. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
1000 senelik aşk

Henüz yirmilerinde, alabildiğine idealist ve girişken, belli ki çok okuyan, çok düşünen, bilgiyi dedikoduya yeğleyen, kolaya kaçmayan, dördü de sosyal bilimlerde okuyan dört üniversite öğrencisiyle sohbet ediyorum.

Ne güzel. İçlerinden biri ateşli bir Foucault hayranı çıkıyor. “Tabii Foucault öncelikle Batı’yı, Batı kültürünü analiz etti. Doğu’ya gelince sustu; çünkü Doğu’nun kendisi suskun.” diyor.

Arkadaşı destekliyor onu: “Doğu’da aşk dahi yok. Değil ki hazdan, hedonizmden söz edilebilsin. Arzu yasak bir kelime. Bastırılmış, yasaklanmış. Kapalı kapılar ardına atılmış. Bugün yaşadığımız ve anladığımız anlamda aşk ise daha ziyade modern bir kavram. Aşk üzerine yazılmış eserler dahi ne kadar az Doğu’nun tarihinde...”

Sahiden öyle mi? Sahiden az mı mesela Osmanlı İmparatorluğu’nda aşk üzerine yazılmış eserler? Yoksa biz mi bilmiyoruz bunları, öğrenmiyor ve öğretmiyoruz kendi evlatlarımıza? Osmanlı tarihsel olarak, Doğu ise coğrafî olarak bize ne kadar yakınlar; ama her ikisi de hâlâ bir muamma. Ne kadar az şey biliyoruz haklarında.

İbn Hazım, 11. yüzyılda yaşamış Endülüslü bir hukukçu ve edebiyatçı. Aynı zamanda hadis derleyicisi, dilbilimci. Bugün hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyor genç kuşaklar. Oysa İbn Hazım, sevgiye ve sevgililere dair en güzel eserlerden birini bırakmıştır insanlığa. İsmi: Güvercin Gerdanlığı/Sevgiye ve Sevenlere Dair. Bu yapıt Mahmut Kanık tarafından dilimize çevrilmiştir. Bazı bölümleri Sezai Karakoç’un Diriliş dergisinde, daha sonra da YKY Cogito’nun “Aşk” konulu kitabında yayınlanmıştır. Eserin en güzel yanlarından bir tanesi üslubunun içeriğe eşlik etmesidir. Nasıl ki âşık olan kişi halden hale geçer, kimi zaman zorluklarla karşılaşır engellere toslarsa, bu eser de üslup itibarıyla yer yer hızlanır, su gibi akar, yer yer yavaşlar, tırmanır bir uzun yokuşu... İşte ondan parçalar:

“Aşk göz açtırmayan bir derttir. Bu öyle bir hastalıktır ki hasta zevk alır. .. Bu derde kim uğrarsa artık iyileşmek istemez. Aşk insana vaktiyle iğrendiği şeyleri süslü püslü gösterir. Kendisine zor gibi gözüken şeyleri kolay gösterir...”

“Sevgili, âşığının ne dengi ne de benzeridir. Dolayısıyla ona karşı misillemede bulunmaz ve eziyetine katlanılır. Sevgilinin küfürleri.. âşığına yaptığı kabalıkları kesinlikle onur kırıcı değildir. Çağlar boyunca, kuşaklarca bir hakaret sayılmamıştır asla.”

“Halifelerin halılarını çiğnedim, kralların toplantılarına katıldım. Fakat âşığın sevgilisine gösterdiği korku ile karışık saygıya denk bir saygı görmedim. Yöneticilere etki edenlerin nüfuzunu ölçtüm. Vezirlerin kullandığı yetkileri gördüm. Fakat sevgilisinin kalbini çalıp onun sevgisini kazanacağından emin bir âşığın talihinden memnun oluşundan daha yoğun, daha diri bir coşku ve sevinç bilmiyorum...”

İbn Hazım’ın Sevgiye ve Sevenlere Dair adlı yapıtı neredeyse 1000 yıllık bir kitap. 1000 yaşında sayılır; ama bugün yazılmış gibi taze ve sıcacık hâlâ. Doğu’nun aşk ve haz üzerine kitaplar üretmediği doğru bir sav değil. Doğru olan, bizim kendi kültür havzamızda nelerin yattığından haberdar olmayışımızdır, kendi kopukluğumuzdur ne yazık ki...

23.09.2007

İzlenme : 4012
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us