. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>


Röportajlar
“Eşim şart koştu, evlendiğim gün çikolata yedim”

 

“Eşim şart koştu, evlendiğim gün çikolata yedim”

 

Röportaj: Gülsen Yüksel

 

Elif Şafak, yıllar önce adını duyurmaya başladığında kitapları kadar fiziğiyle de dikkatleri üzerinde toplamıştı. O gün bu gündür yazdıkları, yapıp ettikleriyle gündemimizde. Kızı Şehrazat Zelda doğduktan sonra yazdığı otobiyografik kitabı, ‘Siyah Süt’ en çok satanlar listesinde ilk sırada. Elif Şafak, bu kadar gündemde olunca ve çevremizdeki pek çok kişinin elinde de ‘Siyah Süt’ kitabını görünce kapısını çalmadan edemedik. Bizi kırmadı, kitabı yazma sürecinde nasıl canının yandığından, yemekle ilgili takıntılarından, yürürken aklından neler geçirdiğine kadar bir bir anlattı. Biz de kitaplarında ayrıntılı yemek tarifleri veren yazarın nasıl acı sos düşkünü olduğunu öğrenmiş bulunduk…

 

Elif Hanım, oldukça ince ve zarifsiniz. Sanırım hiç kilo probleminiz olmadı.

Kilo problemim olmaz mı, çok oldu. Genç kızken de sonrasında da. Ben senelerce hep düzensiz beslendim. Yazı yazarken bazen çok yerim, bazen de günlerce sadece elmayla yetindiğim olur. Çok dengesizdi yeme alışkanlıklarım. Hayatımın farklı dönemlerinde kilo aldım, kilo verdim. Bir dengeye kavuşana kadar otuz yıl geçmesi gerekti herhalde.

Sakıncası yoksa boy ve kilonuzu öğrenebilir miyiz?

Uzun boyluyum 1.73. kilom da 56-58 arasında değişir.

Beslenme alışkanlığınızı sormak istiyorum. En çok ne tüketirsiniz?

On beş senedir kırmızı et yemiyorum. Hiçbir zaman ete, köfteye meraklı değildim zaten çocukken de. Balık çok severim. Deniz ürünü severim. Bir de yoğurt çok tüketirim. Bunun dışında uzunca bir ‘takıntılar’ listem var. Yani yemediğim şeylerin listesi. Mesela tereyağ yemem, et suyu sevmem, mayonez yemem vs. O yüzden bazen eşim Eyup’un sabrına hayran oluyorum. Benimle yemeğe gitmek kolay değildir. Bazen gittiğim yere kendi peynirimi, ekmeğimi götürürüm. Çok soru sorarım garsonlara “Şunun içinde ne var, bunun içinde ne var?” diye. Ben garson olsam böyle müşteri istemezdim herhalde. O yüzden hep nazik davranırım garsonlara. Benim gibi kaprisli müşterilerle uğraşmak durumunda kalıyorlar diye.

Bebekle, emzirmeyle birlikte yeme düzeniniz de değişti mi?

Hamilelikte yeme düzenim çok değişti. Allak bullak oldu. Zaten çok yemek seçen biriydim, bir de üstüne hamileliğin takıntıları eklendi. Mesela belli kokulara dayanamaz oldum. Hindistan cevizi kokusu gibi. Hala içinde Hindistan cevizi olan şeylerden uzak duruyorum.

Ama şunu da eklemek isterim: Yemek ve yemek kültürü benim kitaplarımda çok önemli unsurlar. Ayrıntılara düşkünüm. Mutfakta birileri yanımda pasta börek yaparken, yazmaya bayılırım. Çok hoşuma gider mutfakta, mutfağın kokuları ve tatları arasında olmak.

Sabah kahvaltısı, öğle ve akşamları nasıl beslenirsiniz? Sofrada neler olur?

Kahvaltıyı seviyorum, günün en sevdiğim öğünü. Peynir çeşitlerini severim. Öyle yağlı ballı yumurtalı omletli kahvaltılar sevmiyorum. Daha sade, peynir-domates-usulü kahvaltıyı çok severim ama. Bir de kahve bağımlılığım var. Kahvesiz olmaz. Öğle yemeğinin zamanı belli olmuyor, o günün akışına göre.

