. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Değerlendirmeler
Acıyı paylaşmak!

Elif Şafak ın son romanı Baba ve Piç in bir yerinde, "Tarih seni kendine esir etmiş" diye mırıldanır. Bir süre sonra, "Geçmiş seni neden bu kadar korkutuyor?" diye sorar.
Evet, geçmiş geçmiştir!
Ne diye korkacaksın ki?
Ama korkuyoruz.
İşte, Elif Şafak bir roman yazıyor. Geçmişin acılarını, insan ırkının birbirine yapabileceği çirkinlikleri, insan ruhunu yağmalayan çelişkileri konu alan, okurken insanın içini sızlatan ağır, hüzünlü bir roman...
Ama dava açılıyor hakkında!
Oysa insanoğlu değil mi, kendi eliyle cehennemler yaratabilen?.. İnsanlar değil mi, birbirlerine fena halde çile çektirebilen?..
Tarih bunlarla dolu.
Ayrıca bugün de yaşıyoruz Irak ta, Lübnan da bütün bu acıları...
Baba ve Piç in bir yerinde şöyle diyor:
"Ermenilerin arzusu kaybımızın ve çektiğimiz derin acının tanınmasıdır. Hakiki insani ilişkilerin gelişebilmesi için en temel gereklilik bu. Türklere şunu diyoruz: Bakın biz yas tutuyoruz, neredeyse bir asırdır yas tutuyoruz, çünkü sevdiklerimizi kaybettik, evlerimizden çıkarıldık, toprağımızdan kovulduk, eşyalarımızdan olduk, hayvan muamelesi gördük, koyun gibi kesildik. Doğru düzgün haysiyetli bir ölüm bile esirgendi bizden. Dedelerimize ninelerimize çektirdiğiniz acı bile onu takip eden sistematik inkârdan daha çok yaralamadı bizleri... Söylesene, bunları dillendirirsen Türkler sana nasıl tepki verir? Olumsuz! Türklerle arkadaş olmanın tek bir yolu var: onlar kadar bilgisiz ve unutkan olmak. Velhasıl, onlar geçmişin hatırlanmasında bize katılmadıklarına göre, bizim geçmişin göz ardı edilmesinde onlara katılmamız bekleniyor."
Ve bir Türkün yanıtı:
"Ailen için çok üzüldüm, taziyelerimi kabul et. Ama o zamanlar savaş zamanıydı. İki taraftan da insanlar öldü. Ermeni isyancıların ne kadar Türk öldürdüğünü biliyor musun? Hikâyenin öteki tarafını düşündün mü hiç? Eminim düşünmemişsindir! Acı çeken Türk ailelerine ne diyeceksin?"
Baba ve Piç i okurken bir kez daha düşündüm, acıları paylaşmanın önemini. "Acını, yasını anlıyorum, paylaşıyorum" diyebilmek o kadar güç mü?..
Adını ne koyarsınız koyun.
İster tehcir, ister trajedi, ister katliam, ister soykırım...
Nasıl tarif ederseniz, öyle edin.
Ama bu tarif, unutmayın, Ermenilerin yaşadığı büyük acıyı ve bu acının Osmanlı tarihinin kepaze sayfalarından biri olduğu gerçeğini değiştirmez.
Yahudilerin Holokost u var. İsrail devletinin kurulmasıyla yurtlarından kovulan Filistinlilerin de Nakba sı var.
Bunlar, meşru acılar!
Ermenilerin de meşru acıları var, Türklerin de...
Ve acılar konusunda hiç kuşkusuz ilgili tarafların söyleyecekleri var. Önemli olan, bunların serbestçe söylenebilmesidir. Önemli olan, tarafların kendilerini karşı tarafın yerine koyup onun acısını da hissetmeye, anlamaya çalışmasıdır.
En önemli olana gelince:
Karşı tarafın acısını, yasını paylaşabilmektir!
Peki, dava açmak neden?
Yargılamak ne diye?
Biliyorum, tabuların kırılması ile önyargıların aşılması gerekiyor. İnsanlığın daha güzel, daha mutlu bir geleceğe yol alabilmesi için bunların kırılması, aşılması lazım. Ama bunun da her çağda bir bedeli olmuş, ödenmesi gereken.
"Sokrates, genç insanlara nasıl bağımsız ve kuşkucu bir çerçevede düşünüleceğini öğretiyordu, bu yüzden ölüme mahkûm edildi. Amsterdam Yahudilerinin Spinoza yı aforoz etmelerinin sebebi, onun fikirlerine tahakküm edememeleriydi. Galileo, kilise tarafından cezalandırıldı. Hallac-ı Mansur düşünceleri yüzünden darağacını boyladı. Bu durum yüzyıllardan beri böyle sürüp gidiyor. Daniel Barenboim da pek çok kez tehlikeli sınırı aşmıştır ve İsrail toplumunu bağlayan tabuların pek çoğunu tanımayan, yetenekli, son derece sıra dışı bir figürdür." (Edward Said, Paralellikler ve Paradokslar)
Elif Şafak ın romanı ne diye Türklüğü aşağılamak olsun ki
Asıl hâlâ böyle bir davanın açılabilmesidir "Türklüğün aşağılanması..." Asıl Türklüğe hakaret, bu romanı ve yazarını yargılamaktır.
Yazık!
Mavi yolculuk notlarının üçüncüsü yarın.

 

 

 

Hasan Cemal, Milliyet, 16 Ağustos 2006

 

İzlenme : 4299
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us