. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Tatilde yorulanlar

Temmuz yerini ağustosa veredursun, İstanbul’da herkes şehirden kaçma derdinde. Bir yerlere gidemeyenler de en azından bir yerlere gitme hayalleri kurarak kapatıyorlar bu açığı. Gidenlerin ve gitme özlemi çekenlerin şehri olacak İstanbul ağustos boyunca. Tatilin kendisinden evvel bitmeyen sohbeti damlıyor gündelik hayatın rutinine. Geçmiş ve gelecek tatiller hakkında konuşmak kadar şehirli taifesini heyecanlandıran çok az konu olsa gerek. Uzun uzun, ballandıra ballandıra, şuraya buraya tatile gitme planları yapılıyor; nerede kalınacak, nasıl gidilecek... Sohbetin ardından alışveriş faslına geliyor sıra. Alışveriş dediysem, küçümsemeyin, hummalı bir çalışma bu, başlı başına. Ailenin ihtiyaçları, çoluk çocuğun eşyaları. Neler giyilecek, ne almak gerekecek... Son tahlilde belki de epi topu bir hafta, haydi bilemediniz on beş gün sürecek bir tatil için haftalarca evvelinden başlıyor bitmeyen sohbetler ve alışveriş hazırlıkları. Tatile ağustos sonunda çıkılacak olunsa dahi, seyahat planlarını mayıs başından itibaren yapmaya başlamakta hiçbir sakınca görmüyor İstanbullular. Görünen o ki, ruhen ve maddeten tatil için hazırlık yapmak, bu şehrin sakinlerinde heyecan uyandırıyor. Bırakın ‘tatil’ kavramına çamur atmayı, bu kavramdan kaçmanın dahi neredeyse imkansızlaştığı mevsim geldi çattı yine.

 

Ama her ne kadar “tatile bayılanlar” çoğunlukta olsa da bu şehirde, bir başka insan taifesi daha yaşar İstanbul’da: “Tatilde yorulanlar”. Dinlenme özürlü insanlardır bunlar. Bir gün dinlenseler, ikinci gün huzursuz huzursuz ayaklanıp “eee tamam, şimdi ne yapıyoruz?” diye kendilerine uğraş arayan arızalı tipler. Tanıyorum onları. Nereden mi?.. Kendimden. Asla bir tatil insanı olamadım. Yaz tatillerini bir türlü benimseyemedim, sevemedim. Asıl derdim, bu kavramın kendisinden ziyade, ona bu denli derin manalar ve beklentiler yükleme eğilimimiz. “Dinlenmek” mecburiyetini usandırıcı ve yorucu buluyorum. Keza sabahtan akşama “eğlenmek” durumunda kalmak, yerli ve yabancı onlarca turistle birlikte açık büfe kuyruklarına girmek ve hepsinden beteri, cehennem sıcağındaki güneşin altında tost gibi yatarak saatlerce kumsalda pişmek fikri bana tümüyle yabancı, tümüyle ters. Ne sessizliği seviyorum, ne hareketsizliği. Kendimi bildim bileli büyük şehirlerin hırgürünü yeğledim şehir dışı ortamların ölçülü durağanlığına. Bu yüzden de, iş doğanın tadını çıkarmaya gelince, tabiatın çağrısına bir günden fazla dayanamıyorum. Gerçek şu ki, “eğlenmeye ve dinlenmeye mecbur edilmek” düşüncesini hayli usandırıcı buluyorum.

 

Oysa bu itirafımı İstanbul’daki nice camiada dile getirmem zor görünüyor. Ne de olsa, İstanbullu dediğin bitip tükenmek bilmez bir kaos ve cinnet içerisinde yaşar; devamlı hareket halinde, didinmekte. Eh, hayatı böyle olanlar tatil zamanlarında günlük rutinlerinin tam tersini yakalamayı isterler elbette. Yaz tatilleri böylesine yüce, bu kadar kıymetli iken herkesin nezdinde, kanıksanmış olanı nasıl eleştirebilirsiniz ki?

 

Hal böyle olunca, eş dost akşam sofralarında, ufuktaki tatilleriyle ilgili sonu gelmez planlara dalarken veya mutlu mesut, şen şakrak geçmiş tatillerinden bahsederken, ben susmayı yeğlerim. Bende bir sorun varmış, yerine konulması mümkün olmayan bir parça eksikmişçesine bir iğretilik ve huzursuzluk hissederek. Güneşe beş dakikadan fazla tahammül edemeyenlerdenim. Ahmet Haşim, gece varken gündüzün yüzüne dahi bakılamayacağını düşünürdü, katılıyorum. Dahası, “planlanmış huzur ve paketlenmiş sükûnet”in tadını çıkarma yeteneğinden de yoksunum. Bu yüzden işte bu yüzden, sabırla bekliyorum tatil sohbetleri mevsiminin geçmesini... Sonbaharın başlamasını...

 

30.07.2006

 

İzlenme : 3165
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us