. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
2007

2006 senesinin Aralık ayıydı. 2007 ye girerken Türkiye açısından bu yeni seneden neler beklediğimi sormuştu bir İngiliz gazeteci. Kimi kaygılarımı dile getirmekle beraber umutlu cevaplamıştım bu soruyu. O zamanlar ne Hrant Dink suikastı olmuştu ne Malatya cinayetleri.

Ne böyle kutuplaşmış, bu kadar gerilmişti toplum. O zamanlar Türkiye nin aydınlıklarına inanmak için daha çok sebep vardı gündelik hayatın içinde. Ben de İngiliz gazeteciye Türkiye nin ne kadar zor bir coğrafyada bulunduğunu, ne denli muazzam bir tarihsel ve kültürel mirasa sahip olduğunu, tüm eksikliklere, aksaklıklara rağmen demokrasimizin geliştiğini, AB sürecine paralel olarak son derece önemli mesafeler katedildiğini ve en önemlisi artık toplumda herkesin, sağcısının da solcusunun da, demokrasinin vazgeçilmezliğini anladığını ve kanıksadığını söylemiştim. 2007 Nisan ı itibarıyla bugün aynı soru sorulsa itiraf etmeliyim ki ne yazık ki daha kaygılı olur cevabım, daha gölgeli.

Bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz şey bizzat zihniyetlerimizi dönüştürebilmek, zihinlerimizdeki kemikleşmiş önyargıların ve genellemelerin ibresini sıfırlamak. "2007 de yapılacak işler listemiz"in başında dört temel madde var: Bir: Kendi doğrularımızdan az biraz kuşku duymak. İki: Bizden farklı olandan ya da farklı görünenden korkmamak-öteki korkusunu aşmak. Üç: Farklılıklarla barışmak. Dört: Kendi zenginliklerimize, kendimize itimat etmeyi öğrenmek. Kısacası özgüven!

Ah bir kendi doğrularımızdan bu kadar emin olmasak. Az biraz "kuşku" ve "merak" duyabilsek. Özgür düşüncenin iki temel ayağını hatırlasak. Kuşku duymak kendi bildiklerimizden, hani şu çok emin olduğumuz verilerden. Şu şu bilgilere haizim; ama nasıl, nereden?.. Okullarda mı okudum, televizyondan mı işittim, yoksa bana söylenen her şeyi sorgusuz sualsiz kapsül kapsül yutmakla mı yetindim?.. Sorgulamak kendimizi. Ve merak etmek. Geçmişi merak etmek mesela, tarih bilincine sahip olmak. 2007 de Türkiye biraz daha hafıza kazansa keşke. Sıkılsa bir amnezi toplumu olmaktan, daha çok ihtiyaç duysa bir toplumsal hafızaya, merak etse toplumsal ve kültürel ve mikro tarihlerini, daha çok okusa, daha çok araştırsa.

"Farklılık": Cumhuriyet erken dönemin temel söylemi ve ilkesi "sınıfsız, imtiyazsız" homojen bir toplum idi. O dönemin şartlarında son derece anlaşılabilir olan bu söylem artık geçerliliğini korumamakta. Sınıfları, imtiyazları, kendi içinde gani gani farklılıkları olan bir toplum Türkiye. Etnik ve kültürel ve ideolojik farklıkları barındıran çok katmanlı bir yapı. Ve bu sanılanın aksine, kötü bir şey değil. Tam tersine, tüm bu farklılıklar birer zenginlik ve yaratıcılık kaynağı, eğer demokratik bir ortamda yaşamalarına izin verilirse. Bir barışsak keşke 2007 de kendi içsel farklılıklarımızla ve kozmopolitlikle. Bastırmaya kalkmasak her farklı olanı. Cadı avına çıkar gibi avlamaya kalkmasak farklı olanları, azınlıkta olanları...

"Özgüven": 2007 de Türkiye daha az korksa iç ve dış mihraklardan. Daha az korku politikası üretse. Anlasa ki korku politikaları uzun vadede sadece zenofobiyi (yabancı düşmanlığı) ve aşırı uçları körükler. Anlasa ki insan bilmediğinden korkar, korktuğunu öteler, ötelediğini ötekileştirir. Ne Avrupa Birliği süreci ne bölgesel barış, ne içerdeki türban tartışmaları ne ordu-siyasetçi arasındaki güç dengeleri... Hiçbir şey "zihinsel devrim" kadar başat değil.

Önümüzde gergin bir dönem var. Şu anda herkesin ihtiyacı olan şey sükunet iksiri içmek. Kahvaltıdan sonra bir kaşık. Sakin ve mütevazı ve barışçıl olmak zorunda bu toplumun her kesimi. Ve unutmamak şu basit gerçeği: Bu memleket hepimizin. Eğer bu toplumun iyiliğini, gelecek kuşakların selametini istiyorsak demokrasiye inanmalı ve kutuplaşmaktan, hamasetten, husumetten kaçınmak zorundayız.

 

01 Mayıs 2007

 

İzlenme : 3026
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us