Keyfinin kahyası "Elif Şafak"
"Mesnevi den ve mor kalemlerimden vazgeçemem"
Kitap: İlk olarak Mesnevi... Takıntılı olduğum yapıtların başında gelir Mevlana nın Mesnevi si. Çok kapılı, çok katmanlı bir yapı gibidir. Seneden seneye tekrar tekrar okutur kendini. Bin bir Gece Masallarında Şehrazat ın anlattığı hikayeleri de defalarca okudum. Daha sayısız kez okurum. Ve Sandman... Gotik çizgi romanlara çok düşkünüm. Bilhassa Neil Gaiman ın elinden çıkanlara. Sandman serisinin müdavimiyim. Çizgileri, içeriği, kasveti ve karanlığı... Tekrar tekrar okuyabilirim.
Müzik: Nine Inch Nails den "Hurt"... Bu şarkıyı binlerce kez üst üste dinleyebilirim. "Baba ve Piç"i yazarken sürekli dinlediğim şarkıydı. Ve Johnny Cash den "Thirteen"... On üç sayısı, malum uğursuz. Bu şarkı da kendini lanetli gören birinin ağzından. Son derece kasvetli lirikleri olan, nereye giderse beraberinde uğursuzluk götüren birinin şarkısı. Çok severim. Leftfield den "Burn Hollywood Burn" takıntımdır. Bu şarkıyı bilen bilir zaten. İçindeki isyan, öfke, mücadele, müthiştir, tam damardan... Led Zeppelin den "Kashmir"... Tüm zamanların en iyi şarkılarından biri. Bitimsizdir, zamana direnir. Asla eskimeyecek. Bir de Bizet nin "İnci Avcıları" operasından çeşitli bölümleri takıntılı şekilde severim. Bilhassa bir şehirden şehre giderken, yollarda dinlerim.
Film: Terry Gilliam in "Brasil"i en sevdiğim, bıkmadan usanmadan izleyebileceğim filmlerin başında gelir. Defalarca izledim, derslerde öğrencilerime gösterdim, hakkında makaleler okudum. Ama hâlâ büyük bir ilgiyle izleyebilirim. Filmin müziğini dinlediğimde dahi tüylerim diken diken oluyor. Baskıcı ve kuşatıcı bir sistem karşısında bireyin yeri, hâlâ hayal kurabilmenin önemi ve her şeye rağmen aşk... Aslında, takıntılı sevdiğim çok film var. Birkaç örnek: Betty Blue. Kitabını da, filmini de severim. Ürkütücü güzelliktedir bu film. Moralinizi bozar, tutar ta dibinden sarsar ruhunuzu. Bir de bambaşka bir türden, komedi dalında çok çok sevdiğim bir yerli film; Sultan. Türkan Şoray ı zaten müthiş severim. Bu filmde tam kadro oradadır Türk Sineması nın en güzel simaları.
Eşya: Göçebe yaşadığım için çok fazla eşya takıntım yok, oradan oraya giderken yanında çok fazla şey götüremezsin. Ama mor kalem takıntımdır. Kırtasiye malzemelerine çok düşkünüm. Silgi, kalem, defter, ıvır zıvır... Mor Mitsubishi kalemler, nazar boncukları ve okunmuş çörek otu, boy boy baykuş heykelleri, bir de parmak uçları kesik eldivenler... Ve pek tabii ki en büyük takıntım, gümüş yüzüklerim.
Vatan Gazetesi, 21.05.2006
|