ELİF ŞAFAK AMERİKA´DA YAYIMLANAN ´AŞK´ İÇİN TANITIM TURNESİ YAPTI
Müge AKGÜN
Bir yıl içinde 500 binden fazla satarak Türk edebiyat tarihinin en kısa sürede en çok satan romanı unvanına sahip Aşk, mart ayı başında Amerika´da okuyucusuyla buluştu. Elif Şafak bu romanını İngilizce kaleme almış, sonra Türkçeye çevrilmişti. Aşk Amerika´da "The Forthy Rules of Love/ Aşkın Kırk Kuralı" adıyla yayınlandı. Elif Şafak´la Amerika dönüşü buluşup edebi kitapların oradaki tanıtım serüvenini ve süreçlerini konuştuk.
• İki hafta kadar Amerika´da dolaştınız, nasıl bir yol izleniyor, kitap piyasaya çıktığı zaman?
- Amerika´da kitaplar önce ciltli çıkıyor. Turnenin ilk ayağı o zaman yapılıyor. Bir süre sonra da kitabın daha ucuz versiyonu basılıyor ve tanıtımın ikinci ayağı başlıyor. Orada şöyle bir gelenek var. Yazarlar kitaplarından tadımlık bölümler okuyorlar ve bu bölümler hakkında konuşuyorlar. Mesela Ella karakterinden bir bölüm okuyorum ve ben o karakteri yazarken ne hissettiğimi anlatıyorum. Aslında bizde de başladı bu kitap okuma pratiği ama henüz geleneğe dönüşmedi. Ayrıca ben insanların ne düşündüğünü öğrenmek hoşuma gittiği için soru cevap bölümü yapıyorum ve onlarla sohbet ediyorum ve sonra da kitaplarımı da imzalıyorum.
• Nereleri dolaştınız turnenin ilk ayağında?
-Boston, New York, Philadelphia, Los Angeles, Santa Cruz, San Francisco, Seattle, Chicago gittiğimiz yerler oldu.
• Amerika´da Araf ile Baba ve Piç kitaplarınız da yayınlanmış ve çok okunmuştu, gelenler sizi takip eden okurlar mıydı?
-Aslında birbirinden çok farklı bir okuyucu kitlesi var diyebiliriz. Türk-Amerikalılar, Türkler -ki bunlar okumaya ya da çalışmaya gelmiş beni Türkiye´den tanıyanlar oluyor. Türkiye´yle hiç ilgisi olmayan Amerikalılar geliyor. Bu sefer Hintliler, Japonlar ve Hispanikler de çoktu gelenler arasında.
• Aşk Türkiye´de inanılmaz bir ilgi gördü, çok geniş ve birbirinden farklı bir okuyucu yelpazesi oldu. Amerika´daki okuyucu ve tepkiler Türkiye´dekilerden farklı mı?
-Kitap daha çok yeni ama Amerika´da kitap dünyası çok fazla internet üzerinden şekilleniyor. Bloglar, web siteleri profesyonel anlamda kitap tanıtımı yapıyor. Radyolar çok önemli bir araç. Yazılı basında da çok çıkıyor kitaplar hakkında yazılar. Ve gelen tepkiler çok olumlu. Bu kitapta sadece elit bir kesim değil, ev kadınları, öğrenciler gibi farklı kesimden insanlarla da kitabın buluştuğunu gözlemledim. Tabii bu beni çok mutlu ediyor.
KÂTİP DEĞİL KİTAP KONUŞULUYOR
• Amerika´da son yıllarda Sufizm de ilgi görüyor. Böyle bir okuyucu kitlesi de olabilir?
-Evet, Mevlana´dan dolayı alan birçok okur da var. Ama hiçbir şeyle ilgisi olmayan ev kadınları da kendini bir şekilde kitaba yakın hissetti.
• Evet, Ella karakteri dünyanın neresinde olursa olsun kadınların özellikle de orta yaş üstü evli kadınların kendini yakın hissedeceği bir karakter. Nasıl sorular geldi bu seyahatte çoğunlukla?
