Sadece Türkiye değil dünya edebiyatının da şu an en popüler yazarlarından biri Elif Şafak. Kitapları sayısız dile çevrilen başarılı yazar, teknolojiye katiyen sırt çevirmediğini ama tamamen onun tutsağı da olmak istemediğini söylüyor. Şafak, internet, sosyal medya ve e-kitap gibi alanlardaki değişimleri önemsiyor, kendini yenilikçi olarak tanımlarken özellikle edebiyat dünyasında her türlü değişime hemen direnen reflekslerin varlığını eleştiriyor.
İlk romanı Pinhan’ı okuduğum zamanı hatırlıyorum Elif Şafak’ın. Tamamen farklı bir dildi karşımdaki. Çarpmıştı, sersemletmişti. Birçok kişi aynı hissi paylaşmış olmalı ki geçen süre içinde hem kitaplarının hem köşe yazılarının müdavimlerinin sayısı çığ gibi arttı. Çok satan bir yazar haline gelse de edebi kalitesinden ödün vermeyen çizgisini sürdüren Şafak, Mahrem, Bit Palas ve İngilizce kaleme aldığı Araf ile takipçi kitlesini genişletti.
Bu kitaplarını takiben Med-Cezir’de kadınlık, kimlik, kültürel bölünme, dil ve edebiyat konulu yazılarını toplayan yazar, 2006’da senenin en çok okunan kitabı olan Baba ve Piç’i, ardından aylarca satış listelerinden inmeyen ilk otobiyografik kitabı Siyah Süt’ü yazdı. Doğan Kitapçılık tarafından 2009’da yayımlanan ‘Aşk’ ise Türk yayıncılık dünyasında en kısa sürede en çok satan roman oldu. Eserleri sayısız dile çevrilen Elif Şafak’ın romanları dünyanın en önemli yayınevlerince yayımlanıyor. Şafak son romanı “İskender” ile bu yaz yine edebiyat dünyasının gündemine oturdu ve satış rekorları kırdı.
Şafak ile teknolojinin hayata etkilerinden, sansüre, e-kitaptan sosyal medyadaki varlığına kadar birçok konu hakkında söyleştik.
>> Bir edebiyatçının günlük yaşamında teknolojinin yeri nedir? Sizin günlük yaşamınızda teknolojinin kapladığı yerin boyutu ne? Ya da şöyle soralım; Elif Şafak’ın teknolojiyle bilişimle arası nasıl?
Elif Şafak: Şöyle söyleyebilirim, sürekli bilgisayar kullanırım ama bilgisayarı bilgilenme ve yazı yazmak için kullanırım bir tek, yani kendimce sınırlı tutarım kullanımımı. Teknolojiye katiyen sırt çevirmem ama tamamen onun tutsağı olmak da istemem. Cep telefonu genelde kullanmam. Bilim ve teknoloji dünyasındaki gelişmelere kayıtsız kalmam ama seçici davranırım. Çünkü ne kayıtsızlık doğru bence, ne de kendini tamamen ona kaptırmak.
>> Peki sizce teknolojik gelişmeler dünyayı, toplumları, kültür-sanatı nasıl şekillendiriyor? Teknoloji sizce empatiyi, hoşgörüyü, iletişimi, etkileşimi, ortak mücadeleyi artırıyor mu yoksa zaman zaman bazı kavramların içini boşaltan bir etkiye de sahip mi?
Şafak: İnternetin varlığını çok önemsiyorum. Bir yanıyla dünya küçüldü, bilgi demokratikleşti ve insanlar birbirlerine daha yakın ve bağlı oldular. Bunlar güzel gelişmeler. Öte yandan bir bilgi kirliliği de mevcut. Ne yazık ki internet herkesin gelişigüzel yorum yaptığı, iddialar ve çamurlar ortaya attığı bir mecra da oldu. Tüm dünyada ırkçı ve aşırı eğilimli siteler büyük bir sorun mesela. Bunlara karşı duyarlı olunması gerektiğine inanıyorum.
>> Türkiye’de sansür sürekli gündemde olan bir konu. Bu konunun internete de yansımaları var. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Şafak: Fikir ve ifade özgürlügünden yanayım, her zaman. Bu çok onemli, evrensel ve temel bir ilke. Dolayısıyla sansüre eleştirel bakarım. Ancak belli alanlar var dikkat edilmesi gereken. Mesela çocuk pornografisi. Mesela hate speech (nefret söylemi) denen bir şey var, insanları fiziksel şiddete ve suça sevkeden söylemler. Buna karşı her demokrasi sınırlar getiriyor, bu tüm dünyada tartışılan bir konu.
