. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Gayri-turistik Şehir Rehberi

Ayın bir karanlık yanı var, uzaktan bakmakla anlaşılmayan. İnsanların bir “öteki” yüzü var, hani en iyi seyahatlerde yolculuklarda açığa çıkan. Tıpkı insanlar gibi, tıpkı ay gibi, şehirlerin de bir “başka” yüzü var. Turistlere ya da yerli olup da gene de turist gibi yaşayanlara anlatılmayan. İstanbul’unsa birden fazla karanlık yanı var, gündüz yaşadığımız şehir farklı, gecenin İstanbul’u farklı. Birbirlerine hiç değmeden yaşayan insanlar var bu şehirde. Yolları hiç kesişmeden akan paralel sular gibi...

İstanbul hakkında basılan turistik broşürlerde şehre dair pek çok bilgi verilir de bu temel nokta atlanır ekseriya. Temiz, steril, düzenli bir hayat ise arzuladığın, o zaman İstanbul sana göre değil. Etraflarındaki her şeyi ince ince denetlemeyi seven o kontrol meraklısı insanlara göre değil burası. Hijyenik değil bu şehir, hiç olmadı tarihi boyunca. İstanbul hakkında yazılmış 18. ya da 17. yüzyıllardan kalma metinlerde dahi seyyahlar bu şehrin kalabalığından ve kaosundan şikayet etmekte. İstanbul’un kalabalık olmadığı bir zaman var mıydı hiç? Her zaman bir çekim merkeziydi bu şehir. Her zaman insan ve hikaye ve kaynak çeken bir mıknatıs. Buzları Bursa’dan, tahılları Anadolu’dan, incirleri Ege’den, kahvesi Yemen’den, göç edenleri her yerden gelen... Bu kadar tıka basa dolduğu halde nefes alabiliyorsa eğer bu şehir aslında çöplerine borçlu varlığını.

Hamileliğinin son aylarında aşırı kilo almış bir kadına benzer İstanbul. Attığı her adımda, azametle büyümüş karnından su sesleri yükselir dalga dalga. Sürekli yiyor ya, yıllar, yüzyıllar boyu şiştikçe şişmiş İstanbul. Gemiler ve kayıklar, arabalar ve TIR’lar, titrek bacaklı hamallar ve konvoylarla kasa kasa taşınıyor içecekleri, yiyecekleri. Yiyor da yiyor İstanbul, daima aç. Çıkarıyor da neyse ki. Eğer şu dinmeyen iştahıyla habire gövdesine indirdiklerinden hiçbir şey çıkaramasaydı dışarıya, patlardı çoktan, infilak ederdi İstanbul. Yaşadığı için ve yaşamak için gani gani çöp çıkarıyor.

İstanbul, yaşadığı için bu kadar çok çöp çıkarmakla kalmıyor; aslında, bu kadar çok çöp çıkarabildiği için yaşamını sürdürebiliyor hâlâ. Zira İstanbul demek camiler, saraylar, anıtlar abideler demek değil sadece. İstanbul demek kalabalıklar, sokaklar, barlar, evler demek değil sadece. İstanbul demek çöp yazıları demek aynı zamanda.

Bit Palas adlı romanımı yazarken semt semt dolaşıp çöp yazılarını topladım bu şehrin. Bir müddet sonra yazıları türlerine göre ayırmaya başladım, tıpkı romandaki karakterlerden birinin yaptığı gibi.

Beklenmedik bir dönemeçte, cinlerin oynaştığı tenhalarda, tarihî konakların bahçe duvarlarında ya da modern binalarda, ibadethanelerin, mezarlıkların, okulların, resmi dairelerin, bankaların duvarlarında, çıkmaz sokaklarda ya da kalabalık meydanlarda.. yeni ile eskinin iç içe geçtiği, İstanbul’un kokusunun sindiği her yerdedir çöp yazıları.

Bir şehrin “öteki” yüzünü keşfetmenin en temel yoludur öznesi belli ya da sabit olmayan duvar yazılarını takip etmek.

 

17.12.2006

 

İzlenme : 3545
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us