Anadolu gibi bin bir çeşit lezzet birarada
Elif Şafak aşureyi Anadolu mozaiğiyle özdeşleştiriyor. Baba ve Piç romanındaki her bölümün adı aşure malzemelerinden biri. Şafak, aşurenin kendisi için ne demek olduğunu anlattı
Aşurenin sizin için önemi nedir? Neyi temsil eder? Aşure tüm tatlılar içinde sosyal ve kültürel anlamda en kuvvetli olanı. Ve tüm tatlılar içinde en az bireysel, en çok “kolektif” olanı aslında. Aşure bir krem brule değildir. Oturup tek başına yemek için bir kaselik pişirmezsin. Koca bir kazan pişirirsin. Dağıtmak, paylaşmak, konu komşuya ulaştırmak için yapılır. İnsanı daha yüce gönüllü, daha paylaşımcı yapar aşure. Aşurenin temsil ettiği o paylaşım, o çoğulluk benim için önemli bir değer.
Kitabınızın “Kuru Üzüm” bölümünde aşureyi “Gelecek güzel günlerin ve açacak güneşin simgesi” olarak anlatmışsınız. Gerçekten aşure yüzyıllardır böyle bir umudun simgesi mi yoksa hâlâ süregelen tartışmalar düşünüldüğünde Türkler ve diğer etnik gruplar arasında sadece bir temenni olarak mı kaldı? Bence bu topraklarda kültürler ve dinler arası uyum olmuş yüzyıllar boyu. Zaman zaman bu denge bozulsa da böyle bir ortak kimyamız da var Osmanlı boyunca. Bugün yaşadığımız şiddet ve kutuplaşma ortamının dışında ve ötesinde, çok daha dervişan, daha mutasavvıf bir damarımız da var. O damarı takip ettiğinizde çok ilginç şeylerle karşılaşıyorsunuz tarihte. Mesela tekkelerde Ermeni ve Yahudi ve Müslüman musikişinasların beraber müzik yapabildiklerini, birbirlerini sadece “insan” olarak gördüklerini, öyle kabullendiklerini de görüyoruz.
Aşure’nin Türkler için ve Türkiye’de yaşayan diğer etnik gruplar için anlamı nedir? Aşure pek çok etnik ve dini grup için önemli ve ortak bir lezzet. Anadolu nasıl bir sentez ise farklı kültürlerden değerler toplaya toplaya bünyesinde zenginleşmişse, aşure de öyle. Aleviler, Kürtler, Ermeniler pek çok kesim için önemli olmuş aşure. Hepimizin ortak değeri. Baklava nasıl tüm bir Orta Doğu’da biliniyorsa, aşure de tüm bir Anadolu’nun lezzeti.
Vatan, 04.02.2007
|