. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Değerlendirmeler
Yazar, kadın ve anne olarak Elif Şafak

Elif Şafak, yeni kitabı Siyah Süt ile Türk edebiyatına yeni bir yapıtaşı ekledi. Siyah Süt, kadınlığın, loğusalığın, anneliğin ve yazarlığın çok sesli, çetrefilli, birbiriyle didişen ve barışan halleri üzerine bir roman. Otobiyografik bir roman.

Elif Şafak özyaşamöyküsüne dayalı ilk romanı olduğunu söylüyor Siyah Süt’ün. Evet, kendini ilk kez bu kadar eldivensiz gösteriyor okura. Ama Siyat Süt’ten önce de ne kitaplarından bağımsız bir Elif Şafak vardı ne de yazar, söylediği kadar ketumdu aslında. Söyleşilerinde, yazılarında bireysel tarihinin, içinde yaşadığı dönüşümlerin, çıkarımların izdüşümlerini vermekten kaçınmıyordu. Siyah Süt, bize kendini usulca, yoklaya yoklaya anlatan o yazarın, o samimiyetin daha da çıplak bir dışavurumu şimdi.

Kendi romanının kahramanı olmuş Elif Şafak ve parmak kahramanlara bölünmüş: Sinik Entel Hanım, Can Derviş Hanım, Pratik Akıl Hanım, Hırs Nefs Hanım, Anaç Sütlaç Hanım ve Saten Şehvet Hanım. Bütün bunlar bir kadının zaman zaman monarşi kuran, zaman zaman darbe yapan, anarşi çıkaran ama Şafak’ın demokraside birleşmesini istediği ve birleştirdiği iç sesleri. “Hepsi benmişim meğer. Hepsi kabulüm,” sözleriyle anlatıyor Şafak bu iç barışı, bu tevhidi: “Hepsi benim. Hataları ve sevapları, eksikleri ve meziyetleriyle. Ve şimdi anlıyorum ki İçimden Sesler Korosu ancak yan yana olduklarında, bir aradalıklarında anlam taşıyorlar.”

Hem yazar hem anne olunabilir mi?

Siyah Süt’ün alt başlığı “Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon” ve Şafak, kitabını kızının doğumu sonrasında yaşadığı depresyonu, tıpkı “cin çıkarır gibi”, üzerinden atmak üzere, bir terapi gibi yazmış. Fakat kitabın büyük kısmı Şafak’ın bir kadın yazar olarak anneliği sorgulaması ve yazarlıkla annelik arasındaki gelgitleri üzerine kurulu. Yazarın, doğum öncesinde edebiyatla anneliğin birlikte var olabileceği fikrini içinde “pişirene” kadar geçen süreç. Elif Şafak bu kitabında macerasını, yazarlığı uğruna çocuk doğurmamayı seçen Adalet Ağaoğlu’nun “Bir kadın hem anne hem de yazar olabilir mi?” sorusundan başlattığını söylüyor. Pek çok cevabı var bu sorunun; Elif Şafak’ınkiyse, kendinden emin bir “evet.” Yine de, “Bu işin doğrusu yanlışı yok,” diye ekliyor Şafak ve bunu edebiyat tarihinden verdiği onlarca kadın yazar örneğiyle perçinliyor.

Romanın ismiyle müsemma stereotipik, karakterleri kitap boyunca anlatıcı Elif Şafak’la konuşuyor. Şafak hem anlatıcı hem dinleyici; içindeki sesler bir yandan ona aitler, bir yandan da ondan bağımsızca vücut bularak yazarın hareketlerine yön veriyorlar. Hayata karşı takındıkları roller gereği farklı dertlere yaklaşımları da tezat, özellikle de bir kadın yazar olarak Şafak’ın anne olması konusuna. “Benistan”ın karanlık tünellerinde dolaşıyor yazar. Bab-ı Şimal’de onu bekleyen Sinik Entel Hanım, derin varoluşçu analizlerden, hippi giysilerden hoşlanıyor; şüpheci, kayıtsız. Aslında vejetaryen; fakat ana gıdası kitaplar. Bab-ı Garp’ta Pratik Akıl Hanım, annelik de dahil her şeyi en pratik yollardan çözme derdinde, “bir kaşık mama, bir satır yazı” en etkin iş ve zaman bölümünü bularak. Bab-ı Cenup’ta Hırs Nefs Hanım yazarlığa bir kariyer, kulvardan asla çıkılmaması ve geri kalınmaması gereken bir yarış olarak bakıyor. Grissiniler, çinko hapları arasında sımsıkı topuzuyla Şafak’ı çokça azarlıyor. Yazarın içinde darbe yapıp onu Amerika’ya yollayan da o, “Yazarlığın için faydalı olacak,” diyor. Bab-ı Şark’taysa Can Derviş Hanım, Şafak’ın batıni sesi, kısmete ve Allah’ın takdirine bırakıyor her şeyi. Yazarın huzursuz ruhuna karşın, elinde kehribar tesbihi, o her daim sakin. “Bekle,” diyor ona, “deniz sana gelsin.”

