. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Bir oğul, babasının kitabını yok edebilir mi?

 

Bu köşeyi takip edenler bilir, bundan epey önce dünyanın en ünlü yazarlarından Nabokov un oğluna vasiyetinden bahsetmiştim.

Temmuz 1977 de İsviçre de hastalanarak ölen Nabokov, aslında aynı sene içinde yeni bir romana başlamış, şevkle yazmaktaydı. Romanın adı Laura olacaktı. En yakın çevresine bazı bölümleri okumuş, onların fikirlerini almıştı. Niyeti sene bitmeden romanı tamamlayıp, yayıncısına yollamaktı. Ancak hikâyeyi istediği gibi tamamlamaya ömrü vefa etmedi. Yaptığı işi her zaman en iyi biçimde yapmak isteyen ve daima mükemmel olma takıntısıyla tanınan yazar, bu romanı tamamlayamayacağını anlayınca oğlundan ve karısından onu yok etmelerini istedi. Bu talebini vasiyetine de ekledi. Zira Nabokov, sabık okurlarının bu yarım yamalak metni okuyup, kendisini böyle hatırlamalarını istemiyordu.

Aslında romanı yakma/yok etme vazifesini eşine vermişti. Ama Nabokov un karısı buna yanaşmadı. Evlilikleri boyunca yazı yazmasına yardım ettiği, bu uğurda bunca fedakârlıkta bulunduğu kocasının kitabını nasıl yok edebilirdi ki? Bu ikilemle daha fazla boğuşmak istemediğinden o da sessiz sedasız biçimde romanla ilgili her şeyi oğlu Dimitri Nabokov a devretti. Böylece genç bir adam kendini beklenmedik bir yükü omuzlamış halde buldu. Bir tarafta babasının son derece açık vasiyeti, bir tarafta edebiyat dünyasının beklentileri. Durmadan arayan ve metni görmekte ısrar eden editörler, peşinde koşan yayıncılar, bu haberi büyütmek isteyen gazeteciler... Tüm bunlardan bunaldı ama kaçamadı. Bir tarafta vicdanını kemiren sorular katlandı: "İnsan kitap yok edebilir mi? Kitapları yok edersek ne farkımız kalır tarih boyunca her türlü özgürlüğe karşı olanlardan, alanlara kitap toplayıp ateşler yakan Nazilerden ya da diktatörlerden?" Bir adım daha ileri gitti vicdanı: "Hele hele insan sevdiğinin bir yapıtını yok edebilir mi? Bir oğul babasının yayınlanmamış bir romanını, üstelik şu hayattaki son romanı-son çabasını yakabilir mi?"

Tam otuz sene boyunca bekledi Dimitri Nabokov. Laura nın metnini bir İsviçre bankasının kasasına koydu. Böylelikle onu meraklı gözlerden uzak tuttu. Ancak metnin güvenliğini sağladıktan sonra kozasına çekildi tam anlamıyla. Ne yok edebildi kitabı ne yayınlatabildi. Arada bir yerde, dinmez bir kafa ve ruh karışıklığında demir attı. Bekledi. Bu konuda bir karar vermeyi erteleye erteleye bugüne kadar geldi. Ancak New York Times ın dün verdiği habere göre, otuz senelik bekleyişin sonunda Dimitri Nabokov babasının son romanını yayınlatmaya karar verdi.

Kararı duyunca oğul Dimitri yi babasının sırtından para kazanmak ya da ün yapmak istemekle suçlayanlar oldu hemen. Ağır eleştiriler aldı. Ancak kararı alkışlayanlar çoğunlukta. Ama ister negatif olsun ister pozitif tüm bu uzaktan ahkam kesmeleri bir kenara itmişe benziyor. Laura yı en çok hangi okurların seveceğini soran bir gazeteciye şu cevabı verdı: Bilemiyorum. Babam ideal okurunun her sabah tıraş olurken aynada gördüğü adam olduğunu söylerdi. Yani kendisi. Böyle bakınca şu şu insanlar bu romanı daha çok severek okuyacaklar gibi bir genelleme yapamam. Kitap okumayı seven herkes, herhalde...

Sonuçta Dimitri Nabokov babasının otuz senedir kasalarda bekleyen son romanını yayınlatacak, babasının vasiyetine rağmen. Dünyanın her yerindeki edebiyatseverler için güzel haber bu, anlaşılan yakında Laura yı okuyabileceğiz. Bunca zaman gözlerden saklanmak istenmesi onu hem yayıncıların hem okurların gözünde bin kat daha cazip kılmışa benziyor.

 

06 Mayıs 2008

 

İzlenme : 2737
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us