Edebiyatını, "ötekini anlatmak üzere" kurgulayan Elif Şafak ın "Siyah Süt" adlı romanı, kadınlarda doğum sonrası görülen depresyonu ayrıntılı olarak ele alıyor.
Kitabı üzerine konuştuğumuz Şafak, eserinde kadınlık hallerini anlatmaya çalıştığını ifade etti. Kadınların doğum sonrası yaşamak zorunda kaldığı depresyonun yeteri kadar konuşulmadığını dile getiren Şafak, anneliğinin ilk günlerinin çok sancılı geçtiğini söyledi.
HER KARAKTER BENİ ANLATIYOR
Kitabının ismini "Siyah Süt" koymasının nedeni, "Doğumdan sonra annelikle özdeşleştirilen sütün, her zaman beyaz olmadığını anladım" sözleriyle açıklayan Şafak, anneliğin kendi içinde çelişkileri olduğunu belirtti. Şafak, "Depresyonda olan bir annenin sütü kararabiliyor, anneannemin deyişiyle süt çürüyor .
Ancak ben o kararmış sütten mürekkep elde etmek istedim. Doğum sonrası yaşadığım o hüzünlü dönemi yazıya dökmek istedim ve her şeyi geride bıraktım. Kitabım bu şekilde ortaya çıktı" şeklinde konuştu. Kadınlık hallerini, kitabındaki 6 kadın aracılığıyla okuyucularına aktaran Şafak, romandaki her karakterin kendisinin farklı bir yönünü anlattığını aktardı.
Şafak, "Bir dönemler kendimi Sinik Entel Hanım ile Can Derviş Hanım a daha yakın görüyordum. Ardından Pratik Hanım çıkıverdi hayatıma. Pratik Akıl Hanım ı benim sosyal ve gündelik hayatımı kotarabilen yanım oldu. Kitabımdan örnek vermeye devam edecek olursam, Anaç Sütlaç Hanım dan size bahsetmek istiyorum. Anaç Sütlaç Hanım ın içimde olduğundan doğuma kadar haberim yoktu. Sürekli bastırmışım, sürekli küçümsemişim. Fakat anne olduktan sonra Anaç Sütlaç Hanım ile tanıştım. Anaç Sütlaç Hanım, benim annelik yönümdü" diye konuştu.
‘ANNEM BENİ YALNIZ BÜYÜTTÜ’
Anne kız ilişkisinin birçok kitabına konu olduğunu söyleyen genç yazar, annesi ve yeni doğan kızıyla olan ilişkisini değerlendirdi. Şafak, "Anne kız ilişkisinin çok derin bir bağ olduğunu düşünüyorum. İçlerindeki çelişkileri yok sayma, bastırmaya çalışmak bana pek sağlıklı gelmiyor. Hepimiz kendi çocuklarımızın öğrencisiyiz. Onlardan çok şey öğreniyoruz. Annem benden, ben çocuğumdan çok şey öğrenmeye devam edeceğim. Bu ilişki kuşaklar boyunca hep böyle devam etmiştir ve edecektir" şeklinde konuştu.
Annesinin yakın bir arkadaşı olarak değerlendiren Şafak, "Annem çok özel, feminist, bağımsız, yemek pişirmeyi bilmeyen, başka annelere benzemeyen, hep çalışan, hep didinen, beni tek başına büyüten bir anne. Sıra dışı bir anne, benim dostum" ifadesiyle anlattı. Şafak, kitabında, kızına doğmadan önce yazdığı mektuba da yer veriyor.
DERİNDEN SARSILDIM
Çocukluğundan beri hayatını yazı üzerine kuran Şafak, hayatının sonuna kadar yazmak istediğini kaydetti. Siyah Süt ü yazarken olgunlaştığını aktaran yazar, "Siyah Sütü yazarken kendi kendimle o kadar uğraştım, öyle çok hesaplaştım ki. Çok canım yandı. Ama bu samimiyet ve dürüstlük sayesinde o dönemi atlattım. Hamdım. Yana yana bir nebze de olsa piştim" diye konuştu.
Münevver ÇAKIRTAŞ/İSTANBUL
Bugün, 23 Şubat 2008
|