. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Mum Işığında Amerika

TARİH 14 A?USTOS 2003. YEREL SAATLE 16.05’TE KUZEY AMERİKA’YI VE KANADA’YI ETKİLEYEN ELEKTRİK KESİNTİSİ, YAKLAŞIK 50 MİLYON KİŞİNİN HAYATINI FELÇ ETTİ. İLK DAKİKALARDA İKİNCİ BİR 11 EYLÜL PANİ?İ YAŞAYAN AMERİKALILARIN TARİHLERİNDE GÖRDÜKLERİ EN UZUN ELEKTRİK KESİNTİSİNİ, YAZAR ELİF ŞAFAK TURKISHTiME İÇİN KALEME ALDI.

 

 

Bulunduğum yer, Amerika’daki en liberallerin, muhaliflerin, eski hippilerin, yenilerde Chomsky’cilerin, gay ve lezbiyenlerin, siyahların, azınlıkların, münzevilerin, küskünlerin, pasifistlerin ve iflah olmaz bezginlerin öndegelen kalelerinden addedilen bir üniversitenin kampüsü. Her zamankinin aksine sessiz, karanlık ve ölgün görünüyor şimdi. Etraftaki tek yaşam belirtisi, Kore Lokantası’nın önü. Kampüsteki en kıytırık mekanlardan biri olarak ömrü hayatında kimseciklerden hürmet görmemiş bu salaş lokanta,tarihinin en önemli gününü yaşıyor şu anda. Neden mi? Müşterileri var! Hem de bir değil, on değil, yüzlerce, kapılarda yılankavi kuyruklar oluşturmuş, sabırla bekleyen. Kuyrukta umutsuzca bekledikten sonra kapıdan adımını atmayı başaran şanslı kişiler, içerideki masalar arasında el yordamıyla bir yer buluyor kendine. Elektriğe mecbur her şey gibi havalandırma sistemi de iflas ettiği ve bu lokantada mutfak ile masalar burun buruna olduğu için, dumandan geçilmiyor içeride. İki adet seçenek var: Pilav ve soya fasulyeli tavuk eti bir, pilav ve soya fasulyeli dana eti iki. Aşcının seçimi, başka şey pişirmiyor. Olsun varsın ne gam. Masalar hıncahınç dolu, herkes sabırla bekliyor koskoca üniversitedeki yegane gaz ocağından payına düşecek yemeği. Sabırla ve minnetle zira, göz açıp kapayıncaya kadar çöktük, Kerbela’ya döndü ortalık. İlaç için olsun tek bir açık büfe, lokanta, market kalmadığından, herkes ağız birliği etmişçesine hemfikir bir konuda: Dünya üzerinde var mı Kore usülü soya fasulyeli et gibisi!

Dumanın içinde yemeğimi beklerken civardan kulağıma çalınan sesleri ayıklıyorum. Herkes New York metrosunda kapalı kalanları konuşuyor. Kadının teki üçüncü kez tekrar ediyor aynı cümleyi: “Burada yaşadığımız için ne kadar şanslıyız, bir de oralarda olmak vardı şimdi.”

Richard Sennett’in seneler evvel dikkatleri çektiği eğilim giderek güçleniyor Amerika’da. Şehirlerden, kozmopolit yerleşim yerlerinden uzaklaşarak, güvenli, küçük, ve homojen kampüslere, kasabalara çekiliyor insanlar. Eğilim bu olunca, liberaller ile muhafazakarlar arasında çok da büyük bir fark kalmıyor aslında. Muhafazakarlar “çocuklarımızı güvenli yetiştirmek, yuvalarımızı kötülüklerden korumak” söyleminin ardına sığınarak, salt kendi sınıflarından, kendi ırklarından, kendi dinlerinden, velhasıl, kendi suretlerinin aynadaki yansımalarından ibaret insanlarla çevrili, korunaklı ve illa ki şehir dışında yerleşim yerlerine çekiliyorlar dalga dalga göçler halinde. Liberaller ya da radikaller ise, gene benzer şekilde kendileri gibi düşünen insanları bulacakları, Amerika’nın tutucu yüzünü görmek zorunda kalmayacakları kampus yaşamlarına çekiliyorlar. Giderek ada ada bölünüyor insanlar.

