|
|
Yazılar |
Gidenler |
Kanada da eşcinseller evlenebilecek. Amerikalı eşcinseller evlenmek için Kanada ya geçme hazırlığında. Gidenler geri dönecek mi, ABD ne kaybedecek?Kimileri buna Kanada nın intikamı diyor. Mesele Kanada nın ABD den çok daha demokratik, gerek yasal düzenlemelerinde gerekse kültürel dokusunda çok daha eşitlikçi olması değil sadece. Mesele tüm bunları dış mihrak, iç tehdit, ulusal güvenlik, devletin çıkarları... gibi şiddete meyyal otorite ve otoriteye aç şiddetle kutsanmış gerekçelerin ardına sığınmadan, hani neredeyse "sakin sakin" meydana getirebilmesi.
Kanada demokrasisini uzaktan uzağa yarı gıpta, yarı hayretle izleyen nice Amerikalı için aradaki farklılığı bariz kılan bir yeni gelişme de Kanada nın eşcinsel çiftlerin evliliğini meşru kılması oldu. Bu yeni gelişme sadece Kanada daki eşcinselleri değil, Amerika dakileri de yakından ilgilendirdiği gibi, iki ülke demokrasileri arasındaki farklılığı da billurlaştırıyor. Daha şimdiden çok sayıda eşcinsel çiftin evlenebilmek için Kanada sınırını geçtiği görüledursun, bugünlerde yeni bir soru takıldı akıllara. Amerikalı eşcinseller Kanada ya evlenebilmek için gidiyorlar gitmesine de peki ya dönmezlerse?
Orada kılınan evlilikler sınırın bu tarafında tanınacak mı, zaten bir muamma. Ama ya bir de kalmayı tercih ederlerse orada? Ya bugün onlara evlenebilme hakkını tanıyan Kanada, aynı zamanda çok daha iyi bir yaşam imkanı da sunarsa ve halihazırda zaten sunuyorsa vatandaşlarına? George W. Bush ve şürekasına göre hava hoş. Ne kadar sapkın eksilirse ortalıktan, o kadar iyi. Amerika, her milletten her telden insanın buluştuğu ama kararların "normaller" tarafından verildiği bir yer olarak kalmalı. Normalin açılımı: İlla ki beyaz, illa ki erkek, illa ki heteroseksüel, illa ki Hıristiyan ve dindar, illa ki aile babası ve nedense dudakları "asla gerçek fikrimi bilemezsiniz" dercesine içe doğru büzülmüş, incecik çekilmiş, ifadesiz yöneticiler.
Benzer şekilde Yale Üniversitesi mezunlarının Beyaz Saray daki buluşmasında beklenmedik bir sürprizle karşılaştığında, herkesin malumu fikirlerini saklamayı bildi Bush. Zamanında Yale Üniversitesi sadece erkek öğrencilerin okuyabildiği bir yer olduğundan, şimdi o dönemin mezunları arasında bir kadının varlığı dikkat çekiciydi. Az sonra aynı kadın, "Beni hatırladın mı?" diyerek yanına yaklaştı Bush un, "Belki Peter olarak hatırlarsın." Bush hiç bozuntuya vermeden, cinsiyet değiştirmiş arkadaşının uzattığı eli sıkarak, onun "şimdi gerçek kişiliğini bulduğunu" söylemekle yetindi.
ABD ne kaybettiğinin farkında mı? Ne var ki, şimdiye değin vaziyeti kılıflarla idare eden Bush yönetiminin dahi ayırdına varması gereken bir başka yanı daha var, eşcinsellerin göç etmesi olasılığının. Geç kapitalist toplumlarda yeni bir yaratıcı sınıfın doğduğunu ve bunda eşcinsel ve biseksüellerin önemli rol oynayacağını iddia eden ekonomi profesörü Richard Florida ya göre mesele sadece siyaset bilimcileri yahut sosyologları değil, ekonomistleri de yakından ilgilendiren bir boyut taşıyor. Florida nın vurguladığı üzere, Amerika da ekonomik açıdan çok daha müreffeh ve sanatsal üretim bakımından daha ileri olan şehirler, aynı zamanda çok sayıda eşcinsel ve biseksüelin de yaşadığı yerler. Detroit gibi eski görkeminden geriye sadece terk edilmiş evler kalmış, Pittsburgh ya da Buffalo gibi onca yatırıma rağmen belini doğrultamayan şehirler ise eşcinsel, biseksüel ve transseksüel oranlarının hayli az olduğu yerler.
Tesadüf mü? Florida ya göre değil. Eğer kötü giden bir ekonomiyi düzeltmek istiyorsanız turistik ataklardan, havaalanları açmaktan, fabrika kurmaktan filan önce, eşcinsellere yönelik ayrımcılığı ortadan kaldırın.
Bugünlerde San Francisco temelli gazetelerde, New York ta dolaşımda sokak gazetelerinde hep aynı vurgu tekrarlanıyor: İki erkeğin, iki kadının sokakta elele yürüyebilmesini hazmedebilen toplumsal yapılar sadece daha demokratik değil aynı zamanda ekonomik olarak da daha kalkınmış yerler olacaktır. Meselenin her türlü azınlığı ilgilendiren zincirleme bir etkisi var. Eşcinsellerin, biseksüellerin, transeksüellerin ayrımcılık görmediği ortamlar, aynı zamanda ırkçılığın, dinsel ayrımcılığın, bağnazlığın da görece azaldığı yerler olacaktır. Ayrımcılığın azaldığı yerler ise sadece siyasi ya da kültürel bakımdan değil, ekonomik açıdan da ilerleyecektir. Amerika dan gelmesi beklenen bu yeni göçmen dalgası Kanada yı daha da müreffeh ve dinamik kılacak. Kanada basınında çıkan yorumlara bakılırsa Kanadalıların beklentileri bu yönde. ABD den Kanada ya entelektüellerin, sanatçıların göç etmesi çok da yeni bir olgu değil aslında. Vietnam Savaşı boyunca da benzer bir hareketlilik olmuştu sınırın iki yanında ama kendi insanlarını kaçırtmak hususunda hiçbir yönetici Bush hükümeti kadar başarılı olmamıştı.
Engizisyon İspanyası nın kovduğu Yahudilere kapılarını açmakla övünen, Beyazid in ağzından Kral Ferdinand ın affedilmez tarihsel hatasını nakletmeyi seven, Nazi Almanya sından kaçan profesörleri de aldığını her fırsatta hatırlatan, ama bu arada sürdüklerini, sildiklerini, yaşatmadıklarını zinhar konuşmayan Türkiye Cumhuriyeti, belki de, hayal bu ya, bu önemli dönemeçte atağa geçip, önce kendi vatandaşlarına uyguladığı ayrımcılığı ortadan kaldırmakla başlayarak, ABD topraklarında evlenemeyen çiftlere kapılarını açar ve bundan böyle eşcinsel evliliklerin en az heteroseksüel evlilikler kadar meşru olacağını açıklar. Hükümetimiz der ki mesela, çıkıp uluslararası kamuoyuna, "Azınlıklarını kaybetmenin ekonomik ve kültürel ve siyasi gerileme ile nasıl da elele gittiğini yeterince tecrübe etmiş bir ülke olarak biz, tarihten çıkardığımız dersler uyarınca, vaktiyle Osmanlı Sultanı nın İspanyol Kralı için sorduğu suali şimdi Bush hükümetine yöneltiyoruz: Kralınız ne kaybettiğinin farkında mı...?"
06-07-2003
|
İzlenme : 5489 |
Geri Dönmek İçin Tıklayın |
|
|
|