Anaç Sütlaç Hanım ve Saten Şehvet Hanım sonradan çıkıyorlar ortaya. Şafak’ın içinde olan ama önceden görmediği, fark etmediği iki ses. Anaç Sütlaç Hanım evcimen bir ruh, tombulluğuyla barışık, yuvasının içinde mesut. Pasta-börek pişirmeyi seviyor, ev işlerinde gerekli püf noktalarını iyi biliyor. O, anneliğin kokusu. Elif Şafak’ın “normal” yönü. “Normal, hatta gayet sıradan bir insan olabilirsin. O da bir erdemdir. Normal olmaktan korkmamalısın,” diye öğütlüyor ona. Son ortaya çıkan Saten Şehvet Hanım ise Elif Şafak’ın hep bastırdığı, korktuğu kadınsılığı. Baygın parfümler sürmeyi seviyor Saten Şehvet Hanım, saten gecelikleri, iddialı rujları, tenselliği, cinselliği, dokunmayı. Ve soruyor ona, “Bayan Soğan, sen ne zaman şöyle tiril tiril bir elbise içinde kadınlığıyla barışık, hiçbir şeyi umursamayan yazar pozu vermeyi başaracaksın?”

Farklı kimlikler ve kadın

Elif Şafak, içindeki bu sesleri dürüstçe ortaya döküyor, onlarla tartışıyor, kendini eleştiriyor, yeri geldiğinde dalga geçiyor. Her kadının yaşadığı ama belki de unuttuğu ve unutmak istediği için üzerine konuşmadığı doğum sonrası depresyona edebiyatın dilinden bakarken, Şafak da “sonuna vardığında başını unutma”mızı salık veriyor kitabın. Edebiyat, insanoğlunun, çoğu zaman iyi bilinen ama unutulan, üzerinde durulmayan veya sıradan görüldüğü için atlanan ortak zaaflarını, yaşantılarını, acılarını ortaya çıkarmak ve kâğıda döküp kalıcı kılmaksa eğer, Şafak’ın yaptığı tam da bu. Sadece annelik değil, bu ebruli topraklardan çıkan bir kadın entelektüelin annelikle beraber farklı iç kimliklerini açması, analiz etmesi ve sonra yeniden birleştirmesi üzerine bir sohbet, Siyah Süt. Toplumsal çoksesliliği, çokkültürlülüğü, çokdilliliği her zaman öne çıkaran Elif Şafak’ın, aynı çokdilliliği kendi içinde ve demokratik bir şekilde, eşit ve denk, hiçbir sesi kayırmadan ya da aşağılamadan ortaya koyuşu, içsel barışını imzalaması. Hem Doğu’dan hem de Batı’dan beslenen, iki kültürü bir arada yaşayarak büyümüş kadın entelektüellerin çelişkili iç dünyasına tutulmuş bir fener bir yandan da. Tasavvufi yorumuyla, kalp gözünün açılması olarak tanımlıyor bunu Şafak.

Siyah Süt, yazarı dönüştüren, onu “Bir”e götüren bu sürecin zarif, cesur ve lezzetli bir kaydı.

 

 

ÖZGE BAYKAN

 

Kitap Zamanı, Sayı: 23, Aralık 2007

 

 

 

İzlenme : 5366
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us