. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Elif Şafak yazdı: Hrant Dink cinayeti

Elif Şafak yazdı: Hrant Dink cinayeti

 

“Hrant siyasi ve etnik bir azınlığa mensup olmanın bedelini biliyordu ve yine de camdan bir gettoya çekilmeyi reddediyordu. ”

 

 

 

Wall Street Journal

NTV-MSNBC

TSİ 22 Ocak 2007 Pazartesi

 

İSTANBUL - “Bir güvercin gibi hissediyorum” diye yazdı Hrant Dink son makalesinde. “Bu şehrin ortasında tedirgin gezinen bir güvercin, sürekli arkamı izleyen, ürkek ama özgür. Güvercin Cuma günü İstanbul’un en kalabalık sokaklarından birinde, genç bir Türk fanatik tarafından vuruldu.

 

Bir ülkede sadece birkaç insan, yaşamıyla bu kadar iz bırakabilir; hele ölümüyle bunu yapacak insan daha da azdır. Hrant Dink bunun her ikisini de yaptı. Önemli bir gazeteciydi, haftalık gazete Agos’un editörü, dobra bir entelektüel, bir barış aktivisti, gerçek bir İstanbullu ve bir dost.

Ölüm haberi duyulduğunda binlerce insan sokaklara akın ederek “Hepimiz Hrant Dink’iz! Hepimiz Ermeniyiz!” diye bağırdılar. İnsanlar ofisinin önünde yattılar, vurulduğu yeri çiçekler ve mumlarla korudular.

Ertesi gün, bütün Türk gazeteleri, sağ ya da sol görüşten, ilk sayfalarında öfkelerini bir ağızdan dile getirdiler. Daha radikal yazarlar bile samimiyetle yas tuttu, nerede yanlış yapıldığı sorusunu sordu. O’nun ölümü ülkeyi parçaladı, üzüntü bütün ideolojik ve sosyal ayrımların üstünde yaşandı.

Cenazesine bütün dinlerden, uyruklardan ve politik görüşlerden insanlar katılacak. Çünkü Hrant Dink sevilmeyecek bir insan değildi; Osmanlı’nın son günlerinde Ermenilerin öldürüldüğünü dile getirdiği için, bir İstanbul mahkemesinin özgür ifade karşıtı 301. maddeye dayanarak onu suçladığı ‘Türklüğü aşağılamaktan’ da çok uzaktı ve ülkesini çok severdi.

Ölümünün Türkiye’nin dışındaki bazı kişiler tarafından Türklerin AB’ye ait olmadığının kanıtı olarak gösterilmesi Hrant’ı üzerdi. AB ve Batı ile yakın ilişkiler kurulmazsa ülkenin demokratikleşmeden uzaklaşacağından ve içine kapanacağından korkuyordu. Onun Türkiye’si bir halıydı, farklı seslerin birlikte yaşadığı. En iyi dostları, yoldaşları ve iş arkadaşları Müslüman Türklerdi.

Yine de Hrant Dink, çocukluğundan beri ayrımcılık görmeye alışmıştı. 6 aylık hapis cezasını (ki sonradan askıya alındı) AİHM’e taşımaya karar verdiğinde “Başka şansım kalmadı. Neden 301. maddeyle yargılanan herkes o veya bu şekilde beraat etti ama ben hapis cezasına çarptırıldım? Sebebi benim Ermeni olmam ve bana sınırlarımı bildirmek istemeleri mi?”

Hrant siyasi ve etnik bir azınlığa mensup olmanın bedelini biliyordu ve yine de camdan bir gettoya çekilmeyi reddediyordu.

Ailesi ve arkadaşlarıyla çevirili olsa da Hrant Dink birçok yönden yalnız bir adamdı. Aşırı Türk milliyetçiliğini eleştirse de, aşırı Ermeni milliyetçiliğini eleştirmek için az zamanı vardı. ABD, Avrupa, ve Avustralya’daki Ermeni gruplara yaptığı konuşmalarda hiçbir zaman rol yapmadı. Ermeni diasporasında Türkiye ve Türklere karşı olan önyargı onu şaşırtıyordu.

“Diasporadaki Ermeniler ve Tiürkiye’deki Ermeniler arasında çok büyük bir fark var” diyordu. “Siz de yılda bir kere, 24 Mayıs’ta Ermenisiniz” -1915 katliamları ve tehcirin yıldönümünde - “Fakat biz yılın her günü Ermeniyiz.”

Hrant geçen sene Ermeni soykırımının reddini suç sayan Fransız yasa tasarısına da, şu anda ABD Kongresi’nde süren benzer tartışmalara da karşı çıkmıştı. “Eğer Fransa yasayı çıkarırsa oraya gideceğim” demişti, “Ve bunun aksine inanmama rağmen açıkça soykırım olmadığını söyleyeceğim.”

Gerçek bir ifade özgürlüğü savunucusu olarak Hrant, çözümün Türk ve Ermenilere kalmasının, siyasetçilerin tarihle ilgili yargılarda bulunmamasının gerekli olduğuna inanırdı.

Birçok insan Hrant’a neden Türkiye’yi terkedip Avrupa’ya veya ABD’ye gitmediğini sorardı. Verdiği cevap, son kitabım Baba ve Piç’teki bir Türk-Ermeni karakterin cevabına ilham oldu:

Bunu neden yapayım ki? Bu benim şehrim. Ailemin bu şehirdeki tarihi en az 500 yıl geriye gidiyor. Ermeni kökenli İstanbullular tıpkı Türk, Kürt, Rum ve Yahudi kökenliler gibi İstanbul’a aittir. Önce birlikte yaşamayı becerip sonra feci halde başarısız olduk. Bir kez daha başarısız olamayız.”

 

 

http://ntvmsnbc.com.tr/news/397728.asp

 

 

İzlenme : 5124
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us