Tam taksiden inmek üzereyim, hani parayı ödemişim, üstünü almışım, yani trafikte gıdım gıdım ilerleyen, durmadan sohbet ederek geçen ve neredeyse yarım saati aşan bir yolculuk sonrasında verdiğim adrese gelmişim, işte tam inmek üzereyim ki, taksi şöförü birden kaldırıyor başını aynadan: ‘Abla ya’, diyor yarı mahcup. ‘Kaç senedir bu işi yaparım. Hani her türlü insan görürüz biz. Taksici demek insan sarrafı demek bir bakıma. Ama ömrü hayatımda ilk defa ‘eyvallah’çı bir bayan görüyorum. Valla hem şaşırdım hem sevindim yani!’ Boş boş bakıyorum adamın suratına. Ne demeye çalıştı şimdi? Afalladığımı anlayınca açıklamaya girişiyor.
‘Ya ‘eyvallah’ kelimesi var ya, ‘eyvallah’... Hani hep erkekler kullanır. Hiç ben bayanların ‘eyvallah’ dediklerini duymamıştım da, sen baktım çatır çatır kullanıyorsun, o yüzden şaşırdım. Yanlış anlama yani...’
Taksiden indikten sonra şoförün beklenmedik beyanı kurcalıyor aklımı. Sahi tuhaf şey mi hakikaten ‘eyvallahçı bir bayan’? Alışılmışın dışında mı? Gün boyu küçük çaplı bir araştırma yapıyorum kendi etrafımda. Hedef gruplar seçmeli evvela. Kafeler, üniversiteler, cemaatler... Önce bir şair dostuma soruyorum: ‘Olmaz, kadına yakışmaz.’ diyor. ‘Estetiğine uygun değil.’ Ardından Vanlı bir Kürt aydını yorumluyor: ‘Bizde kadınlar kullanmaz, erkeklerin diline pelesenk’. Türbanlı iki öğrenciye soruyorum fikirlerini. ‘Tabii neden olmasın?’ diyorlar. ‘Kadınlar da kullanabilir...’ birkaç saniye sonra ekliyor biri: ‘Ama ben pek alışkın değilim eyvallahı kadınlardan duymaya.’ Gün boyu ne edebiyat çevrelerinde, ne bohem kafelerde, ne medyadan dostlardan, ne de muhafazakar okurlardan ‘eyvallahçı bayan’ hikayeleri duyabiliyorum. Herkes ağız birliği etmişçesine aynı şeyi söylüyor: ‘Kadınlar da eyvallah kelimesini kullanabilir tabii. Bunda garip bir durum yok. Engel de yok... Ama doğrusu gündelik hayatta pek kullanmazlar.’
Erkekler için öyle değil. Farklı ideolojik gelenler de farklı aile yapılarından gelenler de üç aşağı beş yukarı ortak bir biçimde kullanıyor. Soruyorum etrafımdakilere. Neden? El cevap: Ee erkek jargonu bu. Hatta birisi espriyle ekliyor: ‘Bazı kelimelerin cinsiyetlere göre dağılımı var. Mesela maşallah kadınların, eyvallah da erkeklerin kelimesi!’ Pes etmiş, ikna olmuş halde akşam dönerken, Taksim’e uzanan ara sokaklardan birinde Çingene bir kadın çıkıyor karşıma. Başında yarım bağlanmış bir yemeni, ağzında külü uzamış bir sigara, elinde birbirinden solgun, birbirinden perişan üç demet papatya. Yanından yürüyorum telaşla. Kavga kıyamet bir buket satmaya çalışıyor, ben de inatla reddediyorum. O ısrarında sebatkâr çıkıyor, ben de reddimde. Üst üste geri çeviriyorum. ‘İstemem çiçek miçek.’ Aniden omuzlarını silkip bırakıyor yakamı. Alabildiğine mağrur ve ne hikmettir ki hâlâ o uzun külü düşürmemeyi başararak arkasını dönüyor: ‘Aman şekerim, almazsan alma. Senin canın sağ olsun. Eyvallah.’ Duraklıyorum anında. Çingene kadın çoktan uzaklaşmış benden. Arkasından sesleniyorum: ‘Dur gitme. Getir çiçekleri. Üçünü de alıyorum.’ Sararmış dişlerini göstererek bakıyor gözlerimin içine. Müstehzi bir ifade dudaklarında. Usulca, ‘Eyvallah’ diyor.
Eyvallah!
24.07.2005