. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>


Röportajlar
Soruşturma: Roman

 

Erken dönem Türk romancılığı, bugün ile dün, Doğu ile Batı, “biz” ile “onlar” arasındaki farklılıkları bileyleye bileyleye serpildi. Böylesi bir ortamda, Roland Barthes’ın sözünü ettiği gibi, mütemadiyen toplumsal bir rol oynadı romanlarda üretilen ve yeniden üretilen imajlar. Romanlar, misyonları ve mesajları iletecek köprüler olarak tasarlandılar. Bu köprüler üzerinden, babacan-romancılar, toplumun kulağını çekip, bir izdivaç olarak tasavvur edilen Batılılaşma sürecinin ilkelerini ve hudutlarını öğretme gayesi güttüler. Bu sebepten ötürü, yolunu şaşırarak metnin içine yuvarlanıvermiş ya da tesadüfen yerden bitivermiş karakterler neredeyse hiç yer almadı erken dönem Türk romanlarında. Çok uluslu bir imparatorluğun dağılıp, ulus-devletin inşa edildiği o tarrakası bol kavşakta kosmosu silbaştan düzenleme gerekliliği öylesine belirgin, o kadar acildi ki, kaosa yer bırakılmadı bir nebze dahi. Elbette bu durum, modernite kulvarına tıpkı bizim gibi “gecikerek” giren tüm uluslarda gözlemlenebilir. Benzer şekilde, Yunan ve Bulgar romancılığı da, ulusal-kimliğin-inşası-aidiyetin-hudutlarının-saptanması-gerekliliğinin gergin ipi üzerinde attı ilk adımlarını. Eğer böylesine düz bir çizgi izlediyse başlangıcında, sırf bu yüzden… boşluğa düşme endişesinden…

150 yıl sonra bugün Türk romancılığı başlangıç noktasından çok uzaklaştı elbet. Ama gene de tohumunun izlerini taşıyor. Bu sebepten ötürü bugün de, tıpkı dün olduğu gibi Türk romanı ne anlattığını, nasıl anlattığından katbekat daha fazla önemsiyor. Bir başka ifadeyle, dün olduğu gibi bugün de, dil ve üslup ikinci planda. Romancının perspektifi, vermek istediği mesaj, iletmek istediği doğrular öne çıkarken, bir edebi tür olarak roman, “mühendislik” gerektiren bir uğraş olarak belirginleşmekte. Toplumsal dolaşımda da roman, hep soğukkanlı bir mantık ve mühendisane kurgularla özdeş.

Türk romanı başından itibaren Dionysus’u değil, Apollon’u kutsamıştır. Esriklikten ziyade doğruculuğu; sezgiden ziyade akılcılığı, şüphecilikten ziyade öğreticiliği, sarhoşluktan ziyade ayıklığı, … İdeolojik yelpazenin farklı farklı kenarlarında mevzilenmiş romancılar, aralarındaki olanca görüş farklılıklarına rağmen bu hususta benzeşirler. Türk romancılarının ortak özelliği romanlarını yazarken fazlasıyla ayık olmalarıdır; kendilerinin ve metinlerinin fazlasıyla bilincinde. Kanımca, 150 yıl sonra bugün Türk romanında hâlâ ve ısrarla eksik olan şey VECD halidir.

 

Hece, Sayı 65-67, 2002

 

İzlenme : 3533
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us