. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Değerlendirmeler
Elif Şafak ve “aşk”

 

 

Elif Şafak’ın, Mart 2009’da, “Aşk” adlı romanının çıktığını ve bu romanında Şems-i Tebrizî’yi anlattığını basından öğrendiğim zaman, içimde mutluluk huzmeleri uçuştu. Zira, basın toplantılarında, köşe yazılarımda, televizyon programlarımda(yerel) sayın valimize, belediye başkanlarımıza, tasavvufla ilgilenen değerli yazarlarımıza dört-beş yıldır sürekli, “Hz.Mevlâna’yı coşkun bir okyanusa çeviren, Mesnevî, Dîvan-ı Kebîr gibi şaheserlerin vücuda gelmesine vesile olan aşk, vecd ve Hakikat dervişi Şems-i Tebrizî neden dile getirilmiyor, anılmıyor? En basiti Aralık ayında Konya’da yapılan yürüyüş neden Şems-i Tebrizî Türbe ve Camiinden başlamıyor?” gibi sözlerle dile getiriyordum. Konya’da pek bir değişiklik olmadı ama ne sevindiricidir ki, Ahmet Ümit’in Şems’i anlatan “Bab-ı Esrar”ından sonra Elif Şafak’ın “Aşk” adlı romanı yayımlandı.

 

Kitap yayımlandıktan kısa bir süre sonra Konya’daki kitapçılara gelmiş. Geniş bir entelektüel hayatı olan ve tüm yayınları geniş bir yelpazede izleyen hocam Ali Uğur Gündem telefon açarak, “Elif Şafak’ın,’Aşk’ adlı romanı Konya’ya geldi. Hemen alın. Sizi ilgilendiren taraflarından birisi ise, kitabın sonunda çok zengin ve titizce seçilmiş bir kaynakça var. Referans olarak sizin ‘Şems-i Tebrizî’ yapıtınızı göstermiş. Gerçekten gurur ve onur verici. Sizi kutluyorum” dedi. “Şems-i Tebrizî” adlı kitabım, 2007 yılı Aralık ayında, T.C. Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yayımlanan, kısa sürede baskısı biten ve Kasım 2008’de Nüve Kültür Merkezi tarafından ikinci baskısı yayımlanan bir araştırma-inceleme kitabımdı. Kitabımın Elif Şafak gibi bir yazar tarafından kaynak gösterilmesi içimde ikinci mutluluk huzmelerinin uçuşmasına nail oldu. Hemen kitabı alıp bir solukta okudum. Romanı okurken, Elif Şafak’ın da Şems’in pervanelerinden bir aşk tâlibi olması, okuyucuya satır aralarında Şems’in rahle-i tedrisinden sıcacık selamlar göndermesi, bana, Marace’l Bahreyn’de karşılaşan ikiz ruhların, ilâhî vuslata giden yolda yaşadıkları volkanik patlamaları, o demleri empatiyle harmanlayarak yeniden yeniden yaşattı. Kitap bittiği zaman, daha doğrusu bitmesini istemeden okuduğum zaman küçük sitemlerde de bulundum, “Sevgili Elif Şafak! Önce İngilizce yazdığınız, ondan sonra Türkçeye çevrilen “Aşk” adlı romanınızı keşke önce Türkçe yazsaydınız da ondan sonra başka dillere çevrilseydi ne güzel olurdu. Eminim ki, aşkı anlattığınız ve okuyanın ruhunda aşk tadı bırakan cümleleriniz o zaman aşk tadını katmerleyerek damaklara daha bir kazınacaktı. Tıpkı Yûnus’un, ‘Beni bende demenğ, bende değilüm / Bir ben vardır bende benden içerü’ dediği fünun dönemindeki derinlik gibi… İngilizcede tasavvuf, ilâhi aşk, derviş, sûfîzm, hoşgörü gibi terimler hakkıyla tanımlanabilir mi? Nüans kaybı olmaz mı? Bu küçücük sitemim, sevgiden dolayıdır. Size Konya’dan naçizane bir bende-i Mevlâna ve bende-i Şems olarak sımsıcak selâmlar gönderiyorum” diye mırıldandım.

