağı ve yazdığı her şeyi savunuyorum. Çünkü Fransız, Çek, İspanyol yazarları ve düşünürleri gibi bir arada konuşamamanın, ideolojik çetelerin böldüğü bir entelektüel dünyada yaşamak zorunda kalmanın acısı kanayan tarafım. Bundan nefret ettim. Ama zaten onlar da nefret etmek, nefreti yaygınlaştırmak çabasındaydı toplumda. Onu anladıktan sonra nefretin yerine sevgiyi koyarak fikirlerimi Anadolu’da konuşarak, gezerek yaymaya devam ettim.

Anadolu’nun sevgisi yüreğimdeki yaraları sardı. Ama özlemimi dindirmedi. 30 yıldır özlemini çektiğim, entelektüellerin eyleme varmadıkça her düşündüğünü açık, net bir şekilde söyleyebilme özgürlüğünü ne kadar bekleyeceğim? Kızım da göremeyecek mi bunu? Torunuma bunu mu miras bırakacağım?

Düşünce özgürlüğüne atılan bombaların hiç mi kıymeti harbiyesi yok? Kan, çığlık ve gözyaşı yok diye düşünce özgürlüğüne atılan bombaları, döşenen mayınlarda kopan yüreklerimizi nasıl anlatalım size? Hiç mi içiniz cız etmeyecek yaşadıklarımıza? Hiç mi mahkemelerde ne yaşadıklarımız sizin dünyanıza giremeyecek?

Manisa üreticileri veya fındık üreticileri düşük fiyat için ortalığı birbirine katarken düşünce para etmediğinden mi düşünce için gösteri falan yapan yok dersiniz? Bu işin ucunda para, hayat yok mu?

Yani düşünce, özgür fikir, yeni teoriler ve zihinsel üretim olmadan sadece fındık fıstıkla, atıp tutmakla bir ülke kalkınabilir mi? O nedenle mi kişi başına düşen milli gelirimiz yukarı çıkmıyor dersiniz? Sürünen Bulgaristan, Romanya gibi eski demir perde ülkeleri bile demirleri yıktı da milli geliri arttı biz neden yerimizde sayıyoruz? Düşünce özgürlüğünü yasal kılmak demir perdeyi yıkmaktan daha mı zor? Yoksa biz demir perde ülkesi olarak en sona kalan memleket miyiz?

Ne zaman düşünce özgürlüğü, fındık, patates, havuç kadar değerli sayılacak? Bunu yazmak ve yaymak ne zaman mahkemelerin işi olmaktan çıkacak? Bu soruların cevaplarını merak eden yok mu? Biraz merak edin, ne olur…

Kafka’nın kahramanı kocaman bir hamam böceğine döndüğü zaman düşünür birçok şeyi, hamam böceği haline gelinceye kadar zamanımız var mı bilmiyorum. Ama ben hamam böceği olmak istemiyorum. İnsan olmak istiyorum. Acı çeken, hata yapan, ağlayan, fikir değiştiren, farklı fikirleri yazan, gülen, neşelenen bir insan olmak istiyorum.

Ben “varlıkların en şereflisi” denen insan olmak istiyorum. Meleklerin önünde secde ettiği Adem babamızın kızı olmak istiyorum. Ben insan olmanın erdemini bana söyleyen Mevlana’yı izlemek istiyorum. Dünyaya Türk kültürünün büyük sentezini taşıyacak özgür bir düşünce ortamı ve özgürlük istiyorum. Kendine politikacı diyen herkes bu yükü taşımaktadır. Bu yükle ölecektir, tersi için çalışmadıkça. Sorumludur.

“İnsandaki kötü huylar da kellere, çıbanlara benzer. Kendinde olduğu zaman insan bundan iğrenmez, incinmez. Halbuki başka birinde ondan parçacık görecek olsa iğrenir, nefret eder.”*

Başkalarına bakmak yerine kendimize baksak. Aynalar bizi bekliyor, ne yapıp ne yapmadığımıza bir baksak. Kendi yüzümüze bir baksak. Birbirimize buzlu camlar ardından bakmak yerine doğrudan bakabilsek ve gülümseyebilsek. O zaman Türkiye gülümseyecek. Yükselecek. Türkiye’ye ve Türklüğe hakaret edenler kim, o zaman açık ve net görünecek. Sapla saman birbirinden ayrılacak, biliyorum. Sapla saman ayrılmasın isteyenleri de biliyorum. Bunu değiştirmek imkânsız değil. Biliyorum.

 

Nevval Sevindi

08.08.2006, haberaktuel.com

 

İzlenme : 3322
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us