Hangi dilde olursa olsun bir sözlük hazırlamak başlı başına bir serüven. İnsanın ana diline yapabileceği belki de en güzel katkı. Aynı zamanda en zahmetli, en çok emek ve zaman isteyen.
Oxford İngilizce Sözlük bugün bütün dünyada kullanılan bir kaynak kitap. Evlerde, raflarda, okullarda. İngilizceyi doğuştan edinenler için de sonradan öğrenenler için de hayat boyu referans. Peki acaba kaçımız bu sözlüğün hikâyesini biliyoruz? Ne de olsa sözlüklerin de bir seyrüseferi var şu hayatta.
Oxford İngilizce Sözlük ün hazırlanmasının arka planı ta 1857 tarihine kadar uzanıyor. Dil ve kültür açısından son derece büyük bir adım, hem zor hem iddialı bir uğraş. Ancak bunu gerçekleştirmeye kararlı bir profesör var ortada. İsmi James Murray. Onun hayat hikâyesi de son derece ilginç. Öyle çok eğitimli ya da zengin bir aileden gelmiyor. Ayrıcalıklı bir çocukluk geçirmiyor. Tam tersine. Kendi eğitimi de 14 yaşında okuldan ayrılmasıyla noktalanıyor. Ama James Murray kitaplara hayran, okumaya düşkün bir adam. Okumadan, araştırmadan duramıyor. Bir anlamda kendi kendini yetiştiriyor. Bir bankada memur olarak çalıştığı dönemde bile bir yandan da İngilizcenin farklı lehçeleri üzerine araştırmalar yapıyor, kitaplar yazıyor. Bilgisi ve birikimiyle dikkat çekiyor, yükseliyor. Ne torpili var ne arkası. Oxford Üniversitesi Yayınevi bu büyük sözlüğün hazırlanmasında yardımını istediğinde seve seve kabul ediyor bu teklifi. O andan itibaren de canla başla çalışıyor.
Sözlüğü oluşturan ekip aynı zamanda halktan da yardım alıyor. Ülkenin dört bir yanından insanlar kelime ve deyim topluyorlar. Sonra da bunları yazıya döküp kurula gönderiyorlar. Bu gönüllü çalışanlar ordusu arasında bir tanesi var ki, onun yardımları olmasa Oxford İngilizce Sözlük çok daha geç ve zor tamamlanırdı. İşte hikâyenin gizli kahramanı da bu adam. İsmi William Chester Minor. Tam yirmi sene boyunca bıkmadan usanmadan kelime toplayıp gönderiyor. Minor ile Murray bu zaman zarfında hep yazışıyor, birbirlerine danışıyorlar. Oxford İngilizce Sözlüğünü hazırlayan profesör hayatında hiç görmediği, tanışmadığı bir sivil vatandaştan muazzam yardım ve ilham alıyor. Öyle ki sözlük tamamlandığında profesör bu gizemli arkadaşına bizzat teşekkür etmek için elindeki adrese gitmeye karar veriyor. Ancak oraya gittiğinde hiç ummadığı bir sürprizle karşılaşıyor.
Verilen adres bir akıl hastanesi çıkıyor. Meğer profesör Murray in seneler seneler boyu yazıştığı, dilin incelikleri konusunda akıl danıştığı Bay Minor bu hastanenin en uzun süreli kalan hastasıymış. Onun hikâyesi başlı başına bir roman konusu. Son derece eğitimli ve iyi yetişmiş. Yale Üniversitesi nden mezun. Mesleği doktorluk. Ancak zamanla paranoya ve ruhsal rahatsızlıklar yüzünden mesleğini icra edemez hale geliyor, toplumdan soyutlanıyor, akıl hastanesine kapatılıyor. Burada ne kadar akıllı ve bilgili olduğunu herkes teslim ediyor. Odasında yalnız kitap okumasına izin veriliyor. O da dinmeyen bir açlıkla okuyor. Oxford İngilizce Sözlüğünün hazırlandığını haber alınca kelimelerin etimolojik kökenleri ve anlamları üzerine kısa kısa notlar yollamaya başlıyor kurula. Zamanla sözlüğün baş mimarlarından biri haline geleceğini ne o tahmin ediyor ne de Oxford Üniversitesi ndekiler.
Simon Winchester tarafından kaleme alınan "Profesör ve Deli" muazzam bir kitap. Bizlere sadece bir sözlüğün akıllara durgunluk veren hikâyesini anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda "akıl ve bilgi"nin kimde olduğunu kolay kolay bilemeyeceğimizi, profesör ile deli arasında sandığımızdan daha çok ortak nokta, ortak bir kültür ve dil merakı olabileceğini hatırlatıyor. İnsan okurken kıskanmadan da edemiyor doğrusu. Keşke keşke böyle kitaplar Osmanlıca Sözlükler için de yazılsa. Sahi ne kadar az bilgimiz var Osmanlı son dönem hazırlanan sözlüklerin ne şartlar altında derlendiği hakkında. Kim bilir ne hikâyeler var oralarda, dil ve kültür, edebiyat ve sanat meraklıları tarafından keşfedilmeyi bekleyen.
01 Nisan 2008