Barış Kuyucu

TRANSFER REKORTMENi BiR OYUNCU OLURDUM!

Real Madrid taraftarı olan, basketbol oynayan, aşkının ´Sarı-lacivert aşkı´na saygı duyan, bizim için go-kart yapan ´Oyunbaz´ bir Elif Şafak!

Satranç’la başladık, kendimizi go-kart yaparken bulduk. Elif Şafak’la çok iyi bir oyun arkadaşı olduk.


Kelime oyununa başlamadan önce neler oynuyordunuz?

Evde çok yalnız kaldığım için masal kahramanlarımla konuşurdum. Kalem setleri vardır ya rengarenk 36´lı, her biri ayrı kahraman oluyor ve ben onları konuşturuyordum. Hayali dünyayı gerçek dünyadan daha renkli ve hakiki buluyorum. 

Hayali oyunlardan okul ve sokaktaki oyunlara geçiş nasıl oldu?

Yüzdüm, voleybol, hentbol, basketbol da oynadım. Bu sporları severek yapsam da kalıcı bir tutku olmadı. Hep kitaplara kaçtım. Romanı da bir oyun olarak algılıyorum. Bir karakterin sekiz sayfa sonra ne yapacağını hayal etmek keyifli bir oyun. 

Sizde ben bir teknik direktör havası görüyorum. Romanın kurgusunu belirlemek, kahramanlara roller biçmek, duruma göre müdahalelerde bulunmak.

Öyle düşünmemiştim ama haklısınız. Çok da güzel bir benzetme. Karakterleri oyuncu olarak tarif edersek, tek tek oyuncu da oluyorsunuz yazarken, zorlu kararları alan bir teknik adam da. 

"Deve insandan güçlüdür, fil daha büyük, aslan daha iyi. İnsanın işiyse öğrenmek" demiş İdris Şah. Peki sporcunun işi ne olmalı size göre?

Para, hayranlık, takdir, ün insanın egosunu şişiriyor. Hepimizi ilgilendiren bir sınav bu. Sporcunun ikilemi egoyu güçlendirmeden kazanmayı becerebilmek.

Okul yıllarında basketbol maçlarına gidermişsiniz. Futbol maçlarına özellikle mi gitmediniz, denk mi gelmedi?

Eşim Eyüp Can ve arkadaşları, "Gel sosyolojik gözlem yaparsın" diye beni ikna etmeye çalışıyorlar ama ben hep film izlemeyi tercih ettim.   

Eşiniz Fenerbahçeli. Onu izlerken neler sizi mutlu ediyor, neler şaşırtıyor?

Çok şikayetçiyim :) Fanatik. Son derece dengeli bir insanın  huy ve karakter değiştirdiğini görmek nasıl bir muammadır bilmiyorum :) Futbolun verdiği şeyi demek ki ben anlamıyorum.

Anlamaya çalışıyor musunuz?

Tabii. Gidiyorum yanında beş dakika oturuyorum. Aynı ekrana bakıyorum ama hiçbir şekilde aynı heyecanı duymadan kalkıyorum. 

Maç izlerken eşinizden en çok duyduğunuz kelimeler?

O maçın gidişine göre değişiyor tabii :) Biz farklı elementlerden oluşmuş iki insanız ve bu farklılıklar bana güzel geliyor.

Kendini ‘Göçebe ruhlu’ diye tarif eden birisi olarak nasıl bir oyuncu olurdunuz?

Deplasman sorunu yaşamayacak bir oyuncu :) Bu yüzden de transfer rekortmeni  olabilecek bir oyuncu :)     

Ellerinizle çok oynuyorsunuz. Hırslı bir yapıdan mı, yoksa konsantrasyon için mi?

Şu anda da oynamaya devam ediyorum. Vücudumuzun sağ tarafından sol tarafına sürekli enerji akıyor. İnsan bu şekilde kendine enerji veriyor. 

Mevlana´nın topraklarında spor konusundaki genel hoşgörüsüzlüğün nedeni ne size göre?

Hoşgörü damarlarımızın kaybolduğunu düşünmüyorum. Tribünlerde kadın-erkek beraber paylaştığımız bir tutku yaratmalıyız.

"Ülkemizde takım tutar gibi yazar tutuluyor" diyen bir yazar takım tutuyor mudur acaba?

Hayır, tutmadım. Şimdi aklıma geldi, Madrid yıllarında ilk ve son kez bir takım tutmuştum. Real Madrid!