. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Beyin göçü ve geri dönemeyenler

Newsweek dergisi son sayısında dünyanın önde gelen üniversitelerinin bir listesini yayınladı. 50 ayrı ülkeden tam 500 adet üniversite eğitim kalitelerine ve prestijlerine göre sıralandı.

Bu listede bizden sadece beş üniversite var: Bilkent, Çukurova, İstanbul Teknik, İstanbul ve Sabancı üniversiteleri. Hem lisansını hem yükseklisansını ODTÜ de tamamlamış biri olarak, yılların kıdemli Orta Doğu Teknik Üniversitesi nin bu listede olmadığını duymak beni hem şaşırttı hem üzdü. Bu işin bir yanı.

Türkiye de üniversitelerin çok fazla sorunu, eksiği, şikâyeti var. Bununla beraber eğitim kalitesi ve çeşitliliği bakımından gene de umut vadeden ve gençlerini iyi yetiştiren bir ülke burası. Mesele sonraki adımda başlıyor. Türkiye nin yaşadığı temel sorunlardan biri üniversitelilerin mezuniyet sonrası iyi kalitede işler bulmaları ise ikinci bir mesele de "gidenlerin geri dönmemesi"dir. Beyin Göçü.

Seneler boyunca verdiğimiz Beyin Göçü nü hâlâ ekonomik, sosyolojik ve psikolojik boyutlarıyla yeterince inceleyebilmiş ya da anlayabilmiş değiliz. Her sene binlerce genç lisans ya da yükseklisans yapmak amacıyla yurtdışına çıkıyor. Bunların önemli bir kısmı Amerika ya gidiyor, kalanlar da Avrupa ve Avustralya ya. Aralarında devlet bursuyla gittikleri halde, belli bir zaman sonra burslarını yakmayı, cezasını ödemeyi, geri dönmemeyi düşünenlerin sayısı az değil. Zaten en başarılılarını da bağlı bulundukları Batı üniversiteleri anında kapıyor, transfer ediyor. Türkiye de yeterince kadri bilinmeyen ya da imkân tanınmayan yetenekli insanlara Batı üniversite ve kurumları kapılarını ardına kadar açıyor. Peki ya sonra?

Sonrası parçalanmış aileler, göçmenlik, göçebelik... Sonrası, Amerika da senelerdir mühendislik yapan ve hâlâ bugün Aldırma Gönül ü çalarken ağlayan Duke Üniversitesi mezunu orta yaşlı bey; başörtüsünden dolayı Michigan a giden ve orada kalan tıp öğrencisi; California da İtalyan-Amerikalı bir genç kızla evlenerek oraya yerleşen ve bebeğine İstanbul ismini koyan delikanlı; Türkiye de uzmanlık alanında imkân bulamadığı için Boston da kalan eski-muhafazakar-şimdi-sadece-hüzünlü göçmen genç... Ve onların çocukları, bozuk aksanla Türkçe konuşan ya da hiç konuşamayan üçüncü kuşak; kopukluklar, anlatılmayan nice hikâye... Ben yurtdışındaki edebiyat gezilerimde, oralara yerleşen, "geri dönmeyen" Türklerle karşılaşıyor, konuşma imkânı buluyorum sürekli. Ve her seferinde aynı şeyi duyuyorum: "İlk başta sadece birkaç sene kalırız diye geldik, sonra.. dönemedik geri..."

Batı standartlarında yaşamaya ve çalışmaya alışmış ve artık buralara dönmeyen, dönemeyen bu kıymetli insanların Türkiye ile bağlarını tazelemekte sonsuz fayda görüyorum. Hem kendileri için, hem Türkiye için, hem de "medeniyetler çatışması"na inanmayan bir dünya için. Onlardan dönmelerini beklemek nafile bir rüya. Artık Batılılar, Batı nın bir parçasılar. Ama onlardan memleketlerini unutmalarını beklemek de yanılgı olur. Kendileri unutsa, rüyaları unutmaz. Etraflarındakiler unuttursa, aksanları unutturmaz kökenlerini.

Çözüm bu insanları "ya burada ya orada" olmaya, kati bir seçim yapmaya itmek yerine, tam tersine, olabildiğince esnek ve hareketli bir yaşam biçimine kavuşturmak. Öyle ki gelip gidebilsinler, bir ayağı Türkiye de bir ayağı Amerika da projeler geliştirebilsinler. Öyle ki New York ta, Iowa da ya da Montreal de verdikleri bir dersi, bir yaz da gelip İstanbul da ya da Eskişehir deki öğrencilere aktarabilsinler. Zaman zaman Türkiye ye yolculuk yapıp burada da danışmanlık, hocalık, proje koordinatörlüğü yapabilsinler. Gelip gittikçe bilgi birikimlerini buraya aktarabilirler. Keza bağlı bulundukları Batı üniversitelerine de buradaki tecrübelerini ve araştırmalarını aktarırlar. Bu bilimsel göçebeliği teşvik edecek projeler geliştirilebilir. Beyin Göçü yle gidenlerin bir ayaklarının burada olmasından kazanacak, öğrenecek çok şeyimiz var. Ve inanın, onların da -ekonomik olarak değil ama- duygusal olarak buna ihtiyacı var.

14 Ağustos 2007, Salı

İzlenme : 2985
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us