Kağıt Helva´yı kurgularken seçtiğiniz temaları nasıl oluşturdunuz?
Kağıt Helva özel bir kitap. 15 seneye yayılan bir edebiyat yolculuğunun ayak izleri gibi görüyorum. İçinde dokuz kitaptan alıntılar var. Belli bir derinliği olan ama ahkâm kesmeyen alıntılar bunlar. Kimseye ders vermeye çalışmayan alıntılar. Daha çok okurla sohbet halinde bir kitap...
Okuyucularınızla aranızdaki özel bağ var... Bunu ilk ne zaman fark ettiniz?
Okurlarımla aramda özel bir ruhdaşlık bağı var. Ben yazar ve okur arasında bir hiyerarşi kurmuyorum. Seçkinci bakıştan hazzetmiyorum. Tam tersine yatay bir bağ var, eşit bir bağ. Ve onlara o kadar şükran borçluyum ki.
Bu kadar kişinin ilgisini, sevgisini hissetmek nasıl bir duygu?
Elbette bu kadar insanın sevgisini kazanmak için daha çok çalışmak lazım. Onun farkındayım. Daha çok emek vermek durumundayım. Okurların yeni kitabımı ellerine aldıklarında "bunu mu yazmış" dememeleri için, düş kırıklığına uğratmamak için iki kat fazla çalışıyorum. Bu bir sorumluluk bilinci de getiriyor ister istemez.
Elif Şafak film senaryosu yazacak mı? Ya da eserlerinden birinin sinema uyarlamasına nasıl yaklaşır?
Sinema ile edebiyatın evliliğine son derece sıcak bakıyorum. Kolay bir evlilik değil bu. Bundan rahatsız olan pek çok yazar da olmuş. O yüzden dikkatli hareket etmekten yanayım, acele etmemekten. Günün birinde doğru yönetmenle çalışmayı elbette çok isterim.
Sizde kendinize dair "Elif Şafak çok iyi bir.... dir; çok kötü bir... dir" yorumu var mı?
Elbette görece iyi olduğum, zayıf olduğum ve kendimi geliştirdiğim alanlar var. Olmaz mı? Ev işlerinde kocaman bir sıfırım mesela. İlk anne olduğumda hayli zorlandım. Tüm bunları Siyah Süt kitabımda samimiyetle ve mizahla anlattım. O kitabı yazmak bana iyi geldi. Siyah Süt´ü yazdıktan sonra gelen iç huzur ve ahengi Aşk´ı yazmama yardım etti.
Pinhan, Mahrem gibi ilk kitaplarınızdaki örtüklük Aşk ile yerini görünürlüğe mi bıraktı?
Aslında ben bunu bir kitapla gelen bir hal olarak görmüyorum. Ondan ziyade bence seneler içinde genişleyen bir çember oldu. Her roman ve her kitapla beraber okurlarımın sayısı arttı. Benim görünürlüğüm de buna paralel olarak arttı.. Ben buna bir birikim olarak bakmaktan yanayım.
Geri dönüşlerden görebildiğiniz kadarıyla en beğenilen Elif Şafak romanı hangisi?
Kişiden kişiye göre değişiyor. Kimisi diyor ki "en sevdiğim romanınız Mahrem". Benim eşim öyle mesela. Eyup´un gözünde ben henüz Mahrem´i geçemedim. Kimi kemik okurlarım var ki onlar için Pinhan bir tanedir. Hiçbir şeyi Pinhan´a değişmezler. Kimisi de tabi Aşk´ı çok seviyor. Tüm bu farklılıklar beni mutlu ediyor. Ama bana sorarsanız benim favori kitabım henüz yazmadığım kitap.
Elif Şafak´ın bir günü nasıl geçiyor?
Her günüm farklı geçiyor galiba. Bir günüm bir günüme uymuyor ki. Roman yazıyorsam hep romanın konusu ve karakterleri oluyor aklımda ve gönlümde. Yazmıyorsam, seyahat ediyorsam daha başka. Çocuklarla ve ev işleriyle geçiyorsa zamanım daha başka. Etkinliklere gidiyorsam başka. Her an başka gibi geliyor bana...
Bu aralar ne okuyorsunuz?
Rus edebiyatına ilgim seneler sonra gene arttı. Öte yandan tasavvuf üzerine okumak elden geldiğince severek yaptığım bir şey.. Onu da sürdürüyorum gene bu mevsimde.
Bundan sonraki projeniz nedir?
Her yeni roman öncesi yoğun olarak okuyorum. Romanın konularına göre yeni yeni okuma listeleri çıkarıyorum. Ancak ondan sonra yazmaya başlıyorum. Bu da benim için okuma araştırma dönemi. Demleniyorum.
Yeni yıl sizin için ne ifade ediyor? Yeni yılda nasıl bir dünya hayal ediyorsunuz?
Yeni yılda yüreklerimizin biraz daha yumuşamasını diliyorum. Edep, şefkat ve aşk insana en çok yakışan özellikler. "Edep ya hu" sözünü daha çok yaşasak ve yaşatsak bize de hayrı olur başkalarına da.
Hürriyet / Trend
26 Aralık 2009
|