. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>


Röportajlar
ELİF ŞAFAK: Sanatın derdidir hayat...

 

Siyah Süt, cesur, şaşırtıcı, tılsımlı bir roman: Bunca kötülüğün ortasında, bize umut veriyor Elif Şafak, dayanabilmek, direnebilmek ve sonra hayata, bir mucize gibi, yeniden başlayabilmek için." Diyor Selim İleri Elif Şafak ın son çıkardığı romanı Siyah Süt için.

Elif Şafak yeni kitabı Siyah Süt te anneliği anlatıyor. Şafak ın Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon altbaşlıklı Siyah Süt adlı kitabı geçtiğimiz haftalarda tüm kitapçılarda yerini aldı. Kendi deneyimlerini okuyucusuyla paylaşan Elif Şafak,farklı karakterlerle okuyucuyu yüzleşmeye götürüyor. Bir iç hesaplaşma, silkelenme durumu... Kitap Selim İleri nin de dediği gibi bizi umutsuz da bırakmıyor. Elif Şafak ın güçlü kaleminden farklı bir roman. Romanı için bir araya geldiğimiz Elif Şafâk la kitabını ve anneliği konuştuk...

»Siyah Süt adını duyunca "neden" diye aklımızdan geçiyor ama belki üzerinde düşününce karmaşıklığı anlayabiliyoruz. Bu doğrultuda soracak olursam, asıl olarak Siyah Süt adıyla neyi vurgulamak istediniz?
Siyah Süt ismini iki sebepten ötürü verdim. Birincisi, annelik ve annelikle özdeşleştirilen süt her zaman sandığımız kadar beyaz ve pür-i pak değil. Onun da kendi içinde çelişkileri, lekeleri var. Depresyonda annenin sütü kararabiliyor. En azından eskiler böyle diyorlar. Ancak ben o kararmış sütten mürekkep elde etmek istedim. Annelik-yazarlık çelişkisi, sütü bir müddet kararttı belki ama kararmış süt sonunda mürekkebe dönüştü. Kitabın ismi tüm bu metaforları barındırıyor içinde.

»Kitapta çok farklı karakterlerle iç dünyamıza doğru bizi yolculuğa çıkartıyorsunuz, belki de iç dünyamızla yüzleşme... Siz iç dünyanızla yüzleştiniz mi o karakterleri anlatırken?
Elbette. Hem de ne yüzleşme! Zaten tek tek o yüzleşmeyi yapamasaydım bu kitap yazılamazdı. Ben Siyah Süt ü yazarken kendimi yerden yere vurdum. Hiç işime gelmeyen yanlarımı ifşa ettim, bunlarla dalga geçtim. Çok canım yandı yazarken. Ama ortaya samimi, hakiki bir kitap çıktı.

»Hangi karaktere daha yakındınız?
Benim için seneler boyu ön planda olan iki karakter vardı sanırım. Bilgiyi, kitapların dünyasını temsil eden Sinik Entel Hanım ile tasavvufu simgeleyen Can Derviş Hanım. Bu ikisi çok önemliydi. Bu arada anaç yanımı hep bastırmışım mesela, görmezden gelmişim. Siyah Süt boyunca darbe dönemi, monarşi dönemi, anarşi dönemi anlatılıyor. Her birinde farklı karakterleri el üstünde tutup diğerlerini bastırmaya çalışıyorum. Ve bu yöntem işe yaramıyor. Nihayet en sonunda demokrasi geliyor. Her bir karakterle barış imzalıyor, hepsini eşit görmeyi öğreniyorum.

»Keskin çizgilerle birbirinden ayrılan bu karakterler sizi korkuttu mu?
Bu bana özgü bir şey değil ki. Ben hepimizin içinde ayrı ayrı sesler olduğunu düşünürüm. Küçük parmak kadınlar ve parmak erkekler var. İnsan denilen mahluk zaten çok sesli, çok başlıdır. Bu açıdan hepimiz böyleyiz. Tek fark bu seslere nasıl davrandığımız. Kimimiz kendi içimizde monarşi kuruyoruz işte, yani tek bir sesi kral ilan ediyor, diğerlerini yok sayıyoruz. Kimimiz kendi çelişkileriyle daha barışık, kendi içinde daha demokrat bu anlamda.

»Kitaba ilk başladığımızda bir bunalım haliyle karşılaşıyoruz, Elif Şafak bizim çizdiğimiz tabloda bebeği olunca çok mutlu olacak diye düşündürttü... Bu mutsuzluğu neyle açıklıyorsunuz?
Herhalde derim çok inceldiği için, her şey hüzünlü, her şey ağır geliyordu. "Bu kadar mutlu olmam gereken bir dönemde, kapıldığım bu mutsuzluk neden?" diye soruyordum zaten kendime. Demek ki bende bir sorun olmalı. Niye bu hüzün? Niye bu kasvet? Ben niye böyleyim? Başkaları anneliğe yumuşacık geçiyorlar. Ben neden beceremedim. Ben anormal miyim?" Kitapta anlatıyorum bu süreci.

