Kadınlar Günü nde çevremdeki erkeklerden tebrik aldım, alıyorum. Ama beni esas ilgilendiren, kadınların bugüne nasıl yaklaştığı, erkeklerin değil. Ben kadınların birbirlerine gül vermelerini, destek olmalarını, kadınların aralarındaki dayanışma ve "kız kardeşlik" bağlarını önemsiyorum. İki yaygın yaklaşım var. Bir yandan kadınlar ayrımcılığa uğruyor, eşit işe eşit ücret alamıyor, kadının erkekten noksan olduğu zannediliyor. Erkek kadının üzerinde egemenlik kurmaya çalışıyor. Ya da öbür uca gidiliyor; bu sefer de kadınlara değer verdiğini göstermek için erkekler bizlere "vazoda çiçek" muamelesi yapıyor. İkisi de sorunlu. Kadınlar Günü içi boş bir "gül ve çikolata dağıtma günü" değildir. Tarihsel olarak çıkışı çok anlamlıdır. Daha insanca, daha eşitlikçi, barışçıl ve huzurlu bir dünyaya davet eder; sembolik önem taşır. Ama bizler bugün ne yazık ki içini çok boşalttık. Yapılan etkinlikleri önemli buluyorum. Tabii ki tek başına yeterli değil ama küçümsemeye hakkımız yok. Biz kadınlar! Biz değişmezsek dünya değişmez. Eğer ataerkillik devam ediyorsa bu biraz da biz anneler oğullarımızı padişah gibi yetiştirdiğimiz için oluyor.
Zaman / 8 Mart 2009
|