|
|
Yazılar |
Yulaf ezmesi gerilimleri |
Birkaç sıradan hikâye ve bir-iki tanıdık yüz yetiyor, yüzde 48 lik savaş desteğini yüzde 75 in üzerine çıkarmaya...
Savaşın kesinkes başladığı duyurulana kadar, Bush yönetimine can-ı gönülden destek verenlerin oranı nüfusun yarısını zor buluyordu ABD de. Şimdi bu oran yüzde 70 in üzerinde. Yakın zamana kadar eleştirilerini yüksek sesle dile getiren, art arda gösteriler düzenleyen grup ve kurumların önemli bir kısmı ya sesini yitirmiş durumda ya da muhalefetini "şimdilik" askıya almış. Bu aşamada tek yürek-tek yumruk olmak gerektiğine inanıyor artık büyük çoğunluk. Her türlü çatlak ses, "cephedeki oğlanların" moralini bozabilir zira. Amerika da sol entelijensya alabildiğine temel bir etik sualle boğuşmak durumunda bugünlerde: "Bireysel ve toplumsal muhalefet, olağanüstü hallerde ertelenmeli mi? Ertelenirse onun adı muhalefet olur mu?"
Muhalif fikirler ertelenedursun, muhtelif gerilimler tam gaz, son sürat devam etmekte oysa. Ülke çapında güvenlik kodunun "kırmızı çizgi-aman diyim!!" seviyesinden "turuncu çizgi-gene de dikkat!" seviyesine düşürülmesi, nicedir alarm halinde dolaşanların tedirginliğini zerre kadar azaltmışa benzemiyor. "İnanmak" ya da "savunmak" değil, "paniklemek" vatanseverlik göstergesi artık. Kayıtsızlara, umarsızlara şüphe ile bakılıyor. Kendinden şüphe etmemek için panikliyor kimileri de. Neyse ki artı bir çabaya lüzum yok, kendine has bir ritmi var evhamın; bir kez başlamayagörsün, çabucak yolunu buluyor her türlü bünyede. Gerilim süredursun, her zaman olduğu gibi, savaştan palazlanlarla dolu pazar. Koli bandı üreticileri nicedir kârda mesela. Kimyasal gazlardan korunmak isteyenler, kapıyı bacayı kapatabilmek için rulolarını çoktan stokladılar. Keza, yulaf ezmesi üretenler de memnun hallerinden. Bir kutu yulaf ezmesi ve bir şişe su ile en aşağı bir hafta kuşatma altında yaşayabilirsiniz. Gerçi kuşatma da yok, kuşatan da ama nefes almak zorlaşıyor bugünlerde. Sıkıştı mı göğsünüz bunca soluksuzluktan, onun da çaresi var: Yarı mentol-yarı papatya özü içeren pastillerin stres azalttığı söylendiğinden bu yana, bu pastilleri tüketenlerin sayısında kayda değer bir artış gözlemlendi. Tıpkı, savaşın başlamasından bu yana Miami ye kaçıp, yat kiralayanların sayısında olduğu gibi.
Medyanın kudreti Yatlara kaçamayanlara gelince, biz olduğumuz yerde durmadan bilgileniyoruz tam olarak ne yapacağımızı bilmediğimiz bilgilerle. Sarin gazının meyve aromalı sakız gibi koktuğunu, hangi aşıların hangi tip biyolojik silahların etkilerini önleyebileceğini, Apollo 13 astronotlarının karbondioksit zehirlenmesinden içerideki çatlakları birer parça koli bandı ile kapatarak kurtulduklarını ve bilumum teknik bilgiyi bir şekilde hatmetmiş bulunuyoruz hatmetmesine de, şimdi bu bilgileri ne yapacağımız meçhul. Bilgi dediğin malum, narsist özünde. Bir kez edinilmeyegörsün illa ki yaşama geçirilecek, illa ki görecek kendi suretini yaşamın aynasında. Öğrendiklerini bir an evvel uygulamak isteyenler arasında ev hanımları başı çekiyor. Son iki hafta içinde New York başta olmak üzere pek çok şehirde, hastanelerde gönüllü olarak çalışmak üzere başvuran, gerekirse bunun için özel eğitimden geçirilmek isteyen ev hanımı sayısı azımsanmayacak düzeyde.
Hastanelerde sarin gazından kurtulma tatbikatına katılamayanlar için bir başka alternatif etkinlik de içerideki düşmanı tespit etme hezeyanı. Ülkenin çeşitli yerlerinden raporlar yağıyor şimdi: Savaşın bir an evvel durdurulması için sınıfındaki ufaklıklara ödev olarak birer savaş karşıtı mektup kaleme almalarını söyleyen bir anaokulu öğretmeni soruşturma altında. Dersinde savaş aleyhine atıp tutan profesörü, babası cephede savaşan öğrenci önce tüm sınıfın önünde azarlıyor, sonra tutup müdüre şikayet ediyor, en nihayetinde de attırıyor kürsüden. 68 in aksine, hocalar öğrencilerinden çok daha radikal şimdi üniversite kampüslerinde.
Başlayana kadar soyut bir söylemden ibaretti savaş. Karşı çıkması da, karşı çıkanı hazmetmesi de kolaydı görece. Bir kez başladıktan sonra ete kemiğe surete, komşunun oğlunun hüviyetine büründü. Filancanın babası, falancanın yeğeni, gazetede resmi basılan kız çocuğunun annesi oluverdi bir gecede. Ne ideolojik açıdan bakıldığında bugün dünkünden daha anlamlı bulunduğu, ne de yüce misyonlarla özdeşleştirildiği için bu savaş böylesine kısa zamanda bu kadar kallavi ve kutsal oluverdi ortalama Amerikalı nın gözünde.. Medya basit olanın kudretinin bilincinde. Her gün cepheden asker portreleri aktarıyor. Basit, sıradan hikâyeler; acıklı bir yanı dahi olması gerekmiyor. Ne uluslararası arenaya dair en ufak bir bilgilenme, ne stratejik analizlere yönelik merak, ne de aslında Bush yönetiminin vecizelerine iman... Birkaç sıradan hikâye ve bir-iki tanıdık yüz yetiyor yüzde 48 lik desteği yüzde 75 in üzerine çıkartıp, savaşın façasını düzeltmeye, dünyaya koli bandı kaplı kapı deliklerinden bakınca.
06-04-2003
|
İzlenme : 3960 |
Geri Dönmek İçin Tıklayın |
|
|
|