Akşam yemeği kaçta yenir?

Gününe göre, davet varsa daha geç yenir. Zeytinyağlı çok tüketiriz. Hani itibar görmeyen sebzeler vardır ya; kereviz, bamya, madımak gibi; ben onları çok severim işte.

Gece atıştırmalarınız var mı? Abur cubur… Tatlı, çikolata.

Tatlıyla aram yok. Çikolata sevmem. O kadar karşıydım ki çikolata yemeye, eşim bana şart koştu evlendiğimiz gün yedim onun hatırına. Onun dışında en son ne zaman çikolata yediğimi bile hatırlamıyorum. Tatlı düşkünlüğüm hiç yok da acı ve ekşi severim. Baharatlarla aram çok iyi. Her türlü acı sos severim. Japon lokantalarında topak topak ekstra wasabi getiriyorlar.

Buzdolabında olmazsa olmazlarınız var mı?

Yoğurt, elma, beyaz peynir, acı sos.

Bebeğinizin beslenmesi için nasıl bir yol izliyorsunuz?

Elimden geldiğince, doktorun da öğütlerini tutarak sağlıklı beslenmesine önem veriyorum. Bir de benim gibi kaprisli ve onu-yemem-bunu-yememci olmasın diye farklı tatları sevdirmeye çalışıyorum.

Uyku düzeninize geçmek istiyorum. Güne kaç saatlik uykuyla başlarsınız. Bebekle birlikte değişmiş olmalı.

Şimdilerde uyku düzenim çok değişti, bebeğe bağlı olarak. O düzenli uyursa ben de düzenli uyuyorum, yoksa gecede beş defa kalkıyoruz. Ama roman yazarken daha az uyurum.

Sporla aranız nasıl? Ya da günlük hayatta hareketli misiniz?

Spor yapmam ama yürüyüş yaparım sık sık. Yürürken düşünmeyi, kurgu yapmayı, hayal kurmayı severim.

Alkol, sigara durumunu sormak istiyorum…

Sigara tiryakisiydim senelerce. 2 sene evvel kesebildim, çok şükür. Hamilelik, lohusalık derken kendiliğinden kapandı o defter. Ama hala canım çok çekerse sadece bir adet sigara hakkı veriyorum kendime. Alkole gelince şarap içerim bir tek. Şarap severim. Onu da ölçülü içiyorum uzun zamandır.

Genetik durumunuza geçersek, ailede ciddi hastalıklar var mı?

Elbette, herkesin ailesinde olduğu gibi bizde de neler neler var. Ailede, hatta sülalede farklı kuşaklarda hep şeker var. Anneannemde şeker, tansiyon var. Kalp hastalıkları hem anne hem baba tarafında mevcut.

Sizin geçirdiğiniz herhangi bir ameliyat ya da hastalık var mı?

Ameliyat yok çok şükür ama migrenden hep çektim, hep çekerim.

Düzenli sağlık kontrolleri yaptırır mısınız?

Çok düzenli değil.

Biraz kişiliğinizden söz eder misiniz? Hayatla nasıl baş edersiniz. Olaylar sizi nasıl etkiler. Yazarlar, hayatla ilişkilerinde, sanki daha derin savrulmalar yaşarlar gibi gelir bize…

Sanıyorum Siyah Süt’te epey açtım bunu. Yazarlığın, bilhassa kadın yazarların, çok çeşitli ve çelişkili halleri var. Siyah Süt’te 6 parmak kadın anlatıyorum. Bu kadınların bazılarını, bazılarından daha çok sevmişim hep. Bazılarına, “İyi ben” demişim, bazılarına “Kötü ben…”

1-) Sinik Entel Hanım var mesela. Entelektüel, okuyan-yazar kadın.

2-) Can Derviş Hanım. İçimdeki tasavvufi damar. Sakin, sabırlı ve barışçıl. Benim için en önemli karakterlerden biri.

3-) Pratik Akıl Hanım. Sosyal ve gündelik hayatı kotarabilen yanım…

4-) Anaç Sütlaç Hanım. Varlığından haberim bile yoktu. Sürekli bastırmışım, sürekli küçümsemişim.