»Çetrefilli bir yaşam evet, ama Doğu daki anneleri düşündüğüm zaman neler hissettiniz?
Elbette Doğu daki bir kadının hayatı çok daha zor, daha az hareket alanı var. Ama bu demek değil ki Batı da yaşayan şehirli kadının sorunları yok ya da hayatı sütten çıkmış ak kaşık. Kaldı ki postanatal depresyona her kesimden kadın yakalanabiliyor. Gecekonduda yaşayan da yalıda yaşayan da. Çok farklı kesimden ve sınıftan kadınlar, postnatal depresyona yakalanabiliyor. Kimisi 3 çocuk doğuruyor bir şey olmuyor, 4 üncü de yakalanıyor.

» Bir kitap neden unutulmak için yazılsın ki?
Bizde doğum sonrası depresyon yeterince bilinmeyen, konuşulmayan bir mevzu. Ekseriya fazlasıyla romantize ve idealize edilmiş bir annelik konuşuyoruz. O anlamda bu tür çelişkilerin bilinmesinde ve kadınların buna hazırlıklı olmasında fayda var. Ama yaşayıp bittikten sonra da geride bırakılması lazım. Ben de zaten bu kitabı geride bırakabilmek için yazdım. Postnatal sendromu yaşıyorsun ve bitiyor. Sonra da sen kendini başka bir iklimde mevsimde buluyorsun. Sanki o acıları kahırları yaşayan sen değilsin. Dahası hatırlamak da istemiyorsun.

»Siz yazarken unuttunuz mu?
10 ay boyunca hiçbir şey yazamadım. Ne zaman bilgisayarın başına otursan donuk donuk bekledim, ağlayarak kalktım. Bu dönem beni dut ağacı gibi silkeledi. Aldı savurdu. Çok ciddi bir iç hesaplaşma var o süreçte. Sonunda 10 ay bitti, depresyon bitti ve ben 2,5 ay deli gibi gece gündüz yazdım. Bence Siyah Süt 10 ay artı 2,5 ayda yazıldı. Yazamamak da yazmak sürecinin parçasıydı yani. Ama bunu ancak sonradan anlayabildim.

»Düşüncelere sarılı birisiniz. O düşüncelerinizden sıyrılmayı düşündünüz mü?
Kitabın bir yerinde Eyüp bana diyor ki "fazla düşünüyorsun. Her şeyi bu kadar düşünmesen olmaz mı?" Ben de cevaben "hımm, bunu bir düşüneyim" diyorum. Aklı, düşünmeyi, birikimi, beyni hep önemsedim. Bu kitapta beynin iki rakibi var. Biri gönül ve onu temsil eden Can Derviş Hanım. Öteki Beden ve onu temsil eden Saten Şehvet Hanım. Yani akıl her şey değil.

»Kadın olmanın zorluğunu şimdi anladım diyebiliyor musunuz?
Kadınlığın bir başka mevsimini anladım. Ama kadınlığın birçok mevsimi var. Pekçok kadınlık halleri var. Genellemekten yana değilim. Bence Siyah Süt loğusalık üzerine bir kitap değil sadece. Kadınlık halleri üzerine bir kitap, insanlık hallerine üzerine bir kitap.

»Annesiniz, hayata bakışınız değişti mi?
Elbette anne olmak çok şeyi değiştirdi içimde. Okurlar kalemimin de değiştiğini söylüyor. Bunu bilemem. Bir de tabii yazı dünyası, çok erkeksi bir dünya. Onun içinde olan kadınlar bir takım stratejiler geliştiriyorlar...Bu tür "kadınsı mevzular" sanki o entelektüel dünyaya çok da yakışır konular değilmiş gibi. Böyle bir ön yargı olduğunu düşünüyorum.

* * *
Sevgi Soysal a vefa borcum var
»Kadınların bugün geldiği noktayı -bir noktaya gelindi mi?- önemseyebilir miyiz?
Kadınlar bir noktaya geldi ve bunu büyük oranda bizden öncekilerin verdikleri emeğe ve mücadeleye borçluyuz. Bu kitapta ben hem Türk edebiyatından hem dünya edebiyatından başka kadın yazarların hayatlarına yakından bakıyorum. Çünkü onlara bir vefa borcumuz var. Ben eğer tutup da bugün böyle bir kitap yazabiliyorsam, Sevgi Soysal a büyük vefa borcum var demektir. Çünkü o ve onun gibi yaratıcı kadın yazarlar çok daha erken bir dönemde geleneksel kadınlık rollerini sorgulamış. Bunun gibi pekçok kadın var kadın hareketi boyunca iz bırakan, gelişmeye öncülük eden. Geride bıraktıkları düşünsel mirası çok önemsiyorum.

»Kadına şiddetin sıkça yaşandığı bir toplumda yaşıyoruz, bu tarz konuların dizilere aktarılması olumluluk sağlıyor mu?
Hayatın içinde olan her şey sanatın da konusudur. Sanatın derdidir hayat. Sinema ya da televizyon "namus adı altında işlenen şiddet"i ele almasın diyemeyiz. Böyle bir olgu zaten var toplumda. Tam tersine bunun açıkça konuşulması daha sağlıklı.

08/12/2007

Gülsen İşeri

 Birgün Gazetesi

 

İzlenme : 38850
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us