Bu aydınlatmayı evine alır mıydın?
Evet alırdım, hoşuma gitti doğrusu.
Cafe’de tek başına oturduğunda neler yaparsın? Birini beklerken sıkılır mısın?
Genelde kitap okurum. Okumak istediğim makalelerin fotokopisi her zaman yanımdadır. Onlara bakarım, çay içerim, not alırım, telefonda konuşurum… Ben yalnızlığı severin. Yalnızlık insanı sıkmaz, aksine diriltir. Yurtdışına çok sık gittiğim için İstanbul’un ritmini unutuyorum. Bu nedenle de randevularıma hep gecikiyorum, dolayısıyla kimseyi beklemek durumunda kalmıyorum.
KV’ye sık mı gelirsin?
Tünel’i ve Asmalımescit’i çok seviyorum. Buranın renkleri, atmosferi ve binaların yaşlılığı beni etkiliyor. O nedenle çok sık geliyorum.
Unutkanlık huyun var mı?
Dağınığım. Mutlaka bir şeylerimi kaybederim veya unuturum. O nedenle çalışanlar alıştılar artık bana, burada unuttuğum eşyalarımı saklıyorlar.
Kaprisli bir müşteri misin?
O günüme ve anıma bağlı olarak çok kaprisli olabiliyorum. Korkunç bir müşteri olduğumu söyleyebilirim. Kaprisli ve çok seçici, obsesifim. Capuccino istediğim zaman sütü az, köpüğü bol olsun isterim. Et yemem. Özellikle KaVe’dekilere nazım geçtiği için buraya gelmeyi seviyorum. Oysa eşim bu konularda çok rahattır.
Evlilik nasıl gidiyor?
İyi gidiyor. Evlenmeden önce ilişkimizde var olan dengeyi kaybetmedik hiç. İlişkimiz de, dostluğumuz da aynı.
Son kitabın “Baba ve Piç” nasıl gidiyor?
Gayet güzel. Ağırlıklı olarak kadınların hayatları, sıkıntıları, sırları anlatan, çok sivri dilli bir kitap. İçeriği ve kapağı çok tartışıldı. Hatta kitabı vitrinine koymak istemeyen kitapçılar bile oldu.
Geleceğe yönelik planların…
Ben uzun vadeli plan yapmayı beceremiyorum. Uzun vadeli planları olan, stratejik davranan insanlara şaşırırım. Amerika-Türkiye arasında mekik dokumaya devam edeceğim. Hayatı akışına bırakmayı seviyorum. Siz ne yaparsanız yapın, hayatın karşı konulamaz akışı devam ediyor.
“Eyvallah” kelimesini sık kullanıyorsun.
Eyvallah! Bir keresinde kendi köşemde yazdım. Başıma çok hoş bir olay geldi. Bir gün bindiğim takside şoförle uzun uzun sohbet ettik. Tam inerken bana “Hiç eyvallahçı kadın görmemiştim. Çatır çatır eyvallah diyorsun” dedi. Eyvallah, gelenekçi/köklü bir kelime. Bence kadınların, erkeklerden bu kelimeyi geri alması gerekiyor.
Özlem Pak IŞINGÖR
Marie Claire Maison, Mayıs 2006
|