5-) Saten Şehvet Hanım. “Beyin değil beden önemli” diyen. Kitapta onunla da ciddi bir hesaplaşma ve yüzleşme var.

6-) Hırs Nefs Hanım. Kariyerime odaklanmamı istiyordu.

Şimdi bunların her biri farklı önceliklere sahip. Kendi içindeki çelişkileri yok saymak, bastırmaya çalışmak bana sağlıklı gelmiyor.

Malum bebekten sonra zorlu süreçler geçirdiniz, pek çok anne gibi. Siyah Süt’le ilk kez kendinizi anlattınız. Duygularınızı aktarırken neler yaşadınız?

Siyah Süt benim ilk otobiyografik eserim. Oldukça zor oldu. İnsanın kendini anlatması meğer ne belaymış, kurgu yapmak daha kolay geldi açıkçası. Kitabı yazmadan önce 10 ay kadar süren yoğun, karanlık bir depresyon yaşadım. Sandım ki ben kötü bir anneyim. Hiçbir şeyi beceremiyorum. Herkes mükemmel, ben eksiğim, ben yetersizim… Sonra depresyon bitti, 2,5 ay durmadan yazdım. Annelik ve yazarlık ikilemini açtım. Hiç işime gelmeyen yanlarımı ifşa ettim, bunlarla dalga geçtim. Çok canım yandı yazarken. Ama ortaya samimi, hakiki bir kitap çıktı.

 

Dr. Kuşhan diyor ki; Mükemmel! Tam bir Akdenizli gibi besleniyor

 

Genetik

Ailede şeker, tansiyon ve kalp olması Elif Hanım için bir şanssızlık. Ancak bu hastalıklara yakalanacak diye bir şey yok. Yine de her yıl düzenli olarak tetkiklerini yaptırmasını tavsiye ederim.

Boy-kilo

Çok ideal, daha az kiloda olmasını asla tavsiye etmem.

Beslenme

Sebze, meyve, salata, balık, deniz ürünleri, zeytinyağı, şarap Akdeniz diyetinin özeti. Daha doğrusu beslenme tarzı. Eğer kepek ekmeği, esmer makarna ve esmer pirinç de tüketiyorsa tam bir Akdenizli diyebilirim. Bir Türk’ün bu şekilde beslenmesine çok az rastlanıyor, tabii Ege Bölgesi hariç. Kendini seven insan tatlı sevmez; çünkü şeker ve nişasta, insan sağlığının en büyük düşmanlarıdır. Ben genellikle her akşam dışarıda yemek yerim. En ince ayrıntısına kadar sormadan yemeğimi ısmarlamam. Demek ki bana benzeyenler de varmış. Kan yapımı için gerekli olan demir ve B12 vitamini kırmızı ette olduğu için, haftada bir defa bir bonfile kadar yağsız kırmızı et yemesini tavsiye ederim.

Günlük aktivite

En iyi egzersiz ara vermeden yapılan yürüyüşlerdir. Kendisi en faydalısını yapıyor. Dünyada en çok yaşayanlar hiçbiri yarışma gayesiyle hiçbir sporu yapmamıştır. Bu konuda kendilerini tebrik ederim.

Stres

Yazarlık, strese karşı kullanılabilecek en büyük silahtır.

Sigara-alkol

Çok akıllı, kendini seven, kendine bakan asla sigara içmez; hatta içilen mekanda bulunmaz, tebrikler. Haftada birkaç defa içilen kırmızı şarap sağlığına sağlık katar.

Uyku

Yeterli ve düzenli. Eğer uyumaya gitmeden en az üç saat önce yemeğe son veriliyorsa organizma uyurken tam bakıma giriyor demektir.

Sonuç

İlk defa tam bir Akdenizli gibi beslenen birine rastlıyorum. Akıllı, yaratıcı, güzel, kendini çok seven ve iyi bakan örnek bir hanımefendi. Dilerim diğer Türk kadınları da kendisini örnek alır. Her yıl genel check-up yaptırmasını tavsiye ederim.

 

 

Diyet Dergisi, Şubat 2008

 

 

İzlenme : 19413
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us