. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Tatil yapmak ya da yapamamak

 

Yaz geldi ya aldı beni bir "tatil tasası". Tatilin de tasası olur mu demeyin. İnsanına bağlı. Kişiden kişiye değişir. Olur olur. Bu mevzuda insanlar ikiye ayrılır: "Tatilseverler" ve "tatil özürlüler". Tatilseverler, adı üstünde, "tatil" mefhumuyla en ufak sorunları bulunmayan, adeta tatil yapmak için yaratılmış olanlar.

Deniz kenarı, göl evi, kayak kampı, ormanda kulübe ya da tekneyle tur... Ne olursa olsun, mutlak bir uyum içinde yeni duruma ayak uydurup dinlenmeyi becerebilen şanslı insanlar onlar. Görür görmez tanırsınız bir tatilseveri, bilhassa alışverişlerde belli eder kendini. Ailenin hangi ferdine kaç numara güneş kremi lazım, nerede hangi böcek ilacı kullanılmalı, hangi tip alerji ilaçları bavula konmalı... Tatilsever her şeyi inceden ve önceden bilir tartar hesaplar. Ve tatil yerine gelir gelmez doğal bir rahatlıkla çıkartır "şehir kıyafetleri"ni, giyinir tatil hallerini, bir dakikada bu yeni ortamın parçası oluverir. Bir hamakta aheste revan sallanırken ya da elde kitap uykuya dalmış vaziyette veya bir oltayla saatlerce balık beklerken görebilirsiniz onları. Mutlu, dingin, telaşsız... Tatilseverler zinhar anlayamazlar nasıl olup da bazı insanların onlar kadar, onlar gibi tatil fikrine düşkün olmadıklarını.

Tatil yapma özürlüler ise eklektik bir gruptur, çeşit çeşit insan: İçlerinde çalışmaktan başka bir yaşam şekli bilmeyen işkolik işadamları ya da habire yazmaya okumaya alışkın akademisyenler de var, kafalarına devamlı bir şeyler takan evhamlı-huzursuz kimi ev hanımları da. Kimisi de ayrılmaz ayrılamaz şehir hayatından kolay kolay. Çehov un sözü kulaklarında küpedir daima: onları ancak çalışmak kurtarır. Ben de bu gruba yakınım galiba. Ortak noktamız: Nasıl tatil yapılacağını bilmememiz. Rehavetten, güneşten sıkıntı duymamız.

Yazın ilk günleri geldi mi, hatta henüz bahar iken dem, hani kuşlar cıvıl cıvıl, sanırsın yeni bir beste keşfettiler; hani renkler bir başkalaşır, açılır saçılır; hani ağaçlar donanmış, kokular katmerlenmiş; şehir kendince kadrince sil baştan donanır ve hani insanlar baskıdan kurtulmuş yay misali fırlar ya sokaklara, dışarlara, atarlar kendilerini illa ki kamusal alana; hani işte o dönemlerde, öyle günlerde, benim moralim bozulur oldum olası, kendime kapanırım. Yazmakta, keyiflenmekte zorlanırım. Bedenim bir türlü ayak uyduramaz yazın ritmine, sanki yürümeyi unutmuşum. Adeta herkesin işittiği bir ritm var, bir ben sağır olmuşum... Güneşi neden sevmediğimi bilmiyorum. Açıklayamıyorum. Kim bilir belki vardır bilmediğim ulvi ve derin bir sebebi, belki de sırf sıcak olduğu için. O kadar basit.

Tatilde roman yazamayışım, yağmuru çamuru özlemelerim bu yüzden mi? İlla ki güneşten uzak bir köşeye çekilmeliyim, ortam durgun ve yarı kasvetli olsun, daha iyi. Ne vakit kararsa ağırlaşsa hava, hani kurt havası derler ya, ha yağdı ha yağacak, bir keyif bir enerji patlaması içimde. Yarasalar gibi güneşten uzak çalışmam, illa ki hafif karanlıkta yazmalarım; güneş altında araba yolculuğu yapıyorsak camlara eşarptan atkıdan artık ne bulursam perdeler çekmem; deniz kenarına gidilmişse, keyif çatmak bir yana acı çekmem bu yüzden.

Yaz geldi ya, hatırlayıverdim ister istemez "tatilseverler" ile "tatil özürlüler" arasındaki o ezeli ayrımı.

 

17 Haziran 2008

 

İzlenme : 3179
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us