Galler’de düzenlenen edebiyat festivaline dün Elif Şafak katıldı. Festivalin yarınki konuklarından biri de Orhan Pamuk olacak
28 Mayıs 2007 Pazartesi
FİLİZ AYGÜNDÜZ
Londra Heathrow Havaalanı’ndan başlayan bol aktarmalı 4 saatlik zorlu bir tren yolculuğundan sonra Galler’in en büyük şehri olan Hereford! Galler topraklarında koyunlar ve büyükbaş hayvanlar cirit atarken, beyazlar içindeki rugby oyuncuları da dikkatten kaçmıyor. Bu uçsuz bucaksızmış gibi görünen yeşillikler dünyanın en önemli edebiyat festivallerinden biri kabul edilen The Guardian Hay Edebiyat Festivali’nin gerçekleştirildiği alana uzanıyor. Hay, Hereford’a bağlı, Ortaçağ’dan kalma küçücük bir kasaba. Sayıları 40’ı bulan kitapçılarıyla ünlü 1300 kişilik bu kasabada, 20 yıldır düzenlenen The Guardian Hay Festival nedeniyle her yıl 100 bin kadar kitap okuru ağırlanıyor.
Clinton: Aklın Woodstock’ı Ünlü İngiliz siyaset adamı Tony Benn’in “Benim için Noel’in yerini aldı” dediği, Bill Clinton’ın festivali 2001’de ziyaret ettikten sonra “Aklın Woodstock”ı tanımını yaptığı Hay Edebiyat Festivali, bundan 20 yıl önce kurucusu Peter Florence’in annesinin mutfak masasında doğuyor. Florence’in babası hafta sonlarında sohbet etmek, iyi vakit geçirmek için bir etkinlik düzenlemeyi öneriyor masadakilere. “Ama” diyor, “Bu uluslararası ve eğlenceli bir etkinlik olmalı”. Bunu söylerken de en çok “Hay’i Hay yapan yaratıcı düşünceleri gelişmiş Hay insanları”na güveniyor. Babasından icazetle işe koyulan Peter Florence, ilk festivalin parasını bir poker masasında kazanıyor. Bir iki derken, festival bugün, The Guardian gazetesi başta olmak üzere çok sayıda sponsoru olan dünyaca ünlü festivaller arasındaki yerini alıyor. 24 Mayıs’ta başlayan ve 3 Haziran’a dek sürecek olan The Guardian Hay Festival, bu yıl dört Nobelli yazarı ağırlıyor. Wole Soyinka, Derek Walcott, Wangari Maathai ve Orhan Pamuk. Pamuk, yarın festivalde kitaplarını İngilizceye çeviren Maureen Freely’nin sorularını yanıtlayacak.
Freely, Şafak’la konuştu Dün ise bir başka ünlü Türk konuğu vardı festivalin: Elif Şafak. Şafak ile de Maureen Freely konuştu. Şafak’ın hayat hikâyesiyle sorularına başlayan Freely; yazara kadınlık, edebiyat, sanat, tasavvuf ve göçebelik üzerine sorular yöneltti. Ardından Şafak, İngilizcede yayımlanan 4 kitabından seçtiği bölümleri okudu. Edebiyatın insana getirdiği özgürlük duygusu ve zenginleşmenin yanı sıra kadın’lar üzerinden de ilerleyen söyleşide Freely, Şafak’a kadınları bu kadar yakın perspektiften anlatmasının kitaplarının başarısındaki rolünü sordu. Kadınların müthiş birer hikâye anlatıcısı ve hafıza taşıyıcısı olduğuna dikkat çeken Şafak, “Kadınlık kültüründen çok besleniyorum ve bu da doğal olarak edebiyatıma yansıyor” dedi. Etkinlik sırasında Maureen Freely de son romanı “Enlightenment- Aydınlanma”dan bölümler okudu. Freely’nin 1970-2005 arasında İstanbul’da yaşayan Türk ve Amerikalı bir grup arkadaşın, bir cinayetin etrafında yaşadığı olayları anlattığı romanı bugünlerde Türkçeye çevriliyor. Roman, eylül ayında Metis Yayınları’ndan çıkacak.
Türkiye’ye ilgimiz arttı’
Söyleşiye büyük ilgi gösteren İngilizler, ne kadar sofistike okur olduklarını gerek etkinlik sırasında gerek söyleşiden sonra katıldıkları Elif Şafak’ın imza gününde yönelttikleri sorularla bir kez daha gösterdiler. Kitabı imzalanırken Şafak’a teşekkür eden bir okurun söyledikleri ise gerçekten göğüs kabartıcı cinstendi: “Romanlarınızla müthiş bir Türkiye elçiliği yapıyorsunuz, sayenizde Türkiye’ye duyduğumuz ilgi arttı”. Festivale dünyanın dört bir yanından 100’den fazla yazar katılıyor. Hay Festival Yayınları, 2004’ten bu yana her yıl bir ya da birkaç yazarın öykülerini özel bir baskıyla okura sunuyor. 2004’te Margaret Atwood’un “Bottle” adlı öyküsüyle başlayan bu uygulama kapsamında 2007 için 3 yazar seçildi: Doris Lessing, Owen Sheers ve Elif Şafak. Şafak’ın kitabı iki öyküden oluşuyor. Öykülerden biri İstanbul’u diğeri ise Hollanda’daki bir Türk işçi ailesini anlatıyor.
http://sanat.milliyet.com.tr/detay.asp?id=5028
|