Bizim adamızdaki tek açık marketi keşfediyorum mideme taş gibi oturan Kore yemeğinden sonra. Artık öğrendim. Olağanüstü hallerde olağan halini koruyan birileri varsa Amerika’da, muhakkak üçüncü dünyalıdır, yani “dışarıdan”, “oralardan”. Bu marketin sahibi de Iraklı bir aile. Birbirinin kopyası beş erkek kardeş işletiyor minnacık bakkalımsı marketi. Karanlıkta ilüzyon etkisi bırakıyor, kasada, reyonlar arasında, kapıda, beş ayrı noktada hık demiş birbirinin burnundan düşmüş tıpatıp aynı suratı görmek. Yiyecek reyonunu geçip, acil ihtiyaç mum arıyorum raflarda. Buluyorum da. Refah ülkesinde mum olmaz mı, var tabii.“Yağmur sonrası çiçek tarlası,” “sinirleri sakinleştirici yeşil çay aromalı,” “meditasyon için Lotus çiçeği,” “okyanus kumsallarından esintiler,” “annemizin elmalı pastası ”… Akla hayale gelmedik her isimden her kokudan mum bulmak mümkün de, hani bildiğimiz mülayim, memur kılıklı, yandıkça kederinden hafiften boynunu büken, şu ince uzun koyu beyaz mumlardan yok. Çaresiz bir adet Lotus çiçeği, iki üç tane de turuncu kabak içine oyulmuş öcülü Halloween mumu alıyor, önümsıra uzayan kuyruğa dahil oluveriyorum.

Duruma bakılırsa benden başka mum alan yok kuyrukta. Herkes cips ve konserve depolamış. Kucaklarında on kişilik bir aileye en az bir ay yetecek kadar yiyecek. Neme lazım / ne de olsa artık tekin değil dünya / buralara kadar geldiğine göre belirsizlik / yarının garantide olmaması duygusu / en iyisi depolamak bol bol / ne olup bittiği belli değil dışarılarda / terörist saldırı değil diye bas bas bağırıyor radyo / ama kim inanır Bush hükümetinin söylediklerine / şüphe / evham / aç kalabiliriz her an / aç ve açıkta / kötülerle çevrili adamızın etrafı / nasıl yapmalı da etrafı daha sıkı kuşatmalı…

En son yaşanan 2.5 günlük elektrik kesintisi Amerikalıların sisteme duyduğu güvensizliği körükledi körüklemesine de, tersine işleyen bir akıl yürütme var burada. “Biz bile yenilmez değilmişiz” fikri “burası dahi tekin değilmiş” fikrine gelirken, o da, “burası dışında hiçbir yer tekin değilmiş” mealine geliyor ortalama Amerikalının sözlüğünde. İster doğal felaket olsun, isterse basit bir elektrik kesintisi, anında “dış mihrakların parmağını” arıyor zihinler. Ve eğer burası dışında hiçbir yer tekin değilse, ve eğer tüm saldırılar dışarıdan, o kötü ve karanlık ve uzak ve geri kalmış diyarlardan geliyorsa, en iyisi hiç çıkmamak kabuklardan. Bush hükümetinin uluslararası arenadaki rolüne duyulan güvensizlik, paradoksal biçimde yerelliği, yerellik ise anti-kozmopolitan eğilimleri körüklüyor, sadece sağ kesim içinde değil, sol ve aydın kesim içinde de

Neme lazım / ne de olsa artık tekin değil dünya / buralara kadar geldiğine göre belirsizlik / en iyisi depolamak bol bol / terörist saldırı değil diye bas bas bağırıyor radyo / ama kim inanır Bush hükümetinin söylediklerine / kötülerle çevrili adamızın etrafı / nasıl yapmalı da etrafı daha sıkı kuşatmalı…

 

 

turkishtime.org

15  EYLÜL / SEPTEMBER  - 15  EKİM / OCTOBER  2003  - 20  

 

İzlenme : 4159
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us