. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Haberler
Mercan Dede ve Elif Şafak´tan "Aşkın Sesleri"

 

"Avrupa Edebiyatı Türkiye´de - Türkiye Edebiyatı Avrupa´da" adlı proje çerçevesinde Duisburg´daki eski bir demir çelik fabrikasında haftasonunda iki önemli isim bir edebiyat ve müzik gösterisinde biraraya geldi. Mercan Dede ile yazar Elif Şafak, "Aşkın Sesleri" başlıklı bir konser ve gösteri sundu izleyicilere. Gösteriyi Fidan Özen Köln Radyosu için izledi.

***

Duisburg Landschaftspark’ta geçmişi eskilere dayanan, artık bir kültür mekanı olarak kullanılan bir kömür ocağının çok özel bir sahnesinde Mercan Dede. Onun müzikleri eşliğinde sahnenin bir kenarında oturan yazar Elif Şafak ise Aşk kitabından kesitler okuyor. Müzik, dans ve edebiyatla aşk anlatılıyor. Mercan Dede, aşk ve tasavvufu birbirinden ayırmıyor ve tasavvufa ilginin artmasını da aşka olan susuzluğa benzetiyor.

 

Mercan Dede: Hepimizin noksan olduğu, hayatımızda noksan olan tek şey aşk, hepimizin. Hepimiz neye susuyorsak, o suyun aktığı çeşmenin başına gidiyoruz. Aşk dediğimiz var olma; var olmanın geldiği kaynağına dokunabilmek. Çünkü hepimiz bir kaynaktan geliyoruz ama o kaynaktan bir kopukluğumuz var. İşte Mesnevi’nin ilk iki dizesinde “Dinle neyden” diye başlıyor; ney’in hikayesini dinle! Ney’in hikayesi ilginç. Kamış kopartılmış. Bir kopma hali. O yüzden feryat ediyor. Buluşma hali onun tam tersi. Buluşma haline aşk diyorum ben. Hepimizde o kopmuşluk var. Ve en büyük kopmuşluk, kendimizle kendi kalbimiz arasındaki. Kendimizle bağlantı kurulmadığı sürece hiçbir şeyle bağlantının kurulması mümkün değil. O bağlantıyı kurduğunuz anda ordan çıkan küçük kıvılcımın ya da kalbindeki küçük kelebeğin adı aşk.

 

Mercan Dede ve Elif Şafak’ı bir araya getiren şey de tasavvufa olan aşkları. İki sanatçı “Sounds of Love” yani “Aşkın Tınıları” adlı bu projede ilk kez birlikte çalışma fırsatı bulmuş.

 

Elif Şafak: İnanılmaz bir enerji halesi vardı sahnede; yani o kadar yoğundu ki, o kadar pozitifti ki… Biz, özellikle romancılar tek başımıza çalışmaya alışkınız. İşte haftalarca, aylarca, bazen senelerce kapanıyorsunuz, yazıyorsunuz. Ve bu benim için o kadar güzel bir tecrübe ki, yani ortak bir şeyler yapmak…

 

Elif Şafak üniversite yıllarında çevreci solcu bir genç kızken kitaplar sayesinde tanışmış tasavvuf felsefesiyle. O, tasavvufun içine daldıkça merakı daha da artmış; okudukça ne kadar az şey bildiğinin farkına varmış. O nedenle, sevilen yazar Elif Şafak hep öğrenen biri olmayı tercih ediyor. Mercan Dede’nin tasavvufa ilgisi ise ney’e olan merakına sıkı sıkıya bağlı. Bugün her iki sanatçı da sonsuz derya denen tasavvuftan besleniyor.

 

Mercan Dede: Tasavvuf, kendini anlamaya çalışmak. Her gün bir adım, böyle karınca adımı, biraz daha güzel bir insan olmaya çalışıyorsun. Sonra o günün sabahında bunu düşünüyorsun. Akşamüstüne vardığında iki yüz tane hata yapmış olduğunu fark ediyorsun. Ertesi gün yüz doksan dokuz hata yapmaya çalışıyorsun. Bu süreç. Ve kalbinde bu varsa hayatında yaptığın şeyler bunun zaten doğal bir yansıması. Müzik yapıyorsan, bu hatalarına ve de sabah kalktığındaki umuduna ilişkin bir müzik yapıyorsun. Bir şeyler yazıyorsan, zaten bu oluyor. Tabi ki tasavvufa da ait ama aslında kendine ait, kalbine ait.

 

Elif Şafak: Tasavvuf, bence her şeyden önce içsel bir yolculuk. Hani etrafla uğraşmayı bırakmak. Kimseyi ötekileştirmemek. Bence tasavvufu benimseyen bir insan kimseye kin güdemez. Bilmediği insan hakkında atıp tutamaz. Çok basit şeyler söylüyorum ama… Unutmamak ki verdiğim her enerji bana geri dönüyor. Yani Mevlana şey gibi diyor; dünya bir dağın karşısına geçip seslenmeye benziyor. Ben ne dersem, yankısı bana geri geliyor. Çok basit gibi görünen ama çok temel kurallar var hayata geçireceğimiz. Tabi ki tasavvuf çok derin bir okyanus. Ama aynı zamanda tasavvuf gündelik hayata, bugüne, modern hayata uygulanabilecek bir yaşam felsefesi. Geride kalan bir şey değil.

 

 

Köln Radyo

21 Haziran 2010

 

 

İzlenme : 3300
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us