 

Kitabı okurken baştan sona tasavvufun derinliklerinde gezindim. “Bravo” diye küçük bir çığlık attığım bölüm ise, Şems-Kimya-Mevlâna üçgeninin orijinindeki muhteşem kurguydu; Kimya’nın Şems’e olan sevgisi ve Şems’in Kimya’ya maddi manevî hiçbir şiddet uygulamadığıydı. Oysaki, İranlı yazar Saide Kuds,”Kimya Hatun” adlı romanında, Şems’i, Kimya’yı duvardan duvara vurarak öldüren bir katil gibi kurgulamıştı; Ahmet Ümit ise, “Bab-ı Esrar” adlı fantastik romanında Şems’i, zaman zaman, görünmeyen bir adalet celladı gibi kurgulamıştı. Okuyanların çoğu bu satırları bir roman kurgusu değil de gerçekmiş gibi alıp kabul etmişti. Tarihi bir romanda olaylar her ne kadar kurgulanmış da olsa tarihi bilimsel veri ve gerçeklerden sapmamalı, sahih kaynaklara sadık kalınmalıydı.

 

Elif Şafak’ın, “Bu kitabı aşkla konuşan, sabırla pişiren dost meclisine…” diye ithaf ettiği, kaleminden aşk akarak, mürekkebinde aşk kokarak yazdığı bu romanını okurken, Doğu’da 1200’lü yılların Şems-Mevlâna ilâhi aşkını, Batı’da 2000’li yılların Ella-A.Z.Zahara’nın mecazi aşktan ilâhi aşka ısınma turlarını ve insanlık tarihi boyunca şekilde değişse de özde hiç değişmeyen inancın özündeki hakiki aşk yansımalarını bulacaksınız. Şems’in 40 altın kuralını, Boston-Amsterdam-Bağdat-Konya hattında derinleşerek düşüneceksiniz. İçinizdeki ”benden içeri ben” i keşfetmek istiyorsanız, postmodern zamanda modern bir aşk manifestosuyla materyalist dünyanın ötelerine sıçramak istiyorsanız, romanın kahramanlarıyla yekvücut olup içinizdeki ‘Ben’i bulmak istiyorsanız, ruhunuzla yüzleşmek hatta aşkın tehlikeli ve zor yolculuğuna pervane misali önce kanadınızı değdirmek sonra ateşi kucaklayıp kavrulmak ve minicik yere düşmek istiyorsanız “AŞK” ı okuyunuz.

 

Elif Şafak’ın son eseri olan “Aşk” adlı romanını anlatmak günlük bir makalenin dar içeriğine sığmaz elbette. Sanat, şiir deyince adeta duyguların mimarisiyle zirveleri ve uçurumları tarayan hüzün şairinin yapıtındaki frekanslarla, Elif Şafak’ın “Aşk”  yapıtındaki frekansların bu bağlamda aynı frekansta buluşmasını gerçekten ilginç buldum. Şairin yapıtından aldığım bir şiirle bu yazımı bitiriyorum “… / Bir kitap onlarca kitaba davet / Onlar bir gayya kuyusu / Biterken başlar kıyamet / Neden yoktur kitapların uykusu / … / Ya aşk / Belki diğer yarımız bizim / Bir soluk belki de yarınımız için / İşte böylesine bir sarkaç var / Şimdi saat bana kaç var” (Ali Uğur Gündem, Saat Sana Kaç Var, s.38-39

 

Eyvallah! Yâ! Hû! / Aşkınız Cemâl olsun! / Gönlünüz o aşkla dolsun!

 

 

Melahat Ürkmez

 

13  Nisan  2009

 

 

 

İzlenme : 16184
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us