. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Hayat bir evcilik oyunu ise...

Oldum olası anlayamadım yetişkin kadınların bebeklerle ya da çocuklarla konuşurken niçin cik-cik kuş sesleri çıkardıklarını ve niçin ısrarla “birinci çoğul şahıs” ağzıyla konuştuklarını.

“Sütümüzü içtik, mamamızı yedik, şimdi uyuyacağız.”

Yurtdışı dönüşü, İstanbul havaalanı kadınlar tuvaletini tıklım tıklım buluyorum. İçerisi tam bir curcuna. Uçaktan yeni inmiş jet-lag mahmurluğunu makyajla atmaya çalışan bakımına düşkün hatunlar, hippi kılıklı turistler, İran’dan gelip başörtüsünü burada açanlar, İngiltere’den gelen çarşaflı kadınlar, hızmalarını halhallarını piercinglerini ayna karşısında düzelten aykırılar, Bodrum dönüşü bronzlaşmış tenini sergileyenler, elinde nereden çıktığı belirsiz pilli saç kurutma makinesi kaşla göz arasında saçına fön çekenler, süslenip püslenenler ve millet lavaboları kullanadursun aynı anda elinde deterjanlı bez ortalığı silmeye çalışan inatçı, dirayetli temizlikçi kadın,..... Sırf kadınlar tuvaletinde geçen bir roman yazmayı düşünüyorum bir gün. Şenlikli bir roman. Her zamanki gibi kadınlar tuvaleti, yandaki erkekler tuvaletinden beş kat yavaş işliyor. İçeride uzadıkça uzuyor kuyruk. Bu arada köşede, aynaların önünde gençten bir kadın üç-dört aylık bebeğinin altını değiştiriyor. Bir yandan da bebekle konuşuyor.

“Aman da aman, hanimiş de manimiş de canimiş,” benzeri laflar ediyor kadın başını sallayıp, suratına şekiller vererek. Sesi fazla şekerlenmiş çilekli reçel kıvamı. Yumuş yumuş, yapış yapış.

İki mesele var kafamı kurcalayan kadınların çocuklarla iletişiminde. Bir: Kadınlar niye seslerini “çocuklaştırır” çocuklarla konuşurken? Üstelik bizzat çocukların kendisi böyle bir dil kullanmazken, böyle cicili bicili bıcırık konuşma gereği duymazken. Dilbilimciler erişkinlerle çocukların beyinlerini kullanma biçimleri üzerine son derece ilginç araştırmalar sunuyorlar. İddia ettiklerine göre, çocuk “dili eksik konuşan küçük yaratık” değil, “grameri ve mantığı farklı kullanan bir dil göçmeni”. Bu farklılık, ortada bir eksiklik olduğu anlamına gelmiyor.

Oysa bizler, çocukların beyinlerinin nasıl işlediğini anlamaya çalışmadan, onların söylediği her farklı kelimeyi ya da ifadeyi eksik ya da hatalı zannedip gülüyoruz habire. Sonuçta ortaya çıkan tam anlamıyla iletişim kopukluğu. Erişkinlerin kabiliyetsizliklerinden kaynaklanan bir kopukluk. Diyeceksiniz ki bıcır bıcır konuşan çocuklar yok mu? Var elbette. Reklam filmi çocukları diyorum ben onlara. Kendilerini bıcırıklaştırırlarsa etraflarındaki yetişkinlerin nasıl eridiğini erken yaşta keşfedip, oyunu kurallarına göre oynayan girişimci veletler bunlar. Ben şahsen kimi çocukların zaman zaman bu oyunu etraflarındaki kadınlardan öğrenip onlara karşı kullandıklarını düşünüyorum.

İki: Kadınlar niçin çocuklarıyla konuşurken, özne olarak birinci çoğul şahıs kullanırlar? “Kirlendin mi” demezler mesela, “kirlendik mi” derler. “Pislendik mi? Yaramazlık mı yaptık? Acıktık mı? Susadık mı?....” Çocuk düşer, dizi kanar. Annesi başlar: “Ay canım, düştük mü, yok bi şey, acımadı acımadı...”. Nereden biliyorsun acıyıp acımadığını? Sen değilsin ki düşen, çocuk. Onun senden ayrı bir bedeni, ayrı apayrı bir kişiliği ve varlığı var. Sahi niçin “ben artı sen = biz” olarak konuşur kadınlar çocuklarıyla? Adeta bir kuşatmadır bu özne BİZ. Çocukların annelerinden bağımsız bir öznelik halleri olamazmış gibi.

Kırklı ellili yaşlarında kadınlar tanıyorum, bıcırık kız çocuğu sesiyle konuşan. Çocukları büyüyor, onlar yerinde sayıyor. Zaman geçiyor ama onlar vaktiyle, bebekleriyle konuşurken kullandıkları o çilek-reçeli-dilinden kurtulamıyorlar bir türlü. Bir de bakıyorsunuz birbirleriyle de böyle konuşuyorlar. Oyuncak bebek sever gibi seviyorlar dostlarını, dostluklarını. Evcilik oynar gibi kuruyorlar yuvalarını. Evcilik oynar gibi yaşayan yetişkin, meslek sahibi kadınlar dolaşıyor ortalıkta.

 

24.06.2007

 

İzlenme : 3963
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us