>> Sosyal medya sizin için ne ifade ediyor? Twitter olsun, Facebook olsun, sosyal medyayı aktif olarak kullanıyor musunuz?
Aktif olarak twitter kullanıyorum, aynı zamanda resmi Facebook sayfam ve resmi web sitem var. Bütün bunlara önem veriyorum. Şahsi yazılar yazmam, Twitter’i bile şahsi amaçlı kullanmam, genelde edebiyat, kültür ve felsefe ağırlıklı olur yazılarım, belli bir kaliteyi düşürmemek kaydıyla sosyal medyayı önemsiyorum.
“Bırakalım insanlar yazsınlar”
>> Müzik dünyası için internet bir fırsat olmuştu. Birçok yeni isim kendini özellikle Myspace üstünden duyurdu ve geniş kitlelere ulaştı? Sizce internet edebiyat dünyasında da yeni yazarlar için bir fırsat olabilir mi? Ya da bu kaliteyi düşüren bir etki yaratabilir mi?
Bence birçok insanın anlatacak bir hikayesi var ama edebiyat çevreleri bunu küçümsüyor. Halbuki o kadar çok okurun yazma ve yazar olmak istediğine tanık oluyorum ki. Bırakalım insanlar yazsınlar, hikayelerini geliştirsinler. Ben öyle tepeden bakmayı sevmiyorum. Yazmak isteyen herkesin kalemine kuvvet.
>> Dünyada özellikle Facebook ve Twitter, gençlerin ve muhalif grupların örgütlenmesi açısından sıkça kullanılıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, sizce devrim (veya evrimsel gelişmeler) sokakta mı internette mi olur, ya da ikisi de birbirini tamamlayan şeyler midir?
Arap Baharı internetin toplumsal hareketliliklerin örgütlenmesindeki rolünü bir kez daha gözler önüne serdi. Meydanlarda toplanan insanların birçoğu internet üzerinden haberleşti, bilhassa gençler. Demokrasiye inanılmaz hizmeti oldu internetin. Mısır’da bir aile yeni doğan bebeklerine bu yüzden Facebook ismini vermiş. Bütün bunlar kaydadeğer şeyler. Ama fikirler, kitaplar, teoriler olmadan, derinlik olmadan Facebook’un getireceği değişim uzun soluklu olamaz. O yüzden kültürü, felsefeyi, kitapları unutmadan değişimden söz etme yanlısıyım. Bir de ne olursa olsun degişimin barışçıl yollardan olması gerektiğine inanırım.
“Düşünsenize kitapçıya gidiyorsunuz ve her kitap konuşup kendi hikayesini anlatıyor”
>> Elif Şafak’a diyelim bir teknoloji icat etme şansı verildi. Bu hakkını nasıl kullanırdı. Yada bir teknolojiyi ortadan kaldırmayı mı tercih ederdi?
Hem gözleri görmeyen yurttaşlar hem herkes için kitaplarla ilgili bir sistem geliştirmek isterim. Tabii bugün audio-kitaplar var ama hala çok kısıtlı. Halbuki düşünsenize kitapçıya gidiyorsunuz ve her kitap konuşuyor, kendi hikayesini anlatıyor. Ortadan kaldırmak istediğim teknolojiye gelince, nükleer silahları yok edebilmek isterdim. Nükleersiz bir dünyada yaşamalıyız. Doğu-Batı, Kuzey-Güney, hepimiz…
“E-kitap çağın bir gereği ama edebiyat dünyasında her değişime direnen refleksler var”
>> Edebiyat dünyasının gündemlerinden biri e-kitaplar. Bazı yazarlar bu konuda olumlu tavır içinde, bazı yazarlar ise pek sıcak bakmıyor ve endişeler taşıdıklarını belirtiyorlar. Siz e-kitap hakkında ne düşünüyorsunuz, sizce dünyada ve de Türkiye’de e-kitap sektörü nasıl bir seyir izleyecek, edebiyat dünyasını etkilemeye nasıl devam edecek?
Benim için önemli olan, aslolan hikaye anlatma sanatının devam etmesidir. Biçim değişir, öz aynı kalir. Bir zamanlar kitap da yoktu. Ama o zamanlarda bile ateş başında hikaye anlatanlar vardı. Yeniliklere açık bir insanım. Kağıdın kokusunu, dokusunu çok severim, o ayrı ama e-kitaplar da çağımızın bir gereği. Edebiyat dünyasında her türlü değişime hemen direnen refleksler var ama ben yenilikçiyim.
Söyleşi: Mete Gürkan
Bilgi Toplumu Teknolojileri Gazetesi, Sayı 840, 3-9 Ekim 2011
http://www.bthaber.com.tr/?p=16296&sayi=SAYI:840
|