Avrupa kültür ve edebiyatının en önemli buluşma noktalarından biri kabul edilen Prag Uluslararası Edebiyat Festivali, bu sene farklı ülkelerden seçkin edebiyatçıları ağırladı.
Pazar günü sona eren festivale Türkiye´den davet edilen Elif Şafak da iki ayrı etkinliğe katıldı. İlkinde Hollanda, Amerika ve Avusturya edebiyatının tanınmış isimleriyle ´edebiyatta kimlik ve sınırsızlık´ konulu bir panelde bir araya geldi. Ardından da festival direktörü Alexandra Büchler ile sahnede uzun bir söyleşi yaptı. Türk kadınının bugün geldiği yer, kadın romancıların sorunları, Müslüman dünyada kadın olmak, Batı´da İslam fobisi ve kültürlerarası yolculuk temalarının ele alındığı söyleşide, Türk edebiyatı ile Doğu Avrupa edebiyatı da karşılaştırıldı.
Söyleşiden sonra Şafak okurların sorularını cevapladı. "Kafka´nın memleketinde olmak nasıl bir duygu?" şeklindeki soru üzerine Şafak, "Hem İstanbullu hem göçebe ruhlu bir yazar olarak Prag´da bulunmaktan heyecan duyuyorum. Bu şehir Avrupa edebiyatının nice ismine ev sahipliği yapmış. Sokaklarında, binalarında, meydanlarında geçmişin izleri var. Belki de Kafka´nın hayaleti hâlâ burada bizlerle." dedi. Ne tip kitaplar okuduğu ve nelerden beslendiği sorusuna ise şöyle cevap verdi: "En çok hayattan besleniyorum. İnsanları dinlemeyi seviyorum. Okurlarımı kendimden aşağı görmüyorum, eşit görüyorum. İlgimi çeken her kitabı okurum, yeter ki bir yerinden ruhuma hitap etsin. Batı edebiyatını ve Batı felsefesini yakından takip ederim, ama bir o kadar Doğu ve İslam kaynaklarını da okur ve anlamaya çalışırım."
Zaman, 19 Mayıs 2009
|