-Nasıl yazdığımı, yazma sürecimi, iki dilde yazmanın nasıl bir şey olduğunu merak ediyorlar. Kadın bir romancı, özellikle de Müslüman coğrafyada kadın bir romancı olmak ne demek, gibi çok çeşitli sorular geliyor. Amerika´da hoşuma giden şey kâtibin değil kitabın, yazının konuşulması.
• Sorulardan yola çıkarak kültür farklılıkları var diyebilir miyiz, yoksa artık evrensel bir okuyucu profili mi var?
- Bence artık sınırlar kalktı. Türkiye´de de inanılmaz iyi düşünen, duygusal, ne istediğini bilen bir edebiyat okuru var. Tabii gönül ister ki daha çok edebiyat okuru olsun. Amerika´da yılda elli bin kitap çıkıyor, ki buna kendi imkanlarıyla bastırılanlar dâhil değil. Sürekli yeni romanlar çıkıyor, dağıtımı iyi yapılıyor ama kitaplar bir o kadar da çabuk buharlaşıyor. Bizde kitaplar o kadar çabuk buharlaşmaz, okur bir romanı sevdiği zaman onu dostu, ruhdaşı kabul eder. O yüzden ben okurumuzu önemsiyorum.
AMERİKA KİTAP DÜNYASI DA KRİZDEN ETKİLENDİ
• Satışlar nasıl gidiyor?
- İyi gidiyor zaten bunu tahmin ettikleri için önceden ciltli yaptılar. Amerika´da kitap dünyası krizden çok etkilendi. Yayınevleri küçüldü bastıkları kitapları azalttılar. Birçok editör işinden çıkarıldı. Turneleri azalttılar. Televizyonların radyoların, gazetelerin dergilerin en önce kültür sanat bölümleri kaldırılıyor zaten dünyanın birçok yerinde olduğu gibi.
• Türkiye´de yayın evleri de gün geçtikçe daha profesyonelleşiyor değil mi?
-Evet, gerçekten de öyle. Ben bu konuda kendimi zaten çok şanslı sayıyorum. Metis Kitap da beni çok mutlu eden bir yayıneviydi, Doğan Kitap da son derece profesyonel ve bütün bir ekiple çalışıyorsun. Amerika´da da öyle, her şey o kadar profesyonelce hazırlanıyor ki. Tek farkı, orada bir kitabın hazırlığı iki sene önceden başlıyor. Her şey takvime bağlanıyor. Ara aşamalara çok önem veriliyor. Kitap tasarımı için haftalarca uğraşılıyor, grafik tasarımcıyla çalışılıyor. Bizde her şey çok hızlı ilerliyor. Hazırlık kısmını çok fazla önemsemiyoruz. Bizde zaten birçok yazar kitabını veriyor, bir ay sonra basılmasını istiyor.
• Burada Aşk´ın kapak tasarımı, rengi çok tartışıldı, Amerika´da farklı bir kapak mı tasarlandı?
-Evet, hatta ilk gördüğümde biraz tereddüt ettim, kullandıkları desen çok doğu imgesi geldi ama sonra içime sindi sevdim.
BESLENMEK İÇİN SEYAHAT ETMEK GEREKİYOR
• Romanlarınız bugüne dek kaç dile çevrildi?
-28 dile çevrildi bugüne dek.
• Bir dönem Amerika´da yaşadınız, neler hissettiniz tekrar gittiğinizde?
-Evet, New York, Boston, Michigan, Arizona gibi farklı yerlerde üç buçuk yıla yakın yaşadım. Ben galiba seyahat etmeyi seviyorum, bir yere uzun süre yerleşemiyorum. Yolculukların kendisi bana önemli geliyor. Niye böyleyim bilmiyorum. Dünyada neler oluyor bitiyor görmek ve insanları dinlemekten çok besleniyorum. Biz İstanbul´da kendimizi birkaç mahalleye kapatıyoruz. Türkiye içinde de çok seyahat etmek gerektiğine inanıyorum. Hem kültürün yaygınlaşması hem de sanatçının beslenmesi için bu gerekli aslında.
Hürriyet / Pazar Keyf
04 Nisan 2010
|