. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Kendin-pişir kendi estetiğini

Son zamanlarda Batı’da büyük şehir yaşamında gözlemlenen yeni bir akım var: “Kendin-pişir lokantalar.” Time dergisi de konuya el atma gereği duyduğuna göre bu moda hayli revaçta olmalı. Ailecek ya da çiftler halinde gidip bu tür mekanlara, bizzat yanınızda getirdiğiniz malzemeleri kullanmak suretiyle kendi yemeğinizi pişiriyorsunuz bir köşede.

Köşe dediysem, öyle salaş malaş bir ocak başı değil sözü edilen. Hayli şık, pahalı ve itibarlı lokantalar bunlar. Durup dururken niye böyle bir adet çıktığına dair rivayet muhtelif. Kimileri “her şeyi kontrol etme arzusu”na bağlıyor bu durumu. Aydınlanma Felsefesi’nin temelinde yatan ne düşündüğünü, ne istediğini bilen özne bugün artık bir beden ve düzen fetişisti haline gelmiş durumda. Bu açıklama bir kenara, kimileri ise ailelerin önemli bir kısmının bütçelerinin neredeyse yüzde 50’sine yakınını dışarıda yemeye harcadığına işaret ederek, yemek pişirmeyi “özlemiş” olabileceklerini iddia ediyor.

Kimileri de “sağlıklı yaşam sağlıklı yemek” salgınının vardığı nihai aşama olarak nitelendiriyor bu durumu. Artık yediği her bir lokmanın, aldığı her ürünün içinde kaç gram yağ, ne kadar karbonhidrat, ne oranda tuz olduğunu bilmek istiyor modern dünyanın “bilinçli” tüketicisi. Yemek, sürekli hesap yapmak demek. Para hesabı değil, kalori hesabı. Görmediği bir mutfaktaki bilmediği bir aşçının yemeğe ne kattığına kafa yormak yerine, kolları sıvayıp kendi pişiriyor yemeğini modern tüketici. Tabii madem kendi malzemelerini getirecek, kendi yemeklerini kendi elleriyle pişireceklerdi, öyleyse ne demeye lokantaya gider bu insanlar sorusu henüz kimse tarafından cevaplanamadı. Bu hafta birkaç köşe yazarı hayretlerini dile getirmekle yetindi. Ben o kadar yadırgamıyorum bu yeni modayı. Herhalde İstanbul-Ankara yollarında gide gele aşina olduğum Bolu Dağı’nın isli ve sisli “kendin pişir kendin ye” lokantalarını çocukluğumdan beri oldum olası sevdiğim için. Ama işte o canım lokantalarda olan tevazu, sallapatilik, sarsaklık, modern zamanların “Kendin-pişir” lokantalarında zerrece mevcut değil.

Benim yadırgadığım, insanların kendi yemeklerini pişirmek istemeleri falan değil. Derdim başka bir şey: Estetiğin iktidarı! Hani bilginin iktidar ile, bilenin tahakküm ile göbekten bağlı olduğu üzerine çok konuşuldu, çok yazıldı şimdiye değin. Ama ister Amerika’da olsun ister Türkiye’de, hani şu herkese açık olmayan afilli lokantaların müdavimleri sadece bilgiyi değil, estetiği de birer tahakküm aracı olarak kullanmakta. Yedikleri tabakların süsü görüntüsü püsürü, ayrı bir estetik bilincinin kolları ve kodları. Yemeklerin üzerine konan bir dal fesleğen, kenarına serpilmiş bir tutam kakule ya da illâ ki uzak bir yerden getirtilmiş, kekremsi ya da tatlımsı; ama tadı asla doğrudan değil muhakkak dolayımsı olan bir baharat. Estetik artık, başlı başına bir ayıklama-ayrıştırma-dışlama aracı günümüz dünyasında.

Bir kitabın kapağına, bir yemeğin sunulma biçimine bakar bakmaz onu üreten kültür hakkında bir fikir edinebilirsiniz. Bir söylemden bir söyleme, bir kültürden bir kültüre geçerken değişen sadece etik değil, aynı zamanda estetik. Ne yazık ki Türk aydını “hızlandırılmış modernite” projesi içinde giderken doludizgin, estetik ve etik, gündelik yaşam ile toplumsal siyaset arasındaki bağa kafa yormaya meyyal olmadı. Yüzleşsek de yüzleşmesek de kendimizle, yaşadığımız şehirlerin, aldığımız kültürlerin rengi-dili-tıyneti ve bilhassa estetiği var üzerimizde, hücrelerimizde. Estetik, siyasetten daha politik.

 

28.03.2004

 

İzlenme